'Her Türk borçlu doğar'
Bağımsız Eğitimciler Sendikası tarafından yapılan araştırmaya göre, Cumhuriyetin Kuruluşundan bugüne kadar geçen süre zarfındaki toplam borç stoku, Türkiye'nin toplam büyüme oranını katlayarak yüzde 50 oranında artış gösterdiği gibi, Kasım 2002 başında 235 milyar YTL olan toplam borç stokunun, 2008 Nisan itibariyle 354.6 Milyar YTL’ ye ulaştığı ve Özel sektör, Merkez Bankası ve yerel yönetimlerin borcunun da eklendiğinde, Türkiye'nin borcu 500 Milyar YTL'yi de aşıyor.
İşte o rakamlar:
Borç Nüfus Kişi başına düşen
Kasım 2002 235 Milyar YTL 69 milyon 875 Bin 3 bin 363 YTL
EYLÜL 2007 354.6 Milyar YTL 70.586 Bin 5 bin 023 YTL
ARTIŞ (YTL) 120 Milyar YTL 711 Bin 1 bin 660 YTL
ARTIŞ (%) 50.8 1,01 50.8
Sendika Genel Başkanı Gürkan Avcı, araştırma ve gösterge tablosuna şöyle açıklık getirdi.
“Özel sektör, Merkez Bankası ve yerel yönetimlerin borcunu kapsamayan, yalnızca merkezi yönetimin borcundan oluşan söz konusu borç stoku ekonomik büyümenin yanı sıra döviz kurundaki düşüşün de yardımına rağmen rekora koşuyor. Kişi başına düşen milli gelirin 10 bin dolara yaklaştığı Türkiye, 5 bin YTL’ yi çoktan geçerek kişi başına düşen toplam borç miktarıyla da bir başka rekora imza atıyor.
REKORA İMZA ATTIK
Bir başka ifadeyle; Türkiye'de 2002 Kasımında her bebek 3 bin 374 YTL borçla dünyaya gelirken, bugün doğan her bebek 5 bin 023 YTL borçla doğmaktadır. Bağımsız Eğitimciler Sendikası tarafından yapılan hesaplamalara göre; asgari ücretli bir işçi bu borcu ödeyebilmek için yemeden, içmeden, hiçbir harcama yapmadan 11 ay boyunca çalışması gerekmektedir. 4 kişilik ailesi olan bir öğretmen çadırda yaşasa, battaniyelere sarılarak ısınsa, başkalarının verdiği giyeceklerle yetinse, çocuklarını okula göndermese, hastalanmasa, iş yerine yürüyerek gidip-gelse, haberleşme ihtiyaçlarını tamamen kısıtlasa aldığı maaşı bir buçuk yıl boyunca borcunu ödemeye yatırsa yine yetmiyor.
BORCU YAPAN BAŞKASI ÖDEYEN BİZİZ
Bu borç yıllardır mevcut durum dediğimiz ekonomi-politiğinin eseridir, tabii ki, bu borcu yaratan ve kullanan biz değiliz. Başkasının yaptığı borcu memura, emekliye, dar ve sabit gelirliye ödetmeye çalışan Başbakanı kınıyoruz. Borcu kullananlar popülizm, yandaş çarkı, ahbap-çavuş ekonomisi ile halkın sırtında parazitleşmiş siyasetçi ve rantiyecilerdir. Ama borcu geri ödeyecek olanlar bugün ve gelecekteki bütün TC vatandaşıdır. Böyle bir devlet, ne refah üretebilir, ne de üretilen refahı tüm vatandaşlarına adil bir şekilde dağıtabilir. Geleneksel talan ve hortumlama ekonomisine devam. Yoksulların, dar ve sabit gelirlilerin, emekli, dul ve yetimlerin oylarıyla iş başına gelmen iktidarlar, nimetlerini küresel sermayeyle ve rantiyeyle paylaştığı gibi milyar dolarlarla anılan ülke borçlarını da fakir fukaranın sırtına yükleyerek cumhuriyet tarihindeki talihsiz rekora imza atmışlardır”
habervaktim.com
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.