Osmanlı saray mutfağında, padişah ve özel misafirler için Bayram da özel sofralar hazırlanırmış.
Osmanlı saray mutfağında, padişah ve özel misafirler için Bayram da özel sofralar hazırlanırmış.
Bayrama özgü yemekler arasında ''kavun dolması'', ''badem çorbası'', ''badem helvası'', ''yufka bohçasında beğendili kuzu incik'' ''hassa böreği'' gibi yüzyılları aşan lezzetler yer alıyor.
Hazırlıkların günler öncesinden başladığı saray mutfağında, ayrıca vatandaşlar için etli pilav, yahni ve hoşaf yapılıyor. Bayramda en çok tüketilen tatlı ise günümüzde olduğu gibi baklava.
Osmanlı döneminde bayram şenliklerinin ve yemek hazırlıklarının 3 gün önceden başlanırdı.
Bayramda saray ahalisine, devlet adamlarına, misafirlere özel yemekler hazırlanır. Genellikle kuzu etleri tercih ediliyor.
Bayram eğlencelerinde çok fazla baklava tüketilir.
Ayrıca saray dışında ahaliye verilen yemekler var. Bu da çoğu zaman etli pilavlar, hoşaflar ve yahnilerden oluşuyordu.
Saray Mutfağı yemeklerini yapan restoran müdürlerinden Necati Yılmaz, Saray mutfaklarının halka açık, halkın zor durumda kaldığı zaman sığınabileceği yerler olduğunu dile getirdi ve bayram sabahı saray mutfağında hangi yemekler pişerdi anlattı...
Sarayda bayram ve şenliklerde kavun dolması, badem çorbası, badem helvası, yufka bohçasında beğendili kuzu inciğinin yapıldığını, bu yemeklerin önemli kişilere sunuluyor.
Osmanlı'da Ramazan öncesi börekler ve tatlılar özellikle baklavalar tepsi tepsi hazırlanır ve ikram edilmek üzere kilerlere istiflenirdi.
Bunun yanı sıra etli ve zeytinyağlı yemekler, şurup ve şerbetler yapılırdı.
Şurup ve şerbetler hem ramazanda hem de bayramda çok ehemmiyetli olup bir süre sonra bunların çarşıda pazarda satılması da mümkün olmuştu.
Kavun dolması, yüzde 60 kuzu, yüzde 40 dana etinden yapılıyor. İçerisine, pirinç, kara biber, pul biber, badem, kuş üzümü ve tereyağ konularak fırında pişiriliyor
Badem çorbasının da kırılmış bademlerden yapılıyor, içine bir miktar muskat rendeleniyor. Hindistan cevizi, süt ve unla kavrulduğunu, et suyu ile pişirilip yazın vişne, kışın ise nar tanesi konularak servis ediliyordu.
Badem helvasının kırılmış bademden yapıldığını, bol tereyağla kavrulduğunu, içine sade bademin bıkkınlık veren tadını alarak yemeğe hafif burukluk bir tat katması için acı badem atıldığı, muskat rendelendikten sonra pişirildiğini belirtildi.
Bir miktar toz şeker, tepsinin altına konuluyor. Üstüne badem konuluyor. Tekrar üstüne toz şeker ve soğutulmaya bırakılıyor. Dilim halinde üstüne yeşil fıstık konularak servis ediliyor.
Hassa böreğinin içine 6 çeşit peynirin, zeytin ve çeşitli baharatların konulduğunu, ayrıca içinde bol miktarda cevizin ilave edildiği belirtildi.
Bu böreğin de Kanuni Sultan Süleyman'ın sofrasında bulunduğunu, Hürrem Sultan'ın bu böreği çok sevdiğini bildirildi.
OSMANLIDA SOFRA ADETLERİ
Tüm ihtişamı yalnız kadrosunda değil, bol malzemenin kullanıldığı ve doygun tadın damaklarda yer ettiği yemeklerindeydi. Bol yağ, pirinç, et ve tatlı içeren bu zengin yemekler Avrupa'nın aksine yer “sofra”larında yenilirdi.
