Bilim insanları, antik Yunanların 2 bin yıl önce Güneş'in, Ay'ın ve Güneş Sistemi'ndeki beş gezegenin konumlarını doğru olarak belirlediklerini ortaya çıkardı.
Bilim insanları, antik Yunanların 2 bin yıl önce Güneş'in, Ay'ın ve Güneş Sistemi'ndeki beş gezegenin konumlarını doğru olarak belirlediklerini ortaya çıkardı.
Akdeniz'de Girit ve Mora arasında bulunan Küçük Çuha (Antikythera) Adası açıklarında 1901'de bulunan bir gemi enkazından çıkarılan mekanizmayı inceleyen bilim insanları, "Dünyanın ilk analog bilgisayarı" olarak da bilinen cihazın aynı zamanda Güneş ve Ay tutulmalarını tahmin etmek için renk kodlarına sahip olduğunu buldu.
Yaklaşık 2 bin 100 yıl önce yapıldığı sanılan mekanizmanın zamanının çok ilerisinde bir teknolojiye sahip olduğuna işaret eden araştırmacılar, mekanizmanın yaklaşık bin yıl sonra keşfedilen mekanik astronomi saatleriyle aynı işlevi gördüğünü belirledi.
Yaklaşık 12 yıl süren araştırmayı yöneten Cardiff Üniversitesi Astrofizik Bölümünden Prof. Dr. Mike Edmunds, "Çok sayıda bronz dişli çarktan oluşan mekanizma, son derece ileri düzeyde. Bu nedenle daha önce de benzeri mekanizmalar yapıldığına inanıyoruz. Ancak şimdiye kadar benzer bir mekanizmaya dünyanın hiçbir yerinde rastlanmadı." dedi.
Hem Güneş hem de Ay takvimine göre düzenlenen mekanizma, Ay'ın evrelerini, Güneş ile Ay'ın Zodyak'taki konumlarını, çıplak gözle görülebilen Merkür, Venüs, Mars, Jüpiter ve Satürn’ün sıralanışını gösteriyor.
Araştırma “Almagest” dergisinde yayımlandı. Antikythera Düzeneği, 1901'de Küçük Çuha (Antikythera) Adası açıklarında sünger arayan bir balıkçının keşfettiği batık gemiden çıkarılmıştı. MÖ 87 yılında battığı sanılan yük gemisi, şimdiye kadar bulunan batık gemilerin en büyüklerinden biriydi. Yaklaşık 40 metre uzunluğundaki gemi, deniz dibinde ikiye ayrılmış halde bulunmuştu. Batıktan çok sayıda mücevher, çömlek, mobilya ve bronz eşya çıkarılmıştı. Düzenek ise küçük bir tahta kutu içindeydi.
Laos’un kuzeyinde bir dağın yamaçlarında bulunan dev kaseler bilim adamlarının kafalarını karıştırdı...
Her biri birkaç ton ağırlığındaki bu taştan oyulmuş kaselerin yaklaşık 4 bin yıl öncesine ait oldukları tahmin ediliyor. Ancak bunların, kimler tarafından, hangi amaçla yapıldıkları hala anlaşılamadı...
“Devler Vadisi” olarak anılan Laos’ın bu bölgesinde 160 dev taş kase bulunuyor. En büyüğü 6 ton olan bu taşların buraya nasıl getirildiği de anlaşılamadı...
Bilim adamlarının dikkatini çeken bir başka şey ise, taş kaselerin belli bir düzen içinde, bir yolu işaret eder gibi dizilmiş olmaları...
Benzer taş kaseler Tayland ve Kuzey Hindistan’da da bulundu. Bu üç yeri inceleyen bilim adamları, toplam 400 taş kase ortaya çıkardı...
Tümünün sanki aynı el tarafından yapılmış gibi olduklarını söyleyen uzmanlar “Hepsi de kayalık olmayan düzlük bölgelerde. Oralara nasıl getirildiklerini, ve ne amaçla yapıldıklarını anlamaya çalışıyoruz."
"Anladığımız hep aynı yöntemle yapıldıkları” diyorlar"
Laos’ta “Devler Vadisi”nin bulunduğu bölgede yaşayanlar ise farklı bir efsane anlatıyor.
Buna göre çok eski zamanlarda bölgede devler yaşıyordu ve bu kaselerden su içiyorlardı.
Kuyunun bulunduğu mekan, yerli ve yabancı ziyaretçiler tarafından yoğun ilgi görüyor.
Tarih Araştırmacısı ve Yazar Hasan Sevil, yaptığı açıklamada, Çeşme-i Eyüp'ün, Özbek halkı için öneminin büyük olduğunu belirtti.
