Başörtüm ile Bakanlık da Yaptım!..

Başörtüm ile Bakanlık da Yaptım!..
Akit yazarlarından Ayhan Demir, "Avrupa'nın başörtülü ilk belediye başkanı" unvanına sahip olan Bosna-Hersek'in Visoko Belediye Başkanı Amra Babiç ile önemli bir söyleşi gerçekleştirdi. Eşi, 1992-95 Bosna Savaşı esnasında şehid olan üç çocuk annesi Amra B

Aktif siyasete ne zaman başladınız? Sizi aktif siyasete yönelten neydi?

2004 yılından beri aktif siyaset yapıyorum. Sade bir vatandaş olarak, pek çok karar alma mekanizmasında etkin olamayacağımı düşünüyordum. Daha iyi olacağını düşündüğüm için aktif siyaset yapma kararı aldım. Önemli pozisyonları ele geçirmiş; beceriksiz, yolsuzluk ve rüşvete bulaşmış bir çok insan gördüm. Tüm bu olumsuzlukların giderilmesinde pay sahibi olabilmek adına karar mekanizmasına dahil olmak istedim.

Belediye Başkanlığı için aday olmaya ne zaman ve nasıl karar verdiniz?

Belediye Başkanlığı için adaylığım, Maliye Bakanlığı ve Meclis üyeliği gibi vazifelerin ardından gelen, siyasi kariyerimin akışı içerisinde beklenen bir neticesidir. Meslektaşlarım, bugüne kadar aldığım eğitim ve hayat tecrübelerim ile halkımızın gelişmesine katkı sağlayabileceğim en verimli yıllarımda olduğumu düşünüyorlardı. Bu sebeple, aday olmamı teklif ettiler ve ben de kabul ettim.


1-002.jpg

BOSNA-HERSEK'TE BAŞÖRTÜSÜ SERBEST

Avrupa'nın ilk başörtülü belediye başkanı oldunuz. Neler hissediyorsunuz?

Belediye başkanlığı için aday gösterilirken en merak edilen şey, toplumumuzun başörtülü bir kadını kabul için yeterince olgun olup olmadığıydı. Sağlıklı bir bilince erişip, erişemediğimizi merak ediyorduk. Bu seçimler, sağlıklı bilince eriştiğimizi gösterdi. İyi bir seçim kampanyasının ardından, hedeflerimizi gerçekleştirdiğimiz için hem şahsım hem de partim SDA adına mutluyum. Özellikle çok sayıda kadının desteğini aldığımız için mutluyum.

Başörtüsü konusuna gelirsek... Başörtüsü kişisel bir tercih ve haktır. Bununla birlikte önemli olan insanın nasıl göründüğü değil, karakteridir. Dürüst ve sorumluluk sahibi insanlar, ülkenin ve toplumun kalkınması için çalışırlar. Bu şekilde çalışan kadınlar, tüm dünyanın saygısını hak ediyorlar. Başörtülü bir kadın olarak belediye başkanlığı yapmaktan gurur duyuyorum. Müslüman bir kadının, dini yükümlülüklerin yerine getirilmesinin yanı sıra, hayatın akışı içerisinde ve özellikle kamusal alanda çok başarılı olabileceğini göstereceğim.

Belediye başkanı seçilmeniz neden bu kadar ilgi çekmiş olabilir?

Sanırım bunun öncelikli sebebi, ne yazık ki, siyasetle ilgilenen kadınların çok az olması. Ayrıca bazı insanlar, siyasetle uğraşan başörtülü bir kadın beklemiyorlardı. Bu tip insanların ön yargıları vardı. Ben bu ön yargıların ortadan kaldırılmasına yardımcı oldum. Çok sesliliğe ve farklılıklara saygı göstermeyi öğrenmek zorundayız. Ancak bu şekilde gerçek demokrasi ortamı sağlanabilir.

Belediye başkanı olmanız, başörtülü kadınların siyasete ilgisini artırdı mı?

