"Bu kriz hovardalığın bedeli"

"Bu kriz hovardalığın bedeli"
Ekonomi Bakanı Zafer Çağlayan, Avrupa'nın alışkın olmadığı ve görmediği bir krizle karşı karşıya olduğunu belirterek, Türkiye'yi Avrupa'ya almayan Avrupa Birliği'nin bugün ektiğini biçtiğini söyledi.

Kocaeli Sanayi Odası Meclis toplantısına katılan Bakan Çağlayan, dünyanın birçok ülkesinde çok ciddi krizler yaşandığını belirterek, "Avrupa şuanda ne yapacağını bilmiyor. Avrupa bu işin nereye gideceğini bilmiyor. Alışkın olmadıkları görmedikleri bir krizle karşı karşıyalar. Bugün Avrupa'nın yaşadığı bu sıkıntı kolay kolay çözülecek gibi gözükmüyor. Özellikle Yunanistan'ın içinde bulunduğu borç batağı diğer taraftan Portekiz, İspanya'nın İtalya'nın İrlanda başta olmak üzere bu ülkelerin borçlarını çevirmede karşı karşıya kalmış oldukları problemlerin çözümü konusun ciddi sorunlar yumağı olduğunu bilmemiz gerekiyor.   Bu aslında hovardalığın bir bedeli. Nasıl bir hovardalık Türkiye'yi AB'ye üye yapmak için 99 takla attıran size vize uygulayan haksız rekabet uygulayan sizin mallarınızı girmesini engelleyen ve Türk işadamının serbest dolaşma hakkını gasp eden ve 17 yıldır Gümrük Birliği anlaşması yaptığımız bugün hala ucu açık ucu kapalı gibi safsatalar ile Türklerin AB'ye girmesini engelleyen bu AB bugün ektiğini biçiyor.   İspanya'ya, Portekiz'e Yunanistan'a 40 milyar dolar 50 milyar dolar verenler bugün şimdi bunun karşısında bunu nasıl geri alacağını veya bundan nasıl sıyrılacağının hesabını yapıyorlar. Borç yinen kesesinden yer. Şimdi herkes yediğinin faturasını ödüyor. Öyle hesap vermeden masadan kaçmak yok. Hesabı vereceksin çıkacaksın ama hesabını nasıl verecekleri bulamıyorlar" dedi.  