Yiyeceklerin yere dökülmemesi için sofra adı verilen büyük örtü, yere yakın olan küçük sehpaların altına serilirdi.
Bu küçük sehpaların üzerine ise kalaylı dövme bakırdan yapılmış, üzerinde motifleri olan yuvarlak sini yerleştirilirdi.
Etrafında toplananların sayısı 5-6 kişiden fazlaysa, sini sayısı arttırılırdı. Hızlı servis yapıldığından yemek çeşitleri art arda sofraya taşınır ve kimse sesini çıkarmadan dolup taşan yemek çeşitlerinden iki, en fazla üç lokma alarak yemeğini bitirirdi.
Sofradaki görgü kurallarına göre her yemekteki lokma sayısını az tutmak ve sofradaki diğer kişilerin sırasını beklemek adettendi.
Çorbaların, etli sebzelerin, dolmaların, balıkların, böreklerin, kırmızı ve beyaz etli kebapların (kuzu, koyun, kaz, güvercin, piliç, tavuk, hindi), hoşafların ve tatlıların biri gelir, diğeri giderdi.
Fatih'in Sofrası
Fatih Sultan Mehmed, Kanunname'sinde padişahların eskiden vezirleriyle birlikte yemek yediklerini, ancak kendisinin bu usulü kaldırdığını, padişahların artık sofrada tek başlarına yemek yiyecekleri kuralını koymuştur.
Tarihî belgelerden hareketle Fatih'in bazı günler ne yediğini de tespit edilebilmiş.
Sabah yemekleri
·Yumurtalı lapa, mantı ve yoğurtlu erişte.
Mantı, kestaneli bulgur ve muhallebi
Soğanlı mutancana, soğanlı ve sarımsaklı bir balık, nohutlu ve soğanlı bir kabunî, yoğurtlu ve pazılı buranî, lalanga (bir çeşit omlet), tavuk kalyesi
Akşam yemekleri
Şalgamlı ve yumurtalı kuzu kebabı, sarı erikli çorba,
yoğurt ve meyve
En leziz 10 Osmanlı saray yemeği
- Yufkalı Dörüzziyafe Köftesi
Tavuk, dana ve kuzu etinin kıyma haline getirilmesi ile pişen yemeğe, fıstık,yumurta ve çeşitli baharatlar ekleniyor.
- Mutancana (1539)
Güveçte kuzu eti, kayısı, arpaçık soğanı, kırmızı üzüm, bal ve badem ile pişiriliyor.
- Mahmudiye
Güveçte badem, kayısı, rezaki üzümü, bal,tarçın,limon suyu ile tatlandırılmış köy pilici.
- Kavun Dolması
Kuzu eti, pirinç, baharatlar, badem, antepfıstığı ve kuş üzümü ile doldurulmuş fırında kavun.
- Akike
Koyun eti, kuyruk yağı, yoğurt, tarçın, baharatlar ve damla sakızı ile güveçte veya çömlekte pişirilir.
- Süt Kebabı
Koyun ve ve kuzu eti uzun süre dinlendirilir. En önemli noktası eti hem sütte kaynatmak hem de şişte pişirirken üstüne sıcak süt sürülmesidir.
- Beyrani
Osmanlı Mutfağında çok popüler olan bir yemek. Kuzu eti baharatlarla zenginleştirilip çok kısık ateşte pişirilir.
- Mıhlama
Saray mutfağında çok sık pişirilen ve sevilen bir yemek. En önemli özelliği kıyma,yumurta ve baharatların çok kısık ateşte pişirilmesi.
- Kırma Tavuk Kebabı
Listemizin ilk sırasında yer alan bu yemek saray’da sadece padişah için pişirilen bir yemek.
Hatta saray’da ki her aşçı bu yemeği pişiremiyormuş. Bütün tavuğun baharatlarla zenginleştirilerek soğan suyunda bekletilmesiyle yapılıyor.