Peygamber Efendimiz (S.A.V) gecenin son üçte birine doğru uyanırdı.
Peygamber efendimizin bir günü
					144
				
					244
				Efendimiz (sav) de güne sabah namazı ile başlardı.
					344
				Sabaha doğru müezzin, Resûlullah'ın (S.A.V) evine iki defa uğrardı. Birincisinde namaz vaktinin girdiğini haber verir, o zaman Efendimiz tekrar kalkıp sabah namazının iki rekat sünnetini kılar, sağ tarafına uzanıp dinlenirdi.
					444
				Müezzinin ikinci gelişinde mescide çıkıp kendisini bekleyen ashâbına sabah namazını kıldırırdı. (Buhârî, Teheccüd 23)
					544
				Cihana bedel gözlerindeki uykuyu eliyle silerek doğrulur ve "Bizi öldükten sonra dirilten Allah'a hamd olsun. Yeniden diriltip huzurunda toplayacak da O'dur." diye dua ederdi.
					644
				Namazdan sonra her gün, güneş belli bir yüksekliğe çıkıncaya kadar önce tesbihatını ve o vakte ait mutad evradını yapar, sonra yüzünü ashabına dönerek bağdaş kurar ve ashabıyla sohbet ederdi. Bu sohbetler sırasında gündelik konulardan, tarihi hatıralara, rüya tabirlerinden, imana hizmet konularına, sorulara cevap vermekten, sıkıntısı olanların sıkıntısını gidermeye varıncaya kadar beşeriyetin gereği olan birçok mesele konuşuluyordu.
					744
				Bazen Medine'nin berrak gökyüzüne bakarak, Al-i İmrân Sûresi'nin son on bir âyetini okurdu. Sağ tarafından başlayıp gömleğini giyer ve ilk iş olarak inci dişlerini misvâklardı.
					844
				Abdest bozacağı yere yaklaştığı sırada "Allah'ım! Her tür şeytandan (kötülüklerden ve günahlardan) sana sığınırım" diye dua eder, oradan uzaklaşırken "Allah'ım! Beni bağışlamanı dilerim" anlamında "Gufrânek" derdi. (Tirmizî, Tahâret 7) Abdest alıp teheccüd namazına başlardı.
					944
				Çocuklarla şakalaşırdı.
					1044
				Canlı ve coşkulu bir ibadetten sonra mübarek bedeni yorulduğu için yeniden istirahata çekilirdi.
					1144
				Hz. Peygamber öğleden önce bir süre dinlenirdi. Gece ibadet ve benzeri faaliyetlerle uğraşıldığı için yeterince dinlenememek, iş yoğunluğu ve stresten ötürü dikkatin dağılması, bedenin yorulması ve sıcak iklim şartlarından ötürü, gecenin yanı sıra bir de gündüz uyuyup dinlenme söz konusudur. İslami, literatürde buna kaylule denilmektedir. Türkçemizde buna öğle uykusu veya öğle öncesi uyku demek mümkündür.
					1244
				Büyük bir iştiyakla camiye koşan ashabına gün ortasında öğle namazını kıldırırdı.
					1344
				İkindi namazı Efendimiz (sav) de bu namaza, Kur'ân'ın işareti ile âdeta ayrı bir değer verir ve Hz. Bilal'in yanık sesiyle ashabını camiye davet ederdi. İkindi vaktı mümini koruma-kollama ile görevli gece ve gündüz meleklerinin nöbet devir anlarından biri olduğu bilindiği için de, namaz sonrası tesbihat daha uzun tutulurdu. Nitekim bir hadis-i şerifte konu şu şekilde anlatılmaktadır: "Gece bir grup, gündüz de bir grup melek yanınızda olurlar. Bunlar sabah ve ikindi namazları vaktinde bir araya gelir ve nöbet değişimi yaparlar. Rableri namaz kılmış kullarının hallerini en iyi bildiği halde, yine o meleklere: ?Kullarımı ne halde bıraktınız?' diye sorar. Onlar da: 'Biz onları namaz kılar halde bıraktık ve yanlarına da namaz kılarken varmıştık', derler."
