IMF bize akıl danışıyor

Ekonomiden Sorumlu Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, yazılı basının ekonomi editörleriyle önceki gece İstanbul’da bir araya geldi. Gazetecilerin gündemdeki sorularını cevaplandıran Başbakan Yardımcısı Babacan; Merkez Bankası’nın para politikasından İstanbul’un finans merkezi çalışmalarına, Avrupa’daki mali krizden Türkiye’nin IMF ile ilişkilerinde geldiği noktaya, SGK’nın Yeşil Kartlılara uygulanan gelir testinden Davos Zirvesi’ne kadar değişik konularda önemli açıklamalarda bulundu.
Açıklamalarına Davos toplantısında konuşmacı olarak katılacağı oturumlardan başladı. Davos Zirvesi’ni organize edenlerin bu yıl Türkiye’den çok sayıda oturuma katılmasını talep ettiğini belirten Babacan, kendisinin 8 ayrı toplantıda konuşacağını, Başmüzakereci Egemen Bağışın ise iki oturumda katılımcılara hitap edeceğini kaydetti.

AK SAÇLILAR KONSEYİ KURULUYOR

İstanbul’un finans merkezi çalışmaları kapsamında Uluslararası Danışma Konseyi kurmak istediklerini anlatan Başbakan Yardımcısı Babacan, "Bu konsey, ak saçlı diye tabir ettiğimiz deneyimli kişilerden oluşacak. Bu kişiler hem kendi şirketlerini yönetecekler hem de bize danışmanlık hizmeti verecekler" dedi.

Merkez Bankası’nın uyguladığı faiz koridoru politikası konusunda bir sıkıntı yaşanmadığını anlatan Babacan, başka ülkelerin finans politikaları konusunda çokça bocaladığı ve para politikalarında sıkça değişikliğe gittiği bir dönemde Türkiye’nin gayet rahat ve başarılı bir dönem geçirdiğini ifade etti. 2002 yılında yüzde 42 civarında bulunan reel faizi minimize ederek tek haneli rakama indirdiklerine dikkat çeken Başbakan Yardımcısı Babacan, "Sıfır faiz hedefi hükümetimizin bir politikasıdır. Bu hedef, komşularla sıfır sorun politikası gibi bir durum. Reel faizin düşük olması bütün aktörler için iyi bir durumdur. Bütün gelişmiş ülkelerde bu yönde bir anlayış var. MB’nin faiz koridorunda ısrar etmesi olumlu bir karardır. Kurdaki esnekliğin gelişmekte olan ülkelere göre az olması Merkez Bankası’nın başarısını gösteriyor. Böyle dönemlerde esnekliği mutlaka korumak gerekiyor" diye konuştu.

“IMF, TÜRKİYE’YE ‘FİNANSAL MİMARİ’ OLMAYI ÖNERDİ”

Türkiye’nin Avrupa’dan ve çevresindeki ülkelerden farklı olarak ekonomide başarılı bir performans gösterdiğini anlatan Ali Babacan, bir zamanlar Türkiye’ye verdiği borç paranın nerelere kullanılması gerektiği konusunda baskı yapan IMF’nin bugün Türkiye’ye Avustralya ile birlikte "Uluslararası Finansal Mimari Grup" kurmasını önerdiğini kaydetti. Babacan, IMF’nin Türkiye’yi kaynakların verimli kullanılması konusunda örnek gösterdiğini ve gelişmekte olan ülkelerin yol haritasını olarak Türkiye’deki başarılı ekonomi performansını işaret ettiğini kaydetti. Türkiye’nin elindeki imkanların kıymetini iyi bilmesi gerektiğini kaydeden Babacan, "Halimize şükrediyoruz. Bugünlerin kıymetini iyi bilmemiz lazım. İnsan içinde yüzdüğü imkanların kıymetini bilemeyebilir. Dışarıdan bakılınca ne kadar kıymetli bir durumda olduğumuz anlaşılıyor.

“İNSANIN AB ÜYELERİNİN DURUMUNA ‘OH OLSUN’  DİYESİ GELİYOR”

Avrupa’daki mali krizle mücadelede gelinen son noktayı da değerlendiren Başbakan Yardımcısı Ali Babacan, bir zamanlar Türkiye’ye çok çektiren Avrupa Birliği üyesi ülkelerin içine düştüğü duruma dikkat çekerken ilginç bir değerlendirmede bulundu. Babacan, "İnsanın içinden ‘oh olsun’ diyesi geliyor ancak, bu durumdan hiçbirimiz hoşnut değiliz. Çünkü bu durum, hem bütün dünya hem de Türkiye ekonomisi için kötü bir durum. Başarısız ve çökmüş bir Avrupa bizim ekonomimiz için de kötü. Maliyeti ne olursa olsun AB’nin Yunanistan’a yardım etmesi gerekir. Çünkü AB üyesi bir ülkenin temerrüde düşmesi diğer ülkelerin kriz kapısını açıyor. Bugün Portekiz de güven ortamının bozulması konusunda maalesef Yunanistan ile yarışır hale gelmiştir. Son zamanlarda Fransa’nın algısı da bozuldu" dedi.

İbrahim Acar / Ynie Akit