Merkez Bankası'ndan yeni uygulamalar

Merkez Bankası'ndan yeni uygulamalar
Para Politikası Kurulu, gıda ve enerji arzlarındaki şoklarla enflasyon tahmin hedefinin sapması nedeniyle bundan sonra enflasyon hedeflerinin itibarının güçlendirilmesine odaklanma kararı aldı. Kurul, geçici dalgalanmalara sert tepki vermeyeceğini bild

Enerji fiyatlarındaki yükselişin yıllık enflasyona etkisinin, Temmuz ayı itibariyle yıllık yüzde 27'ye ulaştığını açıklayan Kurul, yılın ikinci çeyreğindeki belirsizliğin yatırımcıları olumsuz etkilediği, petrol fiyatlarındaki düşüşün enflasyonu sınırlandıracağını vurguladı.

Merkez Bankası Para Politikası Kurulu (PPK), 14 Ağustos'