Madenciler özelleştirmeye  karşı

AA muhabirinin aldığı bilgiye göre, Yıldız, Türkiye Maden-İş Genel Başkanı İsmail Aslan ile Genel Eğitim ve Araştırması Sekreteri Hasan Hüseyin Yıldız'ı kabul etti. 

Sendika yöneticileri, Bakan Yıldız'a, kömür sahalarının termik santrallerle birlikte özelleştirilmesi doğrultusundaki girişimler başta olmak üzere gündemdeki temel sorunlara, gelişmelere ilişkin görüş ve taleplerini iletti.

Aslan, AA muhabirine yaptığı açıklamada, son günlerde basında, termik santrallerin özelleştirilme sürecine ilişkin çıkan haberlerde, termik santrallerin özelleştirilmesinin bu santrallere kömür sağlayan Türkiye Kömür İşletmelerinin (TKİ) sahalarıyla birlikte değerlendirileceğinin yer aldığını belirtti.

Bakan Yıldız'a, termik santrallerin özelleştirilmesi ve kömür sahalarının özelleştirme sürecinde santrallerle birlikte devredilmesinin sakıncalarını, telafisi mümkün olmayan olası olumsuz sonuçlarını ayrıntılarıyla anlattıklarını ifade eden Aslan, şunları kaydetti:

''Görüşmede, termik santrallerde son dönemlerde elektrik üretim birim maliyetinin yükselmesinde özellikle kömür işletmelerinde dışarıdan hizmet alımlarının (taşeron) çok büyük bir payı olduğuna dikkati çekerek, kömür işletmelerinin kendi istihdam ettikleri işçiler ve kendi makine ve ekipmanlarıyla üretim yapmasının üretim maliyetlerini düşüreceğini, üretim seviye ve kalitesini yükselteceğini söyledik. Bu durumu işletmelerdeki üretim maliyetlerine ilişkin somut verilerle anlattık. İşletmelerin ihtiyacı olan personel ve teçhizatın sağlanmasının önemini vurguladık.

Sayın Bakan da basında termik santraller ile bu santrallere kömür veren işletmelerin birlikte özelleştirilmesi konusunda gündeme gelen haberlerle ilgili, bakanlık nezdinde herhangi bir işlem ve gelişme olmadığını vurguladı, şu anda maden işçilerinin ve kamuoyunun hassasiyet gösterebileceği bir yönde uygulamalarının olmadığını söyledi.''

Kömür sahalarının özelleştirilmesinin gündeme alınması halinde takınacakları tutuma açıklık getiren Aslan, ''Özelleştirme, santralların ve maden sahalarının birleştirilerek satılması uygulaması gündeme getirilirse Türkiye Maden-İş olarak binlerce üyemizle bu sürece asla seyirci kalmayacağız. Bu konuda duyarlılıklarını her zaman ortaya koyan, işletmelerin bulunduğu bölgelerdeki yurttaşlar, demokratik kitle örgütleri ve konuya duyarlı bütün kesimlerle kararlı bir demokratik tepkiyi ortaya koyacağız. Bu kararlılığımızı Sayın Bakana da ilettik'' dedi.

-''DOĞAL KAYNAK VE EMEK SÖMÜRÜSÜ OLUR''- 
Türkiye Maden-İş Yöneticileri, ayrıca Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız'a görüş ve önerilerini içeren bir rapor sundu. Raporda yer alan görüş ve önerilerden bazıları şöyle:

''-Devlet madenleri arama ve işletme hakkını belirli bir süre için gerçek ve tüzel kişilere devredebilmektedir ama bu devir mülkiyet devri anlamına gelmemektedir.

-Kömür sahalarının özelleştirilmesi TKİ'yi amacından tamamen uzaklaşacak ve kapanmasına yol açacaktır.

-Madencilik en ağır ve tehlikeli iş koludur. Madenlerde çalışanların ekonomik ve sağlık sorunları ile ilgilenmek devletin temel ödevlerindendir. Madenlerin devlet eliyle işletilmesi ülke ve çalışanların yararınadır.

-Özel sektörün çalıştığı maden işletmelerinde üretim, ticaret, tüketim ve çalışanların sorunlarının yeterince denetlendiği söylenemez. Bu denetim bugüne değin yeterince yapılamamıştır.

-Özel sektör işletmeciliğinde amaç riske girmemek kaydıyla az yatırımla kısa sürede çok kar sağlamaktır. Kar amacı ve gerekli yatırımların yapılmaması çoğunluk işletmelerde doğal kaynak ve emek sömürüsüne neden olacaktır.

-TKİ işletmelerinde büyük dekapajlar ve benzer yatırımlar yapmışlardır. Milyarları geçen bu yatırımları özel sektör nasıl ödeyecektir.

-''KAMU MADENCİLİĞİ TARİHE KARIŞIR''- 
-Madencilik sektöründe yıllardır yapılan özelleştirmeler ile devletin elinde sadece bor, toryum, uranyum ve kömür sahaları kalmıştır. Bu madenlerden toryum ve uranyum sahalarında üretim yapılmamaktadır. Linyit sahalarının özelleştirilmesi ile kamu madenciliği tarihe karışacaktır.

-Sanayimizin ana girdisi elektrik enerjisinin önemli hammaddelerinden biri olan yerli kömür kaynaklarının özelleştirilmesi enerji arz güvenliğini tehlikeye düşürecektir.

-Piyasa koşullarının insafına bırakılan enerji politikaları sonucu, elektrik fiyatları hızla yükselecektir. Son zamlarla iyice yükselen fiyatlar, gelecekte daha hızlı bir şekilde artacaktır.

-Enerji ihtiyacının büyük bir kısmını dışardan sağlayan Türkiye'nin varlığını idame ettirecek miktardaki enerji üretiminin yakıt ihtiyacının, TKİ ve benzeri kamu kuruluşlarınca karşılanmasında büyük fayda vardır. Enerji üreten kaynakların tamamının özelleştirilmesi durumunda, ülkemizde enerji üretimi konusunda ülke güvenliğini sarsacak yaklaşımlar kaçınılmaz olacaktır.''


AA