"İnanışa göre Eyüp Peygamber, Buhara'yı ziyaretinde halka o günlerde nasihat etmiş. Kuraklık döneminde, yerli insanlar ondan su istemişler. Eyüp Peygamber dua ediyor ve asasını toprağa vurduğunda, kaynak suyu çıkmış.
Böylece buradan çıkan suya, 10. yüzyılda Samaniler döneminde ilk defa kubbeli bir mekan yapılıyor. 14. yüzyıldan 19. yüzyıla kadar sürekli inşa edilmiştir. Çok kompleks olan bu mekan sürekli yenilenmiş."
"Çift konili kubbe binanın siluetini oluşturmaktadır" diyen Sevil, Çeşme-i Eyüp adı verilen kuyuda halen su bulunduğunu ve ziyaretçiler tarafından şifalı olduğuna inanılan suyun içildiğini söyledi.
GÜNEŞ KAPISI
Tarihçiler 4 bin metre yüksekliğe kurulan Tiahuanaco kentinin tanrılar tarafından inşa edildiktan sonra Aymara kızılderililerine bıraktığını belirtiyor...
Tarihçilerin şakayla karışık bu iddiayı ortaya atmalarının nedeni kentin nasıl oluştuğu yönünde bilgiye sahip olamamaları...
Güneş kapısında yer alan 48 heykelin takvim olarak kullanıldığına inanılıyor...
TIAHUANACO
Bolivya’da Ant dağlarında 4 bin metre yükseklikte kurulan Tiahuanaco antik kenti bugün hala gizemini koruyor...
Arkeologlar bu kenti Aymara kızılderililerinin inşa ettiğini tahmin ediyor...
TAÇ MAHAL
Taç Mahal Babür İmparatorluğu hükümdarı Şah Cihan tarafından Hindistan’in Agra şehrinde Jumna Nehri’nin kıyısında yaptırılmıştır...
Şah Cihan ölen karısı Mümtaz Mahal anısına inşa ettirmiştir...
Efsaneye gore yapımı bittikten sonra türbe işçilerinin kolları aynı eserden bir tane daha inşa edilmemesi için kesilmistir...
Günümüzde ayrıca bir mabet yeri olarak görülmektedir...
Günümüzde gençler aşklarının daha güçlenmesi için Taç Mahal’ı ziyaret ediyor...
STONEHENGE
Dünyada sırrı hala tam olarak çözülemeyen yerlerden biri de İngiltere’nin Salisbury Düzlüğü’nde yer alan Stonehenge’dir...
Antik çağın bilgeliğinin en önemli sembolü olarak varsayılır...
Bu yapı astronomi astroloji geometri meteoroloji ve paganizmle ilişkilendirilmektedir...
TAULAS
İspanya’nın İbiza Adaları’ndaki T-Cetveli şeklindeki bu taşın sırrı çözülemiyor...
Millattan önce 1500 yıllarında konulduğu tahmin edilen taşın ne işe yaradığı bugün hala bir sır...
MALTA
Akdeniz’in ortasında bulunan Malta adası günümüzde turistlerin uğrak noktası...
Akdeniz Osmanlı İmparatorluğu’nun bir iç denizi olduğu dönemde bile Malta’yı feth edemedi...
Ada bugün de araştırmacılar için gizemini koruyor...
Çünkü Ada’da prehistorik döneme ait buluntuların sırrını arkeologlar günümüzde de çözemiyor...
MACHU PICCHU
Machu Picchu bugüne kadar çok iyi korunarak gelmiş olan bir İnka antik şehridir...
Peru’da And Dağları’nda 2 bin 360 m yükseklikte kurulan antik kent Machu Picchu İspanyol istilacılar 1532 yılında buraları işgal ederken sık dağlar arasında kaldığı için istilacılar tarafından fark edilmemiş ve bu sayede zarar görmemiştir...
Machu Picchu 200 den fazla merdiven sistemiyle birbirine bağlı olan taş yapıdan oluşur...
Şehrin 3000 basamağı bugün hala gayet iyi durumdadır...
KUDÜS
Kudüs üç dinin buluştuğu tek yer olarak bilinir...
Tarih boyunca Kudüs’e hakim olmak için üç dinin taraftarları birbirleriyle sürekli çatışma içine girmiştir...
Mescid-i Aksa İslam dinine inananlarca kutsal sayılan mekanlardan biridir...
Mescid-i Aksa Kudüs şehrinde bulunan Müslümanların ilk kıblesidir...
