Mayıs ihracatı 12 milyar 281 milyon dolar

Mayıs ihracatı 12 milyar 281 milyon dolar
Türkiye'nin Mayıs ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,48 artışla 12 milyar 281 milyon dolar olarak gerçekleşti.

ARDAHAN Türkiye'nin Mayıs ayı ihracatı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,48 artışla 12 milyar 281 milyon dolar olarak gerçekleşti. 2008 yılının ilk beş ayındaki ihracat yüzde 36,36 artışla 55 milyar 73 milyon dolara ulaşırken, geriye dönük 12 aylık ihracat ise yüzde 28,42 artışla 120 milyar 650 milyon doları geride bıraktı.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) Mayıs ayı ihracat rakamlarını bu Ardahan'da açıkladı. TİM Başkanı Oğuz Satıcı, yaptığı açıklamada, Türkiye'nin Mayıs ayı ihracatının, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 34,48 artışla 12 milyar 281 milyon dolar olarak gerçekleştiğine işaret ederek, bugüne kadarki en yüksek aylık seviyeye ulaşıldığını kaydetti.

Oğuz Satıcı, Mayıs ayında en fazla ihracat gerçekleştiren sektörlerin; 2 milyar 536 milyon dolar ile Taşıt Araçları ve Yan Sanayii, 1 milyar 965 milyon dolar ile Demir Çelik, 1 milyar 507 milyon dolar ile de Kimyevi Maddeler ve Mamulleri sektörleri olduğunu ifade etti. Satıcı, şöyle dedi:

"Mayıs ayında toplam ihracatımız içerisinde yüzde 8,46'lık bir paya sahip olan Tarım ve Hayvancılık grubu sektörlerimiz, geçen yıla göre yüzde 32,52 artış kaydetmiştir.

Toplam ihracatımızın yüzde 89,05'ini gerçekleştiren Sanayi sektöründe aylık ihracatımız yüzde 34,62 artış ile 10 milyar 936 milyon dolar olarak gerçekleşmiştir. Sanayi sektöründe beş aylık ihracatımız 48,5 milyar doları, son 12 aylık ihracatımız ise 105 milyar doları geride bırakmıştır.

Madencilik Ürünleri sektörümüz ihracatını, Mayıs ayında %36,24'lük artış ile 305 milyon dolara çıkarmıştır. Sektör, 2008 yılının ilk beş ayında 1 milyar 288 milyon, son oniki ayda ise 3 milyar 81 milyon dolar ihracat gerçekleştirmiştir" dedi.


"HÜKÜMETİN GAP'I HIZLANDIRMA KARARI ALMASI ÖNEMLİ"


Satıcı, açıklamasında, geçen hafta hükümetin GAP'ı hızlandırmak amacıyla bir takım kararlar aldığını hatırlatarak, GAP'ın, sadece Güneydoğu ve Doğu Anadolu Bölgesi için değil tüm Türkiye için son derece önem taşıyan bir proje olduğunu ve bu projenin tekrar ülke gündemine taşınmasının son derece yerinde bir karar olduğunu belirtti. Satıcı, "Umarız bu proje bundan sonra hak ettiği önemi bulacaktır. Bu projenin hızlandırılması ve bitirilmesiyle birlikte tüm doğu bölgelerimiz kalkınma doğrultusunda önemli adımlar atmaya başlayacaktır" dedi.


"AB SÜRECİNİ YÜK, İÇ SORUNLARIMIZ HAKKINDA GÖRÜŞ BİLDİRENLERİ DÜŞMANIMIZ GÖRMEKTEN VAZGEÇELİM"


TİM Başkanı Satıcı, ayrıca, AB konusuna da değinerek; son bir yıldır Türkiye'nin gündemini adeta bloke eden iç siyasi sorunlardan bir an önce sıyrılıp, gerçek gündeme, yani ekonomiye, toplumsal sorunlara ve AB ile entegrasyon sürecine odaklanma zorunluluğunu bir kez daha hatırlatmayı görev bildiğini ifade etti. Satıcı, "Bu çağrımız, iktidarıyla, muhalefetiyle, yargısıyla, sivil toplumuyla, medyasıyla, toplumun tüm kesimlerine..." diye konuştu.

AB üyeliği hedefinin, bugünün kısa vadeli kaygılarını aşan bir özenle korunması ve sürdürülmesi gerektiğine inandıklarına işaret eden Satıcı, şöyle devam etti:

"Avrupa Parlamentosu'nun bu ay kabul ettiği rapor ve geçtiğimiz günlerde yapılan Ortaklık Konseyi, siyasi kriterlerdeki eksikliklere yer verdi. Oysa bugün geldiğimiz aşamada, hâlâ ifade özgürlüğü, demokratik ilkeler gibi temel noktaları konuşuyor olmamalıydık. Daha yürümemiz gereken uzun ve zorlu bir yolumuz var. Biz, artık binanın duvarlarının yükseldiğini görmek istiyoruz.

Burada, bir konuya daha dikkat çekmek istiyorum. İç siyasette çok sıkıntılı günler yaşadığımıza şüphe yok. Ancak görünen o ki, bunlar hakkında ülke dışından yorum yapılmasını kabullenmekte zorlanıyoruz. Oysa bunları açık fikirlilikle karşılama olgunluğunu göstermeliyiz. Artık "AB sürecini sırtımızdaki yük", iç sorunlarımız hakkında görüş bildirenleri "düşmanımız" olarak görmekten vazgeçelim.


"KONUŞANLAR, TÜRKİYE'NİN ÜYELİĞİNİ DESTEKLEYEN, DEMOKRASİMİZİN ZARAR GÖRMESİNDEN KAYGI DUYANLAR"

Biz, AB ile üyelik müzakeresi yürüten bir ülkeyiz. Böyle bir ortamda hala "kol kırılır yen içinde kalır" anlayışını nasıl savunabiliriz ? Üyelik sürecinin doğası, reformların yapılması, uygulanması ve bunun AB tarafından izlenmesi üzerine kurulu. Dolayısıyla, AB yetkililerinin görüş bildirmeleri karşısında şaşırmayı ve tepkisel davranmayı bir kenara bırakmamız gerek.

Üstelik sorunlarımız hakkında konuşanlar, Türkiye'nin üyeliğini destekleyen, demokrasimizin zarar görmesinden kaygı duyan kesimler. Şüphesiz tamamen sessiz kalanlar da var. Ancak bilmeliyiz ki bu sessizlik, Türkiye'nin üyeliğine karşı olmasına karşın, bunu açıkça dile getirmeyenlerin sessizliği. Onlar, bizim kendi irademizle üyelikten vazgeçmemizi umuyorlar. Asıl kaygı duymamız gereken, işte bu sessiz kalan kesim. Konuşanları susturmaya çalışmak yerine, AB üyeliği yolunda ilerleyen bir ülke gibi davranmalıyız.. Sürecin sağlıklı işlemesinin, herkesle her konuda hemfikir olmamızı gerektirmediğini bilelim. Fikir ayrılıklarını hoşgörüyle karşılayalım."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.