Kalp yetmezliğinin en sık belirtileri

Kalp yetmezliğinin en sık belirtileri
Çabuk yorulma ve nefes darlığıyla kendini gösteren kalp yetmezliği görülme sıklığı gün geçtikçe artıyor.

Kalp yetmezliğinin en basit olarak, kalbin vücudun metabolik ihtiyacını karşılayabilecek yeterli miktarda kanı pompalayamaması olarak tanımlanabildiğini belirten uzmanlar, "Kalp yetmezliği günümüzde çok sayıda insanı etkileyen ve tedavisi yapılmadığı takdirde yaşam kalitesini ileri derecede bozan ve ölümcül olabilen ciddi bir sağlık problemi olarak ortaya çıkmaktadır." uyarısında bulunuyor.

Opr. Dr. Osman Naci Çelik, yapılan araştırmalarda ABD'de yaklaşık 5 milyon kalp yetmezliği hastası olduğunun ve ilerleyen yaşla birlikte bu sayının hızla arttığının ortaya çıktığını söyledi.

Dr. Çelik; "Ülkemizde kalp yetmezliği olan hasta sayısının bir milyona yaklaştığı tahmin ediliyor. Kalp yetmezliği genellikle yavaş gelişen, kronik, uzun süreli bir durum olup vücutta sıvı birikimiyle birlikte olduğu durumlarda konjestif kalp yetmezliği olarak adlandırılır. En sık görülen belirtiler çabuk yorulma ve nefes darlığı; böbreklerin vücutta su ve tuz tutmasına bağlı ödem ve kilo alma; dolgunluk hissi; kalp atımlarının hızlı ve düzensiz olmasıdır. Ancak bazı hastalarda çok ileri evrelere kadar belirtilerin görülmeyebileceği unutulmamalıdır. Kalp yetmezliği kalp kasında harabiyete yol açabilen veya kalp kasının aşırı çalışması ve yüklenmesine yol açabilen çeşitli hastalıklara bağlı olarak ortaya çıkabilir. En sık görülen nedenler koroner arter hastalıkları, yüksek tansiyon, kardiyomiyopati denilen kalp kası hastalıkları, kalp kapak hastalıkları, doğumsal kalp bozuklukları ve kronik böbrek hastalıklarıdır. Kalp yetmezliğinin görülme sıklığı yaşla birlikte artar. Kalp yetmezliği tedavisi öncelikle tanının konulması ve problemin analizi ile başlar. İlk evrelerde risk faktörlerinin ortadan kaldırılması, ilaç tedavisi ve beslenmenin düzenlenmesi ve yaşam biçimi değişiklikleri önerilir." dedi.

Osman Çelik, beslenmenin tedavide önemli bir yeri olduğunu, tuz alımının kısıtlanması, lifli ve potasyumdan zengin besinlerin tüketilmesi, rafine şeker, doymuş yağlar ve kolesterolün kısıtlanması, alkol tüketiminin kontrol altına alınması ve sigaranın bırakılması gerektiğini kaydetti. Dr. Çelik,geçici kalp destek cihazları ve son aşamada kalp nakline kadar giden farklı tedavi alternatifleri olduğunu söyledi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.