Piyasalarda 'akut kriz'

Piyasalarda 'akut kriz'
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, sermaye hareketlerinin daha fazla olduğu durumlarda ülkelerin, yatırımcıların negatif değerlendirmeleri ile karşı karşıya kaldığını belirterek, ''Bugün finansal piyasalarda akut bir kriz yaşanmaktadır. Özellikle küres

Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, Bilkent üniversitesi tarafından Bilkent Oteli'nde düzenlenen ''Ekonomik Yönetişimdeki Mevcut Konular'' başlıklı uluslararası toplantıda konuştu.

Yılmaz, 2007'nin ortalarından bu yana global anlamda finansal bir çalkantı yaşandığını ve bu çalkantının büyüklüğünün 2006 yılında yaşanandan çok daha fazla olduğunu belirtti.

''Tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz''


Durmuş Yılmaz, özellikle konut fiyatlarının düşmesi ve bunun ardından tutsat (mortgage) piyasası ve tutsata dayalı birtakım menkul kıymetlerle ilgili sorunlar nedeniyle sıkıntı yaşandığını kaydederek, şöyle devam etti:

''Zaman içinde yatırımcılar finansal araçların değerlemeleri konusunda rahatsız olmaya başlamışlardır. Büyük finansal kuruluşlar, çok büyük zararlar bildirmektedir.

özellikle risk iştahında böyle bir düşüş yaşanması, karşı tarafın kredi riski ile ilgili endişeleri sonucunda kısa vadeli kredi ve para piyasalarında büyük bir bozulma yaşanmış ve bunun sonucunda da büyük bir likidite sıkışması ortaya çıkmıştır. Likidite sorunları, ödeme sorunlarıyla birleştiği zaman global finansal piyasaların direncini test eden bir durum ortaya çıkmaktadır. Biz hala tünelin sonundaki ışığı bekliyoruz.''

Türkiye'nin risk primi

Yılmaz, finansal kuruluşların yaşadığı zararlar ve tüketici güvenindeki düşüş sonucunda Amerikan ekonomisinde durgunluk görülme olasılığının arttığını kaydetti. Yılmaz, risk algılamalarındaki bozulmaların, kalkınmakta olan ülkelerin risk primlerini de artırdığını ifade ederek, bu ülkelere Türkiye'nin de dahil olduğunun altını çizdi.

Şimdiye kadar Türkiye'nin risk primlerinde gerçekleşen artışların diğer kalkınmakta olan ülkelerdeki artışlarla uyumlu olduğunu kaydeden Yılmaz, ''Her ne kadar son dönemlerde birtakım siyasi istikrarsızlıklar Türk finansal piyasalarını büyük bir sıkıntıya soksa da... Ben Türkiye'nin risk priminin, önümüzdeki yıllarda makro ekonomik koşullarda gelişme olmazsa ve kurumsal reformlar yapılmazsa daha da yüksek olmasını bekliyorum'' dedi.

''En akut kriz''

Yılmaz, son 20 yılın küreselleşme, regülasyon ve özelleştirme çağı olarak tanımlanabileceğini ifade ederek, ''yönetişim'' kavramının önemli bir konu haline gelmesinin tesadüf olmadığını söyledi.

1990'ların sonunda Güneydoğu Asya'da yaşanan ekonomik krizin, iyi yönetişim uygulamaları olmadığı takdirde, ekonomik kalkınma açısından başarılı olan ülkelerde bile sorun yaşanabildiğini gösterdiğini anlatan Yılmaz, devletlerin ekonomi üzerindeki kontrolü azaldıkça yönetişim kalitesinin daha belirleyici hale geldiğini kaydetti.

özellikle daha fazla sermaye hareketlerinin olduğu durumlarda ülkelerin, yatırımcıların birtakım negatif değerlendirmeleri ile karşı karşıya kaldığını belirten Yılmaz, ''Bugün finansal piyasalarda akut bir kriz yaşanmaktadır. özellikle küreselleşmenin ortaya çıkmasından bu yana en akut kriz olarak adlandırılabilir bu...'' dedi.

MüSİAD da uyardı

Müstakil Sanayici ve İş Adamları Derneği (MüSİAD) Sakarya Şube Başkanı Mehmet Aracı, AK Partinin kapatılma davasının Anayasa Mahkemesi tarafından kabul edilmesiyle Türkiye'nin zor bir sürece sokulduğunu belirterek ekonomide ve siyasette uzun bir belirsizlik sürecine girildiğini söyledi.

Aracı, yaptığı yazılı açıklamada, kapatılma davasının kabul edilmesiyle Türkiye'nin hiç hak etmediği, zor bir sürecin başladığını kaydetti.

Parti kapatma davasının iktidar mücadelesinin bir aracı olarak açıldığını herkesin gördüğünü anlatan Aracı, "Kararla birlikte, hem siyasi alanda, hem ekonomik alanda uzun bir belirsizlik sürecinin içine girmiş bulunuyoruz. Dünyada mali piyasalarda yaşanan çalkantının etkisinin sürdüğü ve Türkiye'nin makro istikrardaki durumu korumaya çalıştığı bir dönemde, şimdi artık gündem tamamen bu davaya ve savunma sürecine kilitlenecek. Hükümetin tüm ilgisi, dikkati davaya yönelecek. ülkemizde aylarca belirsizlik ve istikrarsızlık süreci olacak. Dış politika, AB'yle üyelik müzakere süreci, ekonomideki reformlar ikinci plana düşecek." diye konuştu.

Gelişmiş ülkelerin gündeminden hemen hemen tamamen kalkan, parti kapatmalarının Türkiye'dede kalmasının gerektiğini ifade eden Aracı, güçlükle yakalanan istikrar dönemlerinin uzun soluklu olması gerektiğini ifade etti.

Aracı, şöyle konuştu; "Ekonomideki istikrar sürecinin halkın refah artışı ve Türkiye'de sanayinin ve işletmelerin rekabet gücünün artmasını sağlayacak, uzun soluklu bir dönem olmasını arzu ediyoruz. Ama görüyoruz ki Türkiye'de iktidar mücadelesi adına her türlü yanlışlıklar yapılabiliyor."

(Cihan - AA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.