'İstikrar olmadan olmaz'
Merkez Bankası Başkanı Durmuş Yılmaz, yüksek enflasyonun olduğu bir ekonomide ekonomik istikrar olamayacağını, ekonomik istikrar olmadan da sürdürülebilir büyümenin sağlanamayacağını belirterek, kısa vadede ekonomik büyüme için fiyat istikrarından ödün veren ülkelerin, orta vadede her ikisinden de mahrum kalma durumunda olacağını kaydetti.
Uluslararası Ekonomi Birliğinin 15. Dünya Kongresinde konuşan Durmuş Yılmaz, yüksek gıda ve enerji fiyatlarının bir yandan bu mallara yönelik talebi kısarken, diğer yandan yatırımların artmasını tetikleyerek enerji ve gıda arzını artıracağını belirtti.
Yılmaz, enflasyon hedeflemesi uygulayan pek çok ülkenin, enflasyonun ancak 2009 yılı sonu ile 2010 yılında hedefe yakınsayacağı yönünde tahminlerde bulunduklarını belirtti.
Merkez Bankalarının bir noktada enflasyondaki artışa nereye kadar tahammül edecekleri konusunda bir karar vermeleri gerektiğine işaret eden Merkez Bankası Başkanı Yılmaz, arz yönlü şoklara tepki vermeyerek şokun geçmesini beklemeleri halinde enflasyondaki yükseliş süreci devam ederken, arz şoklarının ne zaman yerini talep kaynaklı fiyat artışlarına bırakacağı hususunun açık olmadığını, bu durumda beklentileri aşan bir enflasyon gerçekleşmesi ya da enflasyon tahminlerinde yapılan her revizyonun, arz yönlü nedenlerle açıklandığını aktardı.
Yılmaz, Türkiye'deki para politikası uygulamalarına da değindiği konuşmasında, 2006 yılı Mayıs ayında yaşanan dalgalanma döneminde Merkez Bankası olarak bu gelişmelere hızlı ve sert bir parasal sıkılaştırma uygulayarak tepki verdiklerini, parasal sıkılaştırmanın güçlü bir şekilde yapılmasının, enflasyonun orta vadede tekrar hedefe yakınsaması için gerekli bir politika olduğunu söyledi.
Alınan bu tedbirlerin kısa sürede etkilerini gösterdiğini dile getiren Yılmaz, ancak 2007 yılının aynı zamanda gıda ve enerji fiyatlarındaki olumsuz gelişmelerin etkisinin hissedildiği bir dönem olduğunu belirterek, ''Buna rağmen arz yönlü şokların kalıcılığına dair belirsizliklerin olması ve temel enflasyon göstergelerinde gerçekleşen belirgin yavaşlama, para politikasındaki sıkılaştırmanın kademeli olarak azaltılabilmesi için elverişli ortam sağladı. Bu çerçevede Merkez Bankası 2007 Eylül ayından itibaren kontrollü bir faiz indirim sürecini başlattı'' diye konuştu.
Yılmaz, 2008 yılında beklentilerin aksine gıda ve enerji fiyatlarının yükselmeye devam ettiğini, arz şoklarının neden olduğu olumsuz etkilerin olağan dışı boyutlara ulaştığını ifade ederek, şöyle devam etti:
''Merkez Bankası, gıda ve enerji fiyatlarında son yıllarda gözlenen artışların küresel eğilimlerden kaynaklanan yapısal bir değişimi yansıttığını, diğer bir deyişle bu şokların başlangıçtaki tahminlerin tersine uzun müddet sürmesi ihtimalinin olduğu sonucuna varmıştır. Enflasyondaki düşüşün gecikmesine neden olan bu etkenlerin yakın bir gelecekte tersine döneceğine dair belirgin bir işaret gözlenmemektedir. Nitekim güncellenen tahminler para politikasının sıkı duruşunun uzunca bir süre korunduğu durumda dahi enflasyonun yüzde 4 hedefine ulaşmasının oldukça uzun süre alabileceğine işaret etmektedir.''
Bu durumda enflasyon hedefini değiştirmeden, bu hedefle uyumlu bir para politikası uygulamaktan kaçınarak arz şoklarının geçmesini beklemek ya da enflasyon hedeflerini ulaşılabilir bir düzeye revize edilerek, yeni hedefe uygun bir para politikasının uygulanması olduğunu söyleyen Yılmaz, bu seçeneğin tercih edilmesi durumunda ekonomideki belirsizliklerin kontrol altına alınacağını ve karar alıcılar için yeni bir çıpa yaratılacağını dile getirdi.
(AA)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.