Yunanistan'ın bugün yaşadıklarını Türkiye'nin 10 yıl önce yaşadığını ifade eden Bakan Çağlayan, "Bizde o sıkıntıları gördük ve yaşadık. 10 yıl öncesini hatırlayın 201 krizini hatırlayın. 1 milyar dolar için IMF kapısında bekledik ve bekletildik. Bugün Yunanistan'ın yaşamış olduğu bu sıkıntıları en iyi anlayanlardan biride bizin.   Bu konuda son derce suçlu ve güçlüdür. Avrupa Yunanistan'da kriz başladığında krizle ilgili tedbir almak yerine sadece konuşmuştur. Almanya ve Fransa bu işi sadece konuşan ve konuşan ülkeler olmuştur. Şimdi gelinen noktada Yunanistan'ın borçlarının ödeyip ödeyemeyeceği konusu tartışılıyor. Yunanistan'ın iflas edip etmeyeceği tartışılıyor" diye konuştu.
"TÜRKİYE 2011 YILININ İLK ÇEYREĞİNDE DÜNYANIN BÜYÜME ŞAMPİYONU"
Bakan Çağlayan, 2008 yılında Amerika Birleşik devletlerinde bir emlak piyasasında çıkan krizin tüm dünyaya yayıldığını belirterek, "2009 yılında Başbakanımız 'Bu kriz Türkiye'yi teğet geçecek' dediği zaman ben bıyık altıdan gülen insanları çok iyi hatırlıyorum. Bununla alay eden insanları çok iyi hatırlıyorum. Bugün Türkiye küresel krizin teğet geçtiği ama bunun yanı sıra Avrupa ülkelerinde o krizin hala devam ettiği ortamda bulunuyor. 2008 yılında başlayan kriz hala devam ediyor.   Buna karşılık Türkiye 2011 yılının ilk çeyreğinde dünyanın büyüme şampiyonu. Ve Türkiye üzerinden hesap yapan ve Türkiye üzerinden faizle beslenenlerin Merkez Bankasına baskı yapıp faizleri artırma çabasına büyümeyi durdurun yoksa enflasyonuz artan söylemlerine rağmen buna inat Türkiye 2011 ilk çeyreğinde yüzde 11.6 büyümeyi yakaladı. İkinci çeyrekte yüzde 8.8 büyüme yaşadık.   Benim öngörüm 2011 sonu itibarıyla Türkiye'nin yüzde 8 bir büyüme yakalayacağı umuyorum. Türkiye ekonomisi dinamik bir ekonomi canlı bir ekonomi 74 milyon nüfus, yaş ortalaması 28 ve çok önemli bir coğrafi ve stratejik konuma sahip bir ülkedir. Böyle bir ülke büyümeye devam edecek. Bundan hiçbir endişeniz olmasın. Türkiye ekonomisi her yıl yüzde 50 büyümek zorunda olan bir ekonomi. 2023 yılı hedeflerimiz var. 2023'te ülkemizi dünyanın ilk 10 ekonomisi içine sokmak istiyoruz. 2023'te Cumhuriyetimizin 100. kuruluş yıldönümünde vermemiz gereken önemli çalışmalar var. Onun için istiyoruz ki ihracatımız 500 milyar dolar, milli gelirimiz 2 trilyon dolar olsun onun için istiyoruz ki kişi başına gelir 25 bin dolar olsun.   Artık Türkiye kendi otomobilini yapsın istiyoruz. Bunları yapar mıyız. Yaparız hem de bal gibi yaparız. 2002'de 36 milyar dolar ihracat yapan bir ülke 6 yıl sonra 132 milyar dolar ihracat yaptı. Bizim ülkemizde artık siyasi, ekonomik istikrar var. Bizim ülkemizde artık devlet ekonomik alandan çıkmış üretim alanından çıkmış, kendi özel sektörüne haksız rekabet yapar halden çıkmış, denetleyen, destekleyen ve yol gösteren bir konuma gelmiş. Biz bu konuda özel sektöre güveniyoruz. Türkiye 2023'te koyduğu hedefleri yakalamak için kararlıkla ilerliyor" diye konuştu.
"BİZ ARTIK BÜTÇE FAZLASI VEREN BİR ÜLKEYİZ"
Türkiye artık hedefini ortaya koyduğunu vurgulayan Bakan Çağlayan, şunları söyledi:
"Avrupa'nın bu kadar güçsüz olmasının ekonomik krizle karşı karşıya gelmesinin iki temel sebebi var. Bunun bir tanesi siyasi istikrarsızlık. Ve ekonomik istikrar. Avrupa'nın bugün başının belası iki konudur. Bir yüksek para borçları. İki yüksek bütçe açıklarıdır. Biz artık bütçe fazlası veren bir ülkeyiz. Alışık olmadığımız bir tabir. Avrupa'da başı dertte olan ülkelerin en büyük derdi bütçe açıklarıdır.   Türkiye çok önemli mali bütçe uyguladı. Seçimden yeni çıkan bir ülke bütçe vermesi zordur. Biz bunu başardık. Geçmişte yaşananları bir daha yaşamak istemiyoruz. Biz 2023 yılına kadar kendi otomobilimizi de yapacağız, helikopterimizi de uçağımızı da yapacağız. Bunlar çok yakın tarih hep beraber yaşayacağız bunları. Bunları yapmak için her türlü altyapıya, inanca, desteğe ve insan gücüne sahibiz."

Türkiye'nin ciddi mesafeler aldığını belirten Bakan Çağlayan, Türkiye'nin artık bir ihtilal anayasası yerine kendi sivil anayasasını yapmak durumunda olduğunu kaydetti.

Bakan Çağlayan, 2023 hedeflerine ulaşmak için Türkiye'nin önemli avantajlarından vazgeçemeyeceklerini ifade ederek, "Böyle bir lüksümüz yok. Bütçe açığı mali disiplin bunlar aynen kalacak ve devam edecek. Türkiye iddialı bir teşvik sistemine dahil olacak. 28 yaş ortalaması 74 milyon nüfus Türkiye'nin en büyük avantajlarından biridir ve Türkiye iç serbest piyasasının uygulandığı bir ülkedir. Fransa'da haftalık çalışma saat uygulaması 35 saattir. İngiltere'de haftalık çalışma saat uygulaması 38 saattir.

Yırtınıyorlar şimdi İngilizler ve Fransızlar çalışma saatlerini bizde ki gibi 45 saate çıkarmak için. Çıkarmaları mümkün değil. Türkiye'nin en büyük avantajı bizim haftalık çalışma saatinin 45 saat olmasıdır. Bunlar bizim temel özelliklerimiz. Bu konuda hiç kimsenin verebileceği bir taviz olmaz. Bunda rahat olun. Ben bugün Türkiye'nin bu avantajlarını kaybetme lüksünü yapamam. Öyle bir avantajı biz zaten zor yakalamışız. 10 sene önceki Türkiye'nin ekonomik şartları bu küresel krizde olsaydı.

Yunanistan'dan daha beter olurduk. Bundan taviz vermiyoruz ve vermeyeceğiz" dedi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.