					1444
				Akşam vakti, güz mevsiminin sonunda pek çok canlının ölmesine benzer şekilde, hem insanın bir gün vefat edeceğini, hem de kıyametin başlangıcında dünyanın harap olacağını ihtar eder. Böyle bir anda insan ruhu, şu önemli işleri yapan Zat'ın dergahına durmayı, "Allah-u Ekber" diyerek fânî olan her şeyden el çekip O'na hamd etmeyi, O'nu tesbih etmeyi, büyüklüğünü bir daha haykırmayı şiddetle arzu eder. Hz. Peygamber de bu arzu ile çoğu zaman güneşin batmasından önce akşam namazını beklemeye başlar, ezan okunur okunmaz hemen Yüce Divan'a dururdu. Farz namazdan sonra Evvabin adıyla bilinen 2-6 rekat namaz kılar ve bunu tavsiye ederdi.
					1544
				Ayrıca geceleri Bakî Mezarlığı'na gider, vefat eden ashâbına dua ederdi. Çok önem verdiği bu görevi hiç ihmâl etmezdi.
					1644
				Peygamber de ashabına yatsı namazını kıldırır ve önemli bir durum olmazsa, kimseyle konuşmadan dinlenmeye çekilirdi. Uyumaya geçmeden önce dua ederdi. Bilindiği gibi O'nun hayatında dua pek büyük bir yere sahipti.
					1744
				Namaza başlamadan önce safların ip gibi düzgün tutulmasını tavsiye eder, bazen sahabilerin omzuna dokunarak herkesi bir hizaya getirirdi. (Müslim, Salât 122-128)
					1844
				Temiz giyinmeye çok önem verirdi. Sehab bulut adında bir sarığı vardı, ve onu Hz.Aliye giydirdi. Sarığın altına da kalensüve (takke) giyerdi. Bazen kalensüveyi sarıksız giyer, bazende sarığı kalensüvensiz sarardı.Sarık sardığı zaman sarığını omuzları arasında sarkıtırdı.Gömlek giymiştir, en sevdiği elbise gömlekti, gömleğinin kolu bileğine kadardı.Cübbe, kaftana benzer olan ferrûc ve ferace giymiştir. En çok sevdiği renk beyaz idi. Buyururki: "Elbiselerinizin en hayırlısı beyaz olanıdır. Beyaz giyinin ve ölülerinizi onunla kefenleyin" demiştir.
					1944
				Irkçılık yapanları sevmezdi.
					2044
				Ortalık iyice aydınlanmadan namaz kılınmış olur, kadınlar geldikleri gibi sessizce evlerine döner, âcil işi olmayan erkekler Peygamberimiz'le (S.A.V) beraber olmak, onun gül yüzüne doya doya bakmak için yerlerinden ayrılmazlardı.
					2144
				Mihrapta bağdaş kurup oturan Efendimiz (S.A.V) güneş doğuncaya kadar ashâbıyla sohbet ederdi. (Müslim, Mesâcid 286) Bazen ashâbına o gece gördükleri rüyayı sorar, rüyalarını tâbir ederdi; rüya gören olmamışsa kendi rüyasını anlatırdı.
					2244
				Zira Peygamberimiz (S.A.V) rüyalarda önemli olayların ipuçlarını bulur, mü'minin gördüğü rüyanın peygamberliğin kırk altıda biri olduğunu söylerdi. (Buhârî, Ta'bîr 2)
					2344
				Peygamber Efendimiz (S.A.V) daha sonra eve döner, besmele çekerek içeri girer, sol tarafından başlayıp ayakkabısını çıkarır, ev halkına selâm verirdi.
					2444
				Eve besmeleyle girildiğinde şeytanın üzüldüğünü, adamlarını "Artık burada kalamazsınız" diye uyardığını söylerdi. (Müslim, Eşribe 103) Eve girerken "Allah'ım! Senden hayırlı giriş, hayırlı çıkışlar niyaz ederim. Allah'ın adıyla girdik, Allah'ın adıyla çıktık ve Rabb'imiz olan Allah'a tevekkül ettik." der, içeri girer girmez yine dişlerini misvâklardı. (Müslim, Tahâret 43, 44)
					2544
				Sonra hanımına evde yiyecek bir şey olup olmadığını sorar, yiyecek bir şey yoksa oruca niyet ederdi. (Müslim, Sıyâm 169, 170) Eline geçeni yoksullarla paylaştığı için yiyecekleri sık sık tükenir, evlerinde haftalarca yemek pişmediği olurdu. işe annemizin dediği gibi böyle zamanlarda hurma ve su ile veya komşuların gönderdiği yiyeceklerle yetinirlerdi.