Bosna-Hersek'teki çalışma hayatında pek çok başörtülü yönetici, öğretmen ve doktor var. Üstelik çok da başarılılar. Bundan sonra siyasette ve kamusal alanda daha fazla kadının yer alacağına inanıyorum. Sadece Bosna-Hersek'te değil, tüm dünyada bir trend haline geleceğini düşünüyorum. Mesela, Saraybosna Kantonu Novi Grad Belediye Meclis Başkanı Edina Gabela da Avrupa'nın ilk başörtülü Belediye Meclis Başkanı oldu.

Bosna-Hersek'teki başörtüsü kadınlar, kamusal alanda zorluk yaşıyorlar mı?

Bosna-Hersek için başörtülü bir kadın şaşırtıcı ya da nadir değil. Bosna-Hersek vatandaşı başörtülü birçok kadın, üniversite eğitimi alıyor ya da hastanede çalışıyor. Ben de başörtülü olarak bakanlık yaptım. Bizim yasalarımızda başörtüsüyle ilgili bir sorun yok. Başörtülü olduğum için herhangi bir ayrımcılığa maruz kalmadım.
Bizim asıl sorunumuz, başörtülü kadınların, yeterli eğitime sahip olmaması ve çalışma hayatında yer almamaları. Bazı ön yargılı kimseler, başörtülü kadınların sadece din hizmetleriyle ilgili işleri yapması gerektiğini düşünüyorlar. Fakat bu sadece onların sorunu, benim böyle bir sorunum yok. Bu bakış açısına sahip olan gerçekten demokratik bir ülkede yaşadığım için mutluyum. Tüm kadınlar adına gurur duyuyorum. Avrupalı Müslüman bir kadın olarak, Avrupa sahnesinin bir parçasıyım. Eğitimli, çalışkan, yetenekli ve cesur bir Müslüman kadın olarak, İslam'ın en güzel temsilciliğini yaptığıma inanıyorum.

İYİ BİR İZ BIRAKMAK İSTİYOR

Özelde Belediye Başkanlığı ve genelde siyasette hedefleriniz neler?

Zenica Kantonu Maliye Bakanı olarak görev yaptığım esnada çok önemli deneyimler kazandım. Belediyeciliğin karşı karşıya olduğu sorunları çözmek için gereken bilgi birikimi ve gayrete de sahibim.
Politikacıların ve bürokratların da, normal insanlar olduğunu, masal dünyasının kahramanları olmadığını göstermek istiyorum. Hiç kimse en akıllı değildir. Toplumun tüm kesimlerini bir araya getirmek istiyorum. Vatandaşın dertlerini dinlemeliyiz. Haftada bir gün, üç saati halkla konuşup, görüş ve önerilerini dinleyeceğim. Halkını dinlemek istemeyen politikacılar cezalandırılmalı. Siyasetin, liderlik, beceri ve iyi organizasyon anlamına geldiğini halka göstermek istiyorum.
Belediye Başkanlığının çok zor bir görev olduğunun bilincindeyim. Sorumluluğumun farkındayım. İvedilikle, Visoko'nun ekonomik ve ticari gelişimini ve bunun için gerekli iş ve yatırım fırsatlarını oluşturmak istiyorum. Önümüzdeki mevcut sorunları aşabilmek için stratejik ve sistematik çalışmalıyız. Ancak bu şekilde Visoko'yu ticari ve ekonomik bir merkez haline dönüştürebiliriz.
Kalkınma vizyonunu gerçekleştirmek için elverişli bir iş ortam oluşturmak, su temini ve atık ile ilgili sorunlara çözüme kavuşturmak, giderken arkamda iyi bir iz bırakmak istiyorum.

2-001.jpg

Annelik mi yoksa siyaset mi daha zor?

Annelik, güzel ve zor değil. Siyaset ise zor ve karmaşık. Üç çocuk sahibi olmama rağmen siyasette olmayı bilinçli olarak istedim. Her iki rolü de zevkle üstlendim. Ancak annelik misyonum, her zaman bir adım önde olacak. Anneler, çocuklarının sevgi ve hürmetine mazhar olurlar. Politika için böyle bir şey söz konusu değildir. Oğullarım artık yetişkin denebilecek yaştalar. Ben de annelikten de zor olan politika için daha fazla zamana sahibim.

