Dalgıçlar Japonya'da denizin derinliklerinde ilginç geometrik-şekiller gördüler.
Dalgıçlar Japonya'da denizin derinliklerinde ilginç geometrik-şekiller gördüler.
Kum üzerine işlenmiş bir sanat eseri gibi duran bu şekilleri kimin yaptığıyla ilgili farklı-farklı tahminler vardı.
Bazıları denizin dibindeki bu muhteşem şekilleri uzaylıların işlemiş olabileceğine bile inanıyordu.
Aradan geçen uzun yıllardan sonra 'gizemli sanatçı' ortaya çıktı.
Dalgıçlar bu şekillerle ilk kez 1995 senesinde karşılaştılar.
Denizin dibine bu olağanüstü şekilleri kimin çizdiği yıllardır merak konusuydu. 'Gizemli sanatçı' iş üstünde yakalandı ve yaklaşık 20 sene sonra bu muhteşem eserlerin sırrı ortaya çıktı.
2 metreyi bulan çaptaki harikulade sanat eserlerini sadece 12 santimetre boyunda minik bir balık yapıyordu.
Balığı ve şekilleri inceleyen uzmanlar çok ilginç bulgulara ulaştılar.
Bu şekilleri sadece erkek balıklar yapıyordu. Eser biter bitmez dişi bir balık gelip erkeğin işçiliğine şöyle bir göz atıyor, beğenirse yumurtalarını bu şeklin ortasına koyuyordu. Erkek bu yumurtaları döllüyor ve 6 gün boyunca çemberin dışına çıkmadan yumurtaları koruyor. Beyni bir nohut tanesi kadar olan balığın bu muhteşem eserleri nasıl yaptığına ve bu balık türünün kendilerine eş seçerken nasıl böyle bir sistem geliştirdiğine ise bilim adamları cevap veremiyor.
Kendilerine inanılmaz derecede zarif yuvalar inşa eden bu hayvanlar, doğadaki en iyi tasarımcılar oalbilir.
Philetairus socius, yani hoşsohbet dokumacı olarak bilinen bu kuş türü, yalnızca Güney Afrika, Namibya ve Botswana'da yaşıyor.
Komün halinde yaşayan kuşlar, dev yuvalar 'dokuyor'.
Philetairus socius kuşlarının apartman binalarına benzeyen yuvalarında 400 kadar kuş birlikte yaşar.
Ve aynı yuva, yüz yıl boyunca farklı jenarasyonlar tarafından kullanılabilir
Bazı yuvalar o kadar büyüktür ki inşa edildiği ağacı bile yıkabilir.
Çubuk, sarmaşık ve çamur gibi maddeler kullanılarak oluşturulan yuvadaki girişler aşağıdandır.
Girişte yırtıcılara karşı güvelik sistemi olarak kesici ve delici çubuklarla dolu bupi tuzaklarından oluşan tüneller vardır.
Konfor yuvanın içindeki odaların tabanına serilen çimlerle sağlanır.
Doğada gezerken böyle bir manzarayla karşılaşsanız siz ne yapardınız?
İşte bir tarantula yuvası...
Genellikle toprak altında oluşturduğu bu tünellerde saklanıyor. Yuvalarının yakınından geçen diğer böcek ve örümcekleri avlayarak besleniyor. Yalnız geceleri yuvaları dışında görülürler.
Afrika ülkelerinin tropikal bölgelerinde yaşayan termitlerin yuvaları, görenleri şaşırtıyor. Bir iki santim boyundaki termitler, yüksekliği 4-5 metreye varan minyatür şehirler inşa ediyor.
İlk bakışta doğadan bir kaya gibi görünen yuvalar, adeta gizli şehirler şeklinde inşa edilmiş. Sürekli değişen iklim şartlarına da uyum sağlıyor.
Bu minyatür şehirlerin havalandırma sistemleri, özenle düzenlenmiş bölümleri, hatta içinde tarım alanları bulunuyor. Afrika bölgelerindeki zorlu yaşama uygun olarak yapılan yuvalar, aniden bastıran yağmurlar ve bunların ardından gelen seller ile çok yüksek derecelere çıkan hava sıcaklıkları gibi pek çok olumsuzluğa karşı korunaklı. Nüfusu kimi zaman bir milyonu aşan termit yuvalarında genel düzen kusursuz.
Termitler, havalandırma sistemiyle yaptıkları yuvalarda özel odalar inşa ediyor. Şehirdeki bireylerin bütün ihtiyaçlarını kendi içlerinde karşılayabilecek, dışarıdan alışverişe ihtiyaç duymayacak bir düzen var. Yuvaların içinde çocuk odaları, kuluçka odası, kraliçe odası, tarım alanları bulunuyor. Bu yuvaları yıkmak ise neredeyse imkânsız. Kimi bölgelerde kaldırılması gereken yuvaları dışarıdan balyozla bile yıkmak mümkün değil. Yuvalara özel yöntemlerle yer altından girilip, içeriden balyozla yıkılıyor.
Dokumacı karıncalar yuvalarını yapraklardan yaparlar.