Altın kubbeli olan ve Mescidüs Sahra olarak da anılan Kubbetüs Sahra ile Mescid-i Aksa karıştırılmamalıdır...
EXTERNSTEINE
Almanya’nın Kuzey Ren Vestfalya eyaletinde Teutoburger Ormanı’nda bulunan yan yana dizilmiş 13 kayanın sırrı hala çözülemedi...
Externsteine olarak bilinen kayaların 120 milyon yıl önce oluştuğu tahmin ediliyor...
Bu mistik yerin bir zamanlar Germanların kültür şehri olduğu varsayılıyor...
ÇİN DUVARI (ÇİN SEDDİ)
Çin duvarı 6 bin 350 kilometre uzunluğuyla dünyanın en uzun yapısı unvanını taşıyor...
1800 yıl önce inşa edilen duvarın niçin inşa edildiği tam olarak bilinmiyor...
Çinlilerin kuzey komşuları olan Türklerden korunmak için bu duvarı yaptığı varsayılıyor...
BRETAGNE
Fransa’nın Bretagne bölgesinde yer alan bu taşlar bugün hala gizemini koruyor...
Taşların millattan önce 6000-1800 yılları arasında buraya yerleştirildiği tahmin ediliyor...
Taşlar güneş sistemi örnek alınarak yerleştirilmiş ancak o çağlarda insanlık hala güneş sisteminden haberdar değildi...
Taşların buraya nasıl yerleştirildiği gizemini korumaya devam ediyor...
ANGKOR WAT TAPINAĞI
Kamboçya’daki Angkor Wat Tapınağı Güney Asya’daki en geniş ve en meşhur tapınak olarak bilinir...
12.yüzyılın ilk yarısında İkinci Suryavarman tarafından inşa ettirilmiştir...
Dünyanın en geniş dini anıtı olan Angkor Wat tapınağı Tanrı Visnu’ya adanmıştır...
Tepeler ve kuleler Hint efsanesindeki Tanrıların dağı “Mount Meru”yu tapınağı çevreleyen hendek de dünyayı kuşatan mistik okyanusları simgeler...
Bu tapınağın duvarlarına meşhur Hint destanları Ramayana ve Mahabharata yazılmıştır...
Tapınak günümüzde Kamboçya bayrağı üzerinde de yer almaktadır...
PETRA ANTİK KENTİ
Ürdün’ün Lut Gölü ile Akabe Körfezi arasındaki toprakları üzerinde yer alan Petra Antik kenti M.Ö. 400 ile M.S. 106 yılları arasında Nebatiler’e başkentlik yapmıştır...
Roma İmparatorluğu tarafından işgal edilene kadar başkent olarak varlığını sürdüren antik kentte evler kiliseler taşların içi oyularak inşa edilmiştir...
M.S. 400 yıllarından sonra deprem ve ekonomik sıkıntılardan dolayı kent gözden düşmüş ve zaman içinde unutulmuştur...
1812 yılında İsviçreli gezgin Johann Burckhardt tarafından kent tekrar bulunmuştur...
PORTO RİKO
Karayip adalarından biri olan Porto Riko’da UFO gibi gizemli gök cisimlerine sık sık rastlanıyor...
Ada sakinleri sahilde gizemli gök cisimlerine rastladıklarını sıklıkla belirtiyorlar...
RANO RARAKU
Paskalya Adası’nın doğusundaki Rano Raraku yanardağının tüf ve taşlarından bu heykeller yontulmuştur...
Ahu adı verilen platformlar üzerinde yerleşmiş heykeller bakışları yerleşim bölgesini görecek şekilde yerleştirilmişlerdir...
Ahular o kadar güzel işlenmişlerdir ki yontma taş plakalarının arasına bıçak sırtı bile sığmaz...
PASKALYA ADASI
Paskalya Adası Büyük Okyanus’un güney doğusunda Şili’ye bağlı bir ada...
Şili sahillerinden 3.700 km uzaklıktaki Paskalya adasında yer alan heykeller bugün bile gizemini koruyor...
Dünyaca ünlü her turistik kitapta anlatılan taş heykeller Moai diye adlandırılırlar...
Çok sayıda araştırmaya rağmen heykellerin ne amaçla yapıldığı bilinmemektedir...
Tam ne zaman yapıldığı da bilinmeyen heykellerin M.S. 1000 ile 1600 yılları arasında inşa edildiği tahmin edilmektedir...
Yine tahminlere göre bu taş heykeller yerlilerin ruhlarla iletişim kuran atalarıdır...
Boyları 1 ile 20 m arasında değişen Moailerin en büyüğünün ağırlığı 50 tondur...