1954’ten 1962 yılına kadarki Cezayir bağımsızlık mücadelesinde 1 milyon Cezayirli hayatını kaybetti. Ruanda\'da ise Fransızların katliama göz yumması yüz binlerce kişinin hayatına mal oldu.İşte o katliama dair görüntüler
Fransa'nın Cezayir ve Ruanda katliamlarından vahşet görüntüleri


Cezayir
1830’ da sömürge olarak işgal ettikleri Cezayir’ de her türlü insanlık suçunu çekinmeden işleyen Fransızlar, 1962’ de bağımsızlığını kazanana kadar ülkede çeşitli soykırımlar ve katliamlar gerçekleştirdi. Bağımsızlık savaşı veren yüzbinlerce Cezayirliyi katleden Fransızların 2.5 milyon Cezayirliyi tehcire tabi tuttular. Cezayir’ de 100 yılı aşkın süre her türlü insanlık suçunu işleyen Fransızların bağımsızlık savaşında 8 bin köyü yok ettiği de biliniyor

Ruanda
Ruanda Afrika’nın ortasında yer alan küçük bir ülkedir. Halkının yüzde 90’ı Hutu, yüzde 9’u Tutsi, yüzde 1’i Pigme kabilesinden meydana gelmektedir. Avrupalıların sömürgecilik faaliyetlerinin vahşice yaşandığı yerlerden sadece bir tanesiydi Ruanda.
II.Dünya savaşından sonra sömürgeci devletler ellerindeki bölgeleri tek tek kaybetmeye başladı. Bunlardan biri de Ruanda’ydı. 1962 yılında Ruanda bağımsızlığını ilan etti. Ülkede yapılan seçimler sonucunda Hutular kazandı. Yönetimi ele geçiren Hutular Fransa ve Belçika gibi sömürü üzerine inşa edilmiş devletlerinde kışkırtmalarıyla Tutsileri sürgüne zorladı. Tutsilerin önemli bir bölümü komşu ülkelere sığınmak zorunda kaldı. Bu gibi nedenlerden dolayı ülke kargaşa ortamına büründü. Fransa’nın da desteği ile ülke artık katliam için uygun bir hale gelmişti

Fanatik Hutulara ise bu fırsatı Hutu asıllı Ruanda Devlet Başkanının uçağının 6 Nisan 1994’te düşürülmesi verdi. Hutular ülkede Tutsileri katliama başladılar. Birkaç ay içinde 600 bin insan katledildi. Katliamın iyice büyümesi sonucunda komşu ülkelerde örgütlenmiş olan Tutsiler saldırıya geçti.

O güne kadar katliamı isteyen Fransa bu gelişme üzerine katliama göz yuman katkı sağlayan Hutu hükümetine askeri destek vermeye başladı. Bu destekle beraber Ruanda Katliamı, son 10 yıl içerisinde dünyada yaşanan en büyük ikinci katliam olarak tarihte ki yerini aldı. 7 Nisan 1994 te başlayan katliam da sadece 100 gün içerisinde yaklaşık 800.000 kişinin ölümüne mal oldu.

Fransa bölgede Belçika’nın etkilendiğini artırmak için ilk başta ayrımcı politika izledi. İlerleyen zamanlarda ise askeri yardımda bulunarak katliamın büyümesinde ki en büyük etken oldu. Bunun sonucunda tarihte meydana gelen büyük katliamlardan birini daha gerçekleştirmiş oldu.

Dünya katliam haberlerini katliam başladıktan 15 gün sonra duydu ve eski Fransa devlet başkanı Mitterand : “Afrika’da olağan şeyler yaşanıyor” diyerek ne kadar karaktersiz olduklarını ortaya koyuyordu.

Elbette Fransa’nın kanlı sömürge tarihi bu kadar değildi. Sömürgenin Afrika’ya yayıldığı dönemlerde Benin kıyıları köle ticaretinin merkezi halindeydi. Fransızlar sadece Benin kıyılarıyla yetinmeyip tüm Benin’i ele geçip sömürmek istedi. Bu doğal bir sonucu olarak halk silahlanıp ayaklandı. Modern teknolojiye sahip Fransa bu ayaklanmayı kanla bastırdı.

1904 yılında ülkenin tamamı işgal edildi. Benin toprakları anacak 1 Ağustos 1960 yılında bağımsızlıklarını ilan edebildiler.

Sömürgeye maruz kalan başka ülkelerde vardı.. Mesela Cibuti. Müslüman bir toplum olan Cibuti’ye ilk işgal girişimi 11 Mart 1862 tarihinde başladı. Halkını İslam’dan uzaklaşması için eğitim sistemiyle oynayan Fransa Cibuti haklına Hristiyanlığı empoze etmeye çalıştı. Tabi ki bu başarılı olamamıştı Cibuti halkı üzerinde.

Fransa insanlık tarihi boyunca en dehşet katliamlar ve işgallere imza atmış bir ülkedir. Sadece İslam’a ve Müslümanlara zülüm yapmadı Fransa. Tüm Afrika ülkelerine kan kusturdu. Burkina-Faso, Çad, Gabon , Gine , Kamerun , Komor adaları , Moritanya , Nijer , Senegal , Tunus , Mali …

Bugün herkes şahittir ki esas terörist, esas katil ve saldırgan Fransa’dır. Mazlumlara çektirmiş olduğu eziyetler elbette bir gün Fransa’yı bulacaktır…