Avustralya'da ve Asya'nın güneyinde, diğeri de Afrika'nın bazı kesimlerinde görülen Oecophylla adlı karıncaların yuva yaptığı yerlerde birlikte yaşamak neredeyse imkansız.
Uzun bacaklı ve kıvrak olan bu tür, orman tepelerindeki devasa alanları öyle saldırganca ele geçirmiş ki, yerli halk onlara ağaç karıncası adını vermiş. Ya da dokumacı karıncalar... Çünkü dalların arasında, yaprakları birbirine dikerek futbol topu boyunda yuvalar yapıyorlar..
Her bir dokumacı karınca kolonisinin yarım düzineden 100'ün üstüne kadar çıkan sayıda yuvası olabiliyor. Şehir içindeki semtlerle, dışındakileri işlek yollarla birbirine bağlayan bir metropol oluşturabiliyorlar.
Bower kuşları yuvalarını süslemeleri ile tanınırlar.
Avustralya'nın büyük gri bower kuşunun (Chlamydera nuchalis) çalı içinde yaptığı yuva, 300-400 salyangoz kabuğuyla, yaklaşık 5 bin beyaz taş, cam ve kemik parçasıyla bezenmiştir.
Bowerlarda erkekler bütün güçlerini dekorasyona harcarken, dişi de yuvanın kurulması ve yavrunun yetiştirilmesi ile ilgilenir.
Bowerlarda erkekler bütün güçlerini dekorasyona harcarken, dişi de yuvanın kurulması ve yavrunun yetiştirilmesi ile ilgilenir.
Orman ağaçlarına zarar veren her türlü böceği yiyen kırmızı karıncalar, orman zararlılarına karşı adeta ücretsiz işçiler gibi çalışıyor.
Kuzey Avustralya bozkırlarının sürekli güneş altında olan kuru topraklarında ise "pusula termitler" (Omitermes meridionalis) adı verilen bir tür yaşar.
Pusula termitler, 5 metre yüksekliğinde ve 3 metre genişliğinde iki tarafından sıkıştırılmış kama şeklinde yuvalar yapar. Bu yuvaların yerleşimi kuzey-güney yönündedir. Yuvaların düz kenarları ise doğu ve batıya bakar. Bu, son derece özel bir mimaridir. Termitlerin neden böyle bir yuva yaptıkları, arazinin genel yapısı incelendiğinde daha net ortaya çıkar.
Bozkırlarda genellikle ağaç bulunmaz. Dolayısıyla gölge sağlayacak bir yer de yoktur. Ancak yuvanın bu mimari özelliği sorunu ortadan kaldırmıştır. İnce termit tepecikleri öğle vakti dik gelen güneş ışınlarına çok az maruz kalırken diğer iki geniş cephesi de gündüz ve akşam ışınlarını yakalar.
CADDİS SİNEĞİ
Tipik caddis sineği larvası ipek ve çakıl, kum, dal parçaları gibi nehir tortusuyla bezenmiş koruyucu keseler üretir.
Hubert Duprat ise caddis sineği larvalarına altın pullar, turkuaz taşları ve safir gibi değerli malzemeler vererek onların daha sonra mücevhere dönüşebilen keseler hazırlamasını sağladı.
Ağlarla kaplı ağaçlar
2010 yılında Pakistan'da yaşanan sel felaketi, milyonlarca örümcek ve ipek böceğininin sığınak aramak üzere ağaçlara yönelmesine ve bu da ağaçların örümcek ağlarıyla kaplanmasına neden oldu.
ÇİCEK SANDVİÇLERİ
Bütün arılar kovanları mesken tutmuyor. Türkiye ve İran'a özgü bir arı türü larvaları için taç yaprakları ve çamurdan 'çiçek sandviçleri' yapıyor. Arılar tarafından yeterli miktarda nektar ve polen ile doldurulan bu kesecikler sadece bir tek yumurta taşıyabiliyor.
Cennetkuşu çardakları
Cennetkuşları çiftleşmek istediği eşlerini etkilemek için, etrafı renkli objelerle çevrili, özenle hazırlanmış çardak diye tabir edilen yapılar hazırlıyor.
Akkarınca tepecikleri
Kumdan kalelere ya da soyut heykellere benzeyen bu yapılar aslında içinde yüzbinlerce akkarıncanın bulunduğu yuvalar.
Dekoratör yengeçler
Dekoratör yengeçler kendilerini gizlemek için su dibinde bulunan çeşitli yosunlar ve maddelerle kendini kaplıyor. Organik ve inorganik maddelerin birbirine karışmış bu görüntüsü yengeçleri birer ayaklı sanat eserine dönüştürüyor.
Amicta kozaları
Bu böcek çeşidi, küçük tahta parçalarından oldukça düzgün köşelere sahip ahşap kozalar üretiyor.
Yaban arısı yuvaları
Yaban arılarının bir çeşidi yuvalarını, çiçeklerden aldıkları lifleri kendi salyalarına karıştırarak yapıyor. Yuvanın üst dokusundaki renkler, arının farklı çiçeklerden aldığı değişik liflerden kaynaklanıyor. Sol taraftaki yuva, arıların laboratuvar ortamında oluşturduğu güzel bir örnek.