BDP'de özerklik çatlağı
Özerklik konusundaki tavrından geri adım atmayacağını belirten Elçi, demokratik özerkliğin yol haritasını belirlemek amacıyla BDP ve blok vekillerin katılımıyla bugün Van’da başlayacak kampa katılmayacağını açıkladı. “Benim eğitime ihtiyacım yok” diyen Elçi, katılmama kararını parti yönetimine de bildirdiğini söyledi.
BDP İLK FİREYİ VERDİ
Demokratik Toplum Kongresi tarafından 14 Temmuz’da demokratik özerkliğin ilan edilmesinden sonra, özerkliğe ilişkin yol haritasının belirlenmesi, gerekli eğitimin alınması amacıyla BDP ve blok vekilleri, bugün Van’da başlayacak olan ve 5 gün sürecek kampa girecek. BDP yönetiminin, DTK’nın özerklik ilanına karşı çıkan Diyarbakır Milletvekilleri Altan Tan, Şerafettin Elçi, Leyla Zana ile Mersin Milletvekili Ertuğrul Kürkçü’nün bu kampta ikna edeceği söylenmişti. Ayrıca bir bildiri yayınlayan KCK Yürütme Konseyi, demokratik özerkliğin bir an önce hayata geçirilmesini istemişti. Ancak Yeni Akit’e konuşan Şerafettin Elçi, KCK ve BDP yönetimine rest çekti. Van’daki toplantıya katılmayacağını söyleyen Elçi, “Kampa katılmıyorum. Ankara’da olacağım. Özerklik konusunda benim eğitime ihtiyacım yok. Bu konularda yeterli bilgiye sahip olan çok az kişiden biriyim. Kampa katılmayacağımı parti yönetimine bildirdim” dedi.
“DOĞRU BİLDİĞİMİ SAVUNMAYA DEVAM EDECEĞİM”
‘Zamansız’ ve ‘gereksiz’ olarak nitelendirdiği özerklik konusunda ikna edileceği iddialarına da değinen Elçi, bu yöndeki tavrını sürdüreceğini ve BDP kanadından gelecek tepkiler karşısında doğru bildiğini savunmaya devam edeceğini vurguladı. Elçi şöyle konuştu: “İknaya her zaman açığım. Yeter ki aklıma, mantığıma, bilgime ters düşmesin. Ben her zaman her konuda, herkesle oturmaya, konuşmaya, tartışmaya ve eğer görüşlerimde yanlışlık varsa onları düzeltmeye müsait bir insanım. Ama doğru bildiğimde de ısrar ederim her zaman. Demokratik özerklik konusundaki tavrımı sürdüreceğim. Doğru bildiğimi peşinen herkese söylerim. Herkes kendi düşüncesini söyler. Parti yönetiminden eleştiri de gelebilir. Ben onu da doğal karşılarım. Karşı görüşlere karşı kendi görüşlerimi savunurum. Bana ters olanlar görüşlerimi eleştirebilir bunlar doğaldır, siyasetin gereğidir. Kimse beni eleştirmesin de demem. Öyle bir talebim, iddiam yok. Ben düşüncelerimi söylerim. Halkın yararına olan her konuda sonuna kadar da ısrarlıyım. Doğruya da doğru derim. Ama yanlışa da yanlış derim.”
“TEK TARAFLI ÖZERKLİK İLÂN EDİLMEZ”
İlke olarak özerklik talebine karşı olmadığını belirten Elçi, “Ama bunun bir yöntemi, yolu yordamı var. Özerklik bir devletin sınırları içinde anayasaya dayalı olarak ve o toplumla, o devletle uzlaşı içinde yapılabilecek bir taleptir. Tek taraflı bir iradeyle özerklik ilan edilmez. Biz tek ses çıksın diye bir araya gelmedik. O blokun en önemli özelliği farklı seslerin, farklı renklerin bir araya gelmesiydi. Bizim bir araya gelmemizin amacı Kürtlerin özgürlüklerini savunmak, haklı ve meşru taleplerini siyaset yoluyla hayata geçirmekti” diye konuştu.
ELÇİ’DEN 13 ŞEHİT YORUMU
13 askerin şehit olduğu Silvan saldırısıyla ilgili olarak ise, “İnsanlıktan nasibini alanların yüreğinin buna yanmaması mümkün değil” diyen Şerafettin Elçi, bu acıların bir daha yaşanmaması için siyaset mekanizmasının iyi işletilmesi gerektiğini kaydetti. Elçi şunları söyledi: Bu tür olayların sonucuna bakarak, sonuçlar üzerinden ah vah çekerek, feryadı figan ederek sorunlara yaklaşılmasını yanlış görüyorum. Niye bu çatışmalar oluyor? Bir kere bunu iyi irdelememiz lazım. Çatışmaların olmaması için ne yapılabilir bunun üzerinde durulması lazım. Bunların üzerinde durulmazsa, çatışmayı yaratacak zeminde sürekli yürürsen elbette çatışmalar olacak. Önemli olan çatışma zeminini ortadan kaldırmak. Şimdi bunun üzerinde durulmayacak, hamasi nutuklar atılacak. Bu benim tarzım, fikrim değildir. Ama ölenler kim olursa olsun candır. İnsanlıktan nasibini alanların yüreğinin buna yanmaması mümkün değil. Bu acılar yaşanmasın diye ne yapabiliriz? Bunun da yolu yordamı siyasettir. Ama Türkiye’de siyasetin önü tıkalı. Sorun burada. Sayın Başbakan şu an da uzlaşmak niyetinde falan değil. Sayın Başbakan herkesi teslim almak peşinde. Sayın Erdoğan’ın genel olarak yaklaşımı bu. Bu çok hatalı bir yaklaşımdır ve ne kendisine ne de ülkeye hayır getirmez. Ülkede çatışma ortamının ortadan kalkması için demokratik kanalların iyi işletilmesi, devreye sokulması çağrısında bulunuyorum. Eğer akan kandan rahatsızsak demokratik kanalları sonuna kadar işletmeliyiz.”
“PKK’YI DA KINARIZ”
Saldırılardan dolayı PKK’yı kınamadıkları eleştirilerine de değinen Elçi, “Biz PKK’yı da kınarız. Ama kınamam için benim bir kere politika yapma alanımın geniş olması lazım. Ben dar alanda politika yapıyorsam, birileri eğer insanları dar alanda politika yapmaya zorluyorsa sen kalkıp neyi eleştireceksin. Bir kere o alanı iyi açalım. Bir de bu olaylar hakkında çözüm için devlet ne düşünüyor bunu bir bilelim, ondan sonra biz üstümüze düşeni yapmasını biliriz. Ama devlet şiddetle olayların üzerine gideceğim diyecek, ondan sonra da size, karşı tavır alın diyecek. Bu olmaz. Hiç şüphe yok o zaman PKK’yı eleştiririz. Başbakan sorunların çözümü için iyi niyet gösterirse meseleler çözülür. Yoksa ezerim, geçerim anlayışıyla hiçbir şeyi çözemezsiniz” değerlendirmesinde bulundu.
Yeni Akit
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.