Borcu yapılandırırken çifte faize dikkat!..

Abdulkadir Özkan

KREDİ ve kredi kartı borcunun yapılandırılmasına imkân sağlayan değişikliğin Resmi Gazete’de yayınlaması ile yürürlüğe girmiş olması milyonlarca borçlunun biraz nefes almasını sağlayacağı ileri sürüldü. Yapılandırma imkânı getirilen borç miktarının 257 milyar lira olduğu düşünülürse milyonlarca insanın borcunu şimdilik döndürebilme imkânı olsa da hızlı bir şekilde bataklığa doğru sürüklenmekte oldukları, borç yapılandırma imkânı getiren değişikliğin insanımızı bundan kurtarmaya yönelik olduğunu söylemek yanlış olmaz. Elbette insanımız borcunu uzun vadeye yayarak biraz nefes alacak, buna karşılık ekonomide de bir canlanma öngörülüyor. Yani, birikmiş borç sebebiyle elindeki kredi kartını kullanamayanlar borç yapılandırması ile yeniden kartlarını kullanabilecek. Bu da borcun büyüyerek artması demek. Bu arada yeni harcama imkânının ekonomiyi canlandıracağı söyleniyor. Daha önce borcun uzun vadeye yayılmasının insanımıza biraz olsun nefes aldırabileceğine ancak bir süre sonra yeni bir tıkanma söz konusu olduğunda şimdikinden daha şiddetli bir durumun ortaya çıkacağına dikkat çekmiştim. Bu defa yeni düzenleme açıklandığında 72 aya kadar imkân sağlanan yeni yapılandırmada uygulanacak olan faiz oranlarının gündeme gelmediği görüldü. Bu durum ilgililere sorulduğunda, borçluların banklarla yapılandırmaya giderken pazarlık yapmaları tavsiye edilmişti. Borçlunun alacaklı karşısında hangi güçle pazarlık yapabileceğini sanıyorum sormaya bile gerek yok. Çünkü güçlü olan borçlu değil alacaklı bankadır.

Bu duruma önce gazetelerde, “Borç 257 milyar, faiz belli değil” başlığı altında dikkat çekildi. Ardından borcunu yapılandırmak için bankanın kapsını çalacak olanlar, “Borçtan kurtulurken çifte faize dikkat” şeklinde uyarıldı. Konuyu biraz açarsak kredi kartı borcu yeniden yapılandırıldıktan sonra aylık taksitler kartını kullanmaya devam edilen kartın asgari ödeme tutarına eklenerek ödenecek. Böyle olunca ortaya iki ihtimal çıkıyor. Bankalar ya hiç faiz uygulamadan mevcut borcu taksitlere bölecek, yüzde 2.02’lik alışveriş faizini alacak ya da önce yüzde 2.52’lik gecikme faizi alıp taksitler yine asgari ödemeye eklenecek. Böyle olduğunda borçludan çifte faiz alınmış olacak. Kaldı ki yüzde 2.02 alışveriş faizi yıllık bazda düşünüldüğünde yüzde 30’lara yaklaşıyor. Bir bakıma tefeci faizi geçerli. Zaten ödeme sıkıntısı çektiği için yapılandırmaya giden borçlunun yükü biraz daha ağırlaşmış olacak.

Elbette, yapılandırmaya gidenler bu hususa dikkat edeceklerdir. Böyle bir uygulama ile karılaştıklarında itiraz edebilirler ama bu gücü kendilerinde bulabilirlerse. Böyle olunca vatandaşın bankaların insafına terk edilmemesi, yeni düzenlemede bu hususun açıkça belirtilmesi gerekirdi. Ne var ki, bankalar, bir diğer ifade ile sermaye sahipleri yönetimler üzerinde vatandaştan daha etkili oldukları için sıkıntılara çözüm bulmak söz konusu olduğunda bankalar kollanılıyor. Söz gelimi daha önceleri bankaların kart sahiplerinden aldıkları aidatlar başlangıçta bir defa alınıyor ve bunun miktarını bankalar belirliyordu. Buna itirazlar artınca yeni düzenlemeye ihtiyaç duyuldu ama aidatlar kalkmadı. Bankalar yeni formüller buldular. Mesela bazı bankalar aidatsız kart çıkardılar. Aidat ödemek istemeyenlerin bu karttan alması istendi. O karttan almak kolaydı ama kullanmakta olduğu kartı iptal ettirebilmesi için borcunu kapatması gerekiyordu. Bunu yapamayanlar aidat ödemeye devam ettiler. Hatta bazı bankalar eskiden yılda bir defa aldıkları aidatı ikiye, üçe çıkardılar. Aidat almayan bazı bankalar da almaya başladılar. Diğer bankaların tepkisinden çekindiler. Bir başka husus ise son zamanlarda zorunlu trafik sigortası primlerinde birden bire büyük artışlar oldu. İnsanlar bunun altından kalkamaz duruma gelince tepki yükseldi ve yeni bir düzenleme yapıldı, yapılıyor dendi ama sonuç değişmedi. Kısacası, sermayenin borusu ötmeye devam ediyor. Böyle olunca finans kuruluşları büyük kârlar elde ediyor. Bankaların üç, altı aylık kâr açıklamaları bunu gösteriyor. Sonuç olarak diyebiliriz ki, faiz bulaşan insanımızın sıkıntıdan kurtulması mümkün değil. Kendileri sıkıntı içinde boğuşurken para sahiplerini daha çok zengin etmek için uğraşmaya/didinmeye devam edecekler.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.