"Kararlar baskının kaldırılması için"

Çağlayan, içeride yaptıkları çalışmalar kadar tüm dünyada barış ve huzurun hakim olması noktasında önemli çabalarının bulunduğunu belirterek, bu açıdan Suriye'nin büyük önem arz ettiğini anlattı.

Sınır komşusu Suriye'de çok Türk vatandaşının bulunduğunu vurgulayan Çağlayan, şunları söyledi:

''İhracatımızda geçen yıla göre yüzde 7'lik azalma var. İlk 9 aya bakarsanız yüzde 8'lik bir artış vardı. Özellikle kasım ayında, içinde bulunduğumuz durumun gerginleşmesi ve güvenlikle problemler, ticaretimizi geriye düşürdü. Yıl sonuna kadar ihracattaki azalma, bu oranlarda ve yüzde 10'lar seviyesinde rakamlarla karşı karşıya kalacağız. Suriye halkına karşı bırakın kısıtlamayı, bizzat Suriye halkının üzerindeki baskının kaldırılması, halkının ihtiyaç duyduğu gıda gibi insani maddelerin sevkıyatına devam edilecek. Bölgedeki insanca yaşam bizi fazlasıyla ilgilendiriyor. Türkiye'nin Suriye'ye koyduğu tavır bu yöndedir. Burada tavrımız, Suriye yönetiminin, Suriye halkının taleplerine kulak tıkaması, bunları dikkate almamasıdır.''

Çağlayan, Suriye'de insanların demokratik hak ve özgürlüklerini, bireysel yaşam haklarının en üst seviyeye çıkmasını istediklerini ifade ederek, ''Tunus'ta başlamış olan, bilhassa Afrika coğrafyasındaki, Arap dünyasındaki, 'Arap Baharı' olarak adlandırılan bu değişim ve dönüşümü Suriye halkı da istiyor'' dedi.

Bu noktada, ''Suriye yönetiminin bir an önce daha fazla kan dökmeden, kendi vatandaşını kendi insanlarını katletmeden, bu değişimi ve dönüşümü vermesi için'' çabalar harcandığını belirten Çağlayan, şöyle devam etti:

''Suriye konusunda Arap Birliği önemli kararlar aldı, bizler ilgili bakanlar bir araya geldik. Suriye halkının, değil yaşamsal kısıtlamaya gitmek, özellikle yaşam kalitesinin daha fazla artırılması konusunda çabamız etkisinden daha fazla devam edecektir. Kısıtlama ve ambargo söz konusu değildir. Gıda ihtiyaç maddeleri ve ilaç gibi maddelerin sevki sürecektir. Merkez Bankası arasında ilişkiler dondurulmuştur. Alınan kararlar temelinde, Suriye hükümetinin yönetiminin Suriye halkı üzerindeki orantısız baskısını ortadan kaldırmaya yöneliktir.''

Türk iş adamlarının, Suriye ve hükümetine güvenerek yatırım yaptığını vurgulayan Çağlayan, şu değerlendirmede bulundu:

''Bu yatırımların hepsi garanti altındadır. Bizim Suriye devleti arasında yatırımların karşılıklı korunması ve teşvik edilmesi anlaşmamız mevcuttur. Suriye'deki yatırımlarımızın tamamı, Suriye devletinin güvencesi altındadır. Bunlara Suriye devletinin namusu ve şerefi olarak bakılması gerektiğini ifade etmek istiyorum. Sonuç olarak ümidimiz şu onda ki olumsuzlukların giderilmesidir. Alan giderek daralmıştır. Arap Birliğinin kararları bizim kararlarımız, Suriye halkı üzerindeki baskının kaldırılması içindir. Bu alınan kararlar etkili olacaktır."