Sevgi Dilencileri

Fatma Tuncer


Büyüklerimiz dervişin fikri neyse zikri de odur sözünü boşuna dememişler. İnsanın niyeti ne ise amelleri o yöne doğru kayıyor. Eğer niyetiniz çağın kirlerine bulaşmadan yaşayabilmekse, eteklerinizi yukarı toplayıp, bataklığa düşmeden yürümenin yollarını arıyorsunuz. Eğer niyetiniz gerçekten bu ise kire bulaşmadan yürüyebilmek için her şeyinizi feda edebiliyorsunuz. Tıpkı bunun gibi niyetiniz sadece para ve mevki ise de bütün vaktinizi bu yolda harcamaktan kaçınmıyorsunuz.
 
Geçtiğimiz haftalarda İngiltere’de bir şarkıcının kaldığı otelde süt içmek için kullandığı bardağın yıkanmadan satılığa çıkarılması ve onlarca insanın kirli bir bardak için fahiş paraları gözden çıkarması beni derin düşüncelere sürükledi. Fertlerin bütün yaşamını etki altına alan kapitalist ahlak, bilinç körlüğüne neden oluyor. İnsanlar artık karşılarına çıkan kişi ya da kişileri bir insan olarak değil ticari bir meta olarak görüyor ve bu kişiler üzerinden neler elde edebileceklerini hesaba katıyorlar. Tüketim ağının çarkında eriyen ve edilgen bir varlığa dönüşen kitleler ise küçük bir takdir elde edebilmek için bir sabinin kirli bardağına tenezzül ediyorlar. Çok yazık!
 
Varoluş mahiyetini sorgulamaktan kaçınan ve evrendeki kutsal sorumluluğunun bilincine varamayan insan, bir eşya üzerinden elde edebileceği onayı ve maddi çıkarları hesap ediyor. Bir şarkıcının kullandığı eşyalar üzerinden kendine paye biçiyor ama sahip olduğu üst konumunu göremiyor. Göremez çünkü bilinç körlüğüne yakalanmış. Bilinci körelmiş bir kişiye varlığının mahiyetiyle ilgili sorular sorsanız yüzünüze anlamsız bir şekilde bakacaktır. Çünkü bu kişi fıtratında mevcut olan hakikat çekirdeğinin üzerini örtmüş ve körleşmiştir. Bu nedenle ticari hayatında başarılı olduğu halde fıtratına gün be gün yabancılaşıp, kendinden uzaklaşmaktadır. Şimdi siz bu kişiye ebedi hayatı için torbanda neler biriktirdin diye sorsanız size meczup olarak görecektir. Çünkü ona göre hayat sadece dünyevi imkanları fırsata çevirmek ve bu fırsatlar üzerinden rant elde edebilmektir. Ona göre hayat ölüm ötesi değil ölüm öncesi süreçte konforlu bir hayat yaşamak ve bu hayatı sürdürebilmektir.
 
Medyada boy gösteren popüler kişilerin eşyalarına rağbet bizim toplumumuzda da sık sık rastlanan bir durum. İnsanlarımız dizi oyuncularının kullandıkları eşyalara fahiş paralar ödeyerek tüketim çarkının gönüllü müdavimleri oluyorlar. Kendilerine hak ettikleri değeri veremeyen, dışarıdan onay ve destek bekleyen insanlarımız muhteşem yüzyıl taçları, Fatmagül terliği, Fatmagül çizmesi, Fatmagül bilekliği, Hürrem yüzüğü, Nur Yerlitaş’ın kuşları hasret yüzüğü Polat Alemder saati… vb ürünlere rağbet ediyorlar. Ünlü kişilerin kullandıkları eşyalara sahip olmanın kendilerine saygınlık getireceğine inanıyorlar. Sevgi dilenciliği yapan bu kişiler ihtiyaçları olan şeyi yanlış yerde aradıklarından hiçbir zaman arzu ettikleri mutluluğa ulaşamıyorlar.
 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.