EŞİ, BOSNA SAVAŞI'NDA ŞEHİD OLDU

Başkanı olduğunuz Visoko 92 Şehit Aileleri Derneği'nden bahsedebilir misiniz?
Bu rolü bana kader verdi. Bu dernek, benimle aynı kaderi paylaşan bir grup kadının bir araya gelmesiyle kuruldu. Bize bir teselli gerekiyordu. Biz sadece kendi haklarımıza kavuşmak için de çalışabilirdik ama öyle yapmadık. Yaşlı, hasta ve çocukların, korunması ve eğitim, barınma ve benzeri hukuki haklarının temini için mücadele etmek zorunda kaldık. "Şehitler Monografisi" isimli bir kitap projesi için çalıştık. Amacımız Visoko Belediyesi'nde şehid olan askerlerimizin ve en iyi evlatlarımızın unutulmasına mani olmaktı. Ben ve benim durumunda olan arkadaşlarım, bu derneğin organizasyonları için yıllarca gönüllü olarak çalıştık. Elde ettiğimiz başarılardan dolayı büyük gurur duyuyorum.

Savaş yıllarına dair unutamadığınız şeyler var mı?

Elbette, çok şey var ama 03 Mart 1993 tarihini asla unutamam. Bu benim eşim Salih'in şehit olduğu gündür. 25 Mart 1993 tarihini de unutmam mümkün değil. Bu da üçüncü oğlum Salih'in dünyaya geldiği gündür. Bu iki tarih, savaş yıllarına dair, asla unutmayacağım iki gündür.

GENÇLİK, ÖNEMLİ BİR POTANSİYEL

Savaşının ardından Boşnaklar için hayat nasıl değişti?

Bu soruyu birkaç cümle ile cevaplamak çok zor. Çok şey yapıldı ama beklentiler de fazlaydı. Birkaç olumsuz durum daha iyi neticeler elde etmemizi engelledi. Bosna-Hersek öyle bir ülke ki, bir yol değişikliği için üç farklı halkın uyumu gerekir. Bu şekilde çok hızlı yol almak pek mümkün değil.

Bosna-Hersek siyaseti, yeniden milliyetçi bir çizgiye mi kayıyor?

Hayır, ben aynı kanaatte değilim. SDA, milliyetçi bir parti değil, biz böyle bir politika yapmayız. Son yerel seçimlerdeki netice, halkımızın, SDA'nın politikalarına ve mensuplarına olan güvenin bir ifadesidir. Biz, en iyi program ve en iyi personele sahibiz. Bosna-Hersek'in Avrupa Birliği ile tam entegrasyonunu sağlamak, ülkemizin bütünlüğünü korumak ve vatandaşlarımızın, ülkemizin her yerinde huzur ve refah içinde yaşadıkları bir devlet olabilmek için çaba sarf ediyoruz.

Gençlerin siyaset sahnesinde daha fazla rol almaları ile ilgili ne düşünüyorsunuz?

Gençler çok önemli bir potansiyele sahipler. Cesur ve ilerici olduklarından rahatlıkla risk alabilirler. Gençlerin kamu hizmetlerinde ve siyasette daha fazla yer almalarını arzu ediyorum. Elimden geldiğince gençleri siyasete motive etmeye çalışıyorum. Şahsen ben de genç ve profesyonel insanlarla çalışmayı tercih ediyorum.
Gençlerin bir kafede oturup, hiçbir şeyin iyi gitmediğinden yakınarak zaman geçirmelerini arzu etmiyorum. Olumlu bir şeyler yapabilmek için, bir şeyleri olumlu yönde değiştirebilmek için bir araya gelmeli ve birlikte hareket etmeliler. Siyaset bunun için iyi bir seçenektir.
Gençlerin desteğini aldığım için memnunum. Onlar, bu tercihleriyle, bu ülkede olumlu gelişmeler olmasını arzu ettiklerini gösterdiler. Bu sebeple, sadece olumsuz şeyler hakkında konuşmamak gerekir. Ekonomik, sosyal ve siyasi krizden çıkmak için çözüm yolları aramalıyız.