					2644
				Gün olur bir tabak yemekle, gün olur birkaç hurmayla idare ederdi. Bir şey yerken besmele çekmeyi, sonra da "elhamdülillah" demeyi hiç ihmal etmezdi.
					2744
				Hasta ziyaretini ihmal etmezdi.
					2844
				Evde bulunduğu saatlerde eşlerine her konuda yardım ederdi. Gerekirse evi süpürür, hayvanları sağar, elbisesini yamar, kendi işini kendi yapardı. (Ahmed İbni Hanbel, Müsned, VI, 256)
					2944
				Her sabah onların hatırını sorar, ihtiyaçlarını öğrenir, sonra da bunları temin ederdi. Yolda karşılaştığı kimselere selâm verip tokalaşırdı.
					3044
				Güzel kokular sürünürdü.
					3144
				Duha namazı diye de anılan kuşluk namazını hiç ihmal etmezdi. Öğle sıcağı iyice bastırınca kaylûle yapar yani öğle uykusuna yatardı.
					3244
				Sevdiği kimselerin evinde kaylûle yaptığı da olurdu. Vaktinin önemli bir kısmı Mescid-i Nebevî'de geçerdi. Müslümanlar'la orada görüşüp sohbet eder, sorularını cevaplandırır, öğüt isteyenlere öğüt verirdi.
					3344
				Önemli bir duyuruda bulunacağı zaman herkesi orada toplar, ganimet mallarını dağıtır, göndereceği heyetleri, askerî birlikleri, tayin edeceği kumandanları, valileri, zekât memurlarını, dini öğretecek muallimleri belirler, yabancı heyetleri kabul eder, onları orada veya mescidin yanında kurulan çadırlarda ağırlardı.
					3444
				Sağ tarafına yatardı.
					3544
				Yatsı namazı kılındıktan sonra önemli bir işi yoksa, kardan beyaz dişlerini temizleyip abdestini alır, yatağına gider, İhlâs ve Muavvizeteyn'i yani Kulhüvallâhüahad ile Kul eûzüleri okuyup ellerine üfler, sonra da ellerini yüzüne ve vücuduna sürerdi.
					3644
				Yavaşça sağ yanına uzanır, mis kokulu avucuna gül yanağını koyar ve bazı dualar okurdu.
					3744
				Kimi zaman kısaca "Allah'ım! Senin adınla ölür, senin adınla dirilirim" anlamında "Allâhümme bismike emûtü ve ahyâ" der (Buhârî, Daavât 7, 8) bazen daha uzun dualar okur, sonra kendisini bir tür ölüm kabul ettiği uykunun kollarına bırakıverirdi..
					3844
				Bir evin kapısını en fazla üç defa çalardı.
					3944
				Karnı iyice acıkmadan bir şey yemezdi. Sofradan tam doymadan kalkardı. Yemek Yiyişi : Var olanı reddetmezdi, bulunmayanı araştırmazdı.Önüne hoş yiyeceklerden ne konursa konsun yerdi.Ancak tiksindiği bir şey olursa kendisi yemez, başkalarınada haram kılmazdı.Hiç bir zaman yemeğe kusur bulmamıştır.
					4044
				Cenaze namazlarına katılırdı. Namazların farzlarını cemaatle kılardı.
					4144
				İnsanlara hediye verir, hediyelerini kabul ederdi.
					4244
				Efendimiz (sav) günün son dilimi olan gecelerini de engin bir ibadetle geçirmekteydi. Tafsilatını ilgili eserlere havale ederek Hz. Âişe validemizin bir müşahedesini nakletmek istiyoruz: "Peygamber Efendimiz (sav), gece ayakları şişene kadar namaz kılardı.
					4344
				Kendisine, "Ey Allah'ın Rasûlü! Allah, senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlamıştır.10 Buna rağmen ibadet konusunda niye kendini bu kadar zorluyorsun?" denilince, "Ben Allah'ın bu mağfiretine karşı şükreden bir kul olmayayım mı?" cevabını verirdi.
					4444