İşadamları hem kaygılı hem umutlu
Halkın yüzde 50'ye yakın desteğini alan bir siyasi partinin kapatılma ile karşı karşıya kalmasının insaf duygusu ile açıklanamayacağını aktaran Bolat, yapılan sağduyu çağrılarının somutlaştırılması gerektiğinin altını çizdi. Sağduyu çağrılarının siyasi, ekonomik istikrar, hukuk devleti ve demokrasi ortak paydalarında buluşması gerektiğini dile getiren Bolat, bazı çevrelerin Türkiye'yi uzun süredir siyasi istikrarsızlık ve kaos ortamına sürüklemeye çalıştığını vurguladı. Türk halkının tüm bu ortama rağmen güven ortamını devam ettirdiğine dikkat çeken Bolat: "Ancak birilerinin Türkiye'yi ileri götürme gibi bir niyeti olmadığı gibi, tekrar içine kapanan, karanlık bir döneme çekme çabaları var. Ama Türkiye bu süreci atlatacaktır." ifadesini kullandı.
MüSİAD Başkanı ömer Bolat ve beraberindeki heyet, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Bülent Korucu'yu ziyaret etti. Başkanlığı devredeceği 19 Nisan'da gerçekleştirilecek Genel Kurul öncesi veda ziyareti gerçekleştiren Bolat, ziyaret sonrasında gündemdeki konularla ilgili soruları cevaplandırdı. Bolat, AK Parti'nin kapatılması hakkında Anayasa Mahkemesi'nde açılan dava ve ekonomiye yansımalarını değerlendirdi. Ziyaretin ardından Müsiad Başkanı Bolat, Cihan Haber Ajansı Genel Müdürü Bülent Korucu'ya teşekkür plaketi verdi.
Son 1,5 yılda referandum, seçim, terör operasyonları ve devam eden süreçte ekonominin doğal olarak ikinci planda kaldığını ifade eden MüSİAD Başkanı Bolat, bazı çevreler tarafından bilinçli bir şekilde ortaya çıkarılan bu durum karşısında hükümetin ekonomideki reformlara yeteri kadar odaklanamadığını belirtti. Son yaşanan süreçte Türkiye'nin son 5 yılda ekonomide yaşadığı istikrar ortamının zarar gördüğünü vurgulayan Bolat, "Şimdi gelinen süreçte şunu söyleyebiliriz. Hakikaten Türkiye 5 yıl huzurlu istikrarlı bir süreç yaşadı. Siyasi istikrar ekonomide de güven ortamı ve olumlu beklentilerle Türkiye'de son 5 yılda olumlu bir ekonomik konjonktür yaşattı. Dış dünyadaki ekonomik gelişmeler de buna yardımcı oldu. Ancak 2007 ve 2008 yılları siyasi istikrarsızlık çabaları yüzünden ekonominin ikinci planda kaldığı bir dönem oldu. Türkiye'de demokrasi, halkın iradesi, hukuk devleti, ekonomik istikrar, dış dünyadaki itibarı bundan ağır yara almıştır. Dünyada ilk 10 ekonomiye girmeyi hedefleyen, Avrupa Birliği'ne üye olmaya çabalayan ve yıllık gelirin 1 trilyon dolara çıkarmaya çalışan bir ülkede bunun olması hakikaten anlaşılabilir bir durum değil." ifadelerini kullandı.
Gelinen noktayı "Adeta giden bir otomobile fren koyulmuştur" diye özetleyen Bolat, uzlaşma önerileri ile ilgili Müsiad'ın önerisini de dile getirdi. Uzlaşma ortamının "özgürlükçü demokrasi, hukuk devleti, halkın iradesinin üstün tutulması, siyasi ve ekonomik istikrarın korunması ve ekonomide reformların yapılması" paydasında yaşanabileceğini aktaran Bolat, Türkiye'nin ancak bu şartlarda daha ileri gidebileceğini vurguladı.
Bazı çevrelerin Türkiye'yi kasıtlı olarak siyasi ve ekonomik kriz sürecine sürüklemek istediğini anlatan Bolat, "Ancak birilerinin Türkiye'yi ileri götürme gibi bir niyeti olmadığı gibi, tekrar içine kapanan, karanlık bir döneme çekmeye çabaları var. Ama Türkiye bu süreci atlatacaktır. Her defasında Türkiye'de bu tür çabalar olmuştur ama Türkiye daha sonra daha iyi noktalara gelmiştir. Yine öyle olacaktır. Biz Türkiye'den her zaman ümitvar olduk. Bir de Türkiye'de bu süreç ile ekonomide kriz ve kaos ortamı yaratılmaya çalışılıyor, bilinçli bir şekilde ama halkın güveni ve inancı hala o kadar güçlü ki, döviz kurlarında bir miktar artış olmasına rağmen kaotik ve kontrolsüz bir süreç yoktur ekonomide. Döviz piyasaları, borsa normal sürecine yavaş yavaş dönüyor. Bu da Türk halkının bu süreçle yaratılmak istenen kaos ortamı tuzağına düşmediğini gösteriyor. İnşallah da düşmeyecek. çünkü birileri ülkede demokrasi sona ersin, ekonomik kriz çıksın, halk perişan olsun diye beklenti içinde." şeklinde konuştu.
"üYELERİMİZDEN YATIRIMLARINI ASKIYA ALANLAR VAR"
Ekonominin siyasi istikrardan direkt olarak etkilenen bir alan olduğunu belirten Bolat, ekonomide yatırım, üretim ve tüketim kararlarının geleceğe yönelik olumlu beklentiler ve güven ortamına bakarak verildiğini ifade etti. Yüzde 50'ye yakın oy almış iktidar partisinin hakkında kapatma davası açıldığı bir ortamda iç ve dış yatırımcının alak bullak olduğunu belirten Bolat, bazı üyelerinin son durum sonrasında yatırım planlarını askıya aldığını dile getirdi. Bolat, "Siz yüzde 50 oy almış bir siyasi partinin hakkında kapatılma davasının açıldığını ve bu parti tarafından ülkenin yönetildiğini gördüğünüzde, gerek dış yatırımcılar, gerekse iç yatırımcılar açısından allak bullak oluyorsunuz ve "Hele bir bekleyelim görelim" diyorsunuz. Siyaset nereye gidecek, ekonomi bundan nasıl etkilenecek. Bu belirsizlik faktörü ekonomi için de siyaset için de sancılı bir süreçtir. Maalesef Türkiye bilinçli bir şekilde bu belirsizlik sürecine sokulmuştur. Ama halkın iradesi ve halkın inancı ve güven faktörü hala güçlü olarak devam etmektedir." şeklinde konuştu.
"YüZDE 4,5'LİK BüYüME BAŞARIDIR"
2007 yılı için açıklanan yüzde 4,5'lik büyüme oranını da değerlendiren Bolat, 2007 ortalarından itibaren dünyada yaşanan ekonomik çalkantı ve Türkiye'nin kendi içinde yaşadığı sorunlar dikkate alındığında 4,5'lik reel büyümenin başarı olarak kabul edilebileceğini dile getirdi. Bolat sözlerini şöyle sürdürdü: "Ama Türkiye'nin yılda 1 milyon nüfus artışını düşündüğümüzde, her yıl yüzde 6 yada 7 büyümeye ihtiyacı olduğunu düşündüğümüzde düşük bir büyümedir. Ama burada insaflı olmak gerekir. Hedeflerimiz açısından düşük kalmıştır. Ama dünyanın ve Türkiye'nin yaşadığı reel gerçekler açsından düşündüğümüzde başarılı görülebilir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.