ALİYA, BİZİM KAHRAMANIMIZ...

Neden rahmetli Aliya İzetbegoviç'in partisi SDA'yı tercih ettiniz?

Aktif siyasete başlamadan önce de SDA üyesiydim. Bu tercihimi asla değiştirmeyi düşünmüyorum. SDA, Bosna-Hersek'in kurucu partisidir. SDA, Bosna-Hersek'te yaşayan tüm hakların eşit haklara sahip olması için çalışıyor. Bu siyasi duruşa yürekten inanıyorum. Yeri gelmişken, her zaman saygı ve barış politikasını savunan, bu halkın en değerli evlatlarından biri ve partimizin kurucusu olan rahmetli Aliya İzetbegoviç'i içten ve derin bir takdirle yad etmek istiyorum.

Suleyman Tihiç liderliğindeki SDA'da neler değişti?

Genel Başkanımız Suleyman Tihiç'in, vazifesini hakkıyla yerine getirdiğini düşünüyorum. Bugünkü koşullar, geçmiş ile mukayese edilemez. Tihiç, Bosna-Hersek'in önde gelen siyasi figürlerinden birisidir. Ben onun yaptıklarını takdir ve saygıyla takip ediyorum. Onun liderliğindeki SDA ile ülkemizin daha ileriye yol almaya devam edeceğini düşünüyorum.

3-001.jpg

Rahmetli Aliya İzzetbegoviç’in, sizdeki karşılığı nedir?

Rahmetli Cumhurbaşkanı, tartışmasız bir otoritedir. Milletimizin babasıdır. Bu milletin yetiştirdiği en büyük evlatlardan birisidir. Onu gerçekten çok seviyorum ve takdir ediyorum. SDA, onun çizdiği politik yol haritası üzerinde yola devam ediyor.

Boşnaklar, Aliya İzzetbegoviç’in yokluğunu hissediyorlar mı?

Elbette. O milletimiz için bir lider, bir baba, bir kahraman ve bir model oldu. O bize, bir ülke, bir kimlik ve onun yolunu takip eden insanlar bıraktı. O bize güçlü ve organize bir SDA bıraktı.
Rahmetli Cumhurbaşkanımızın cenaze töreni hala gözlerimin önünde. Oğullarımla birlikte, hüzün ve göz yaşları içerisinde, kendisini sonsuz aleme uğurladık. O günü asla unutamam.

TÜRKİYE İLE GURUR DUYUYORUZ

AB sürecindeki Bosna-Hersek'i nasıl bir gelecek bekliyor?

Avrupa Birliği bizim stratejik bir seçenektir. Bize refah ve ilerleme getirmesini umuyoruz.

Türk halkına ve devletine iletmek istediğiniz bir mesaj var mı?

Bizim için Türkiye çok özel bir yere sahip. Bosna-Hersek ile Türkiye arasında çok güçlü tarihi ve kültürel bağlar var. Türk devleti ve halkında, çok sayıda dostlarımız var. Türk dostlarımızın desteğini defalarca aldık. Türk halkının sevgi ve desteği, bize cesaret ve umut veriyor. Türkiye ve Türk halkının başarılarından da büyük bir mutluluk ve gurur duyuyoruz.
Türkiye'nin ekonomik olarak büyüdüğü bir dönemde, bizi de bu alanda desteklemelerini bekliyoruz. Bu destek, bizim için her zamankinden daha büyük bir önem arz ediyor. Türk yatırımcılarla görüşüyoruz. Visoko'da, birçok Türk ve Boşnak iş adamının katılacağı, bir ekonomik forum düzenlemeyi arzu ediyoruz.

Zaman ayırıp, sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederim.
İlgi ve alakanız sebebiyle, size ve okuyucularınıza çok teşekkür ediyorum.

Ayhan Demir / Akit
[email protected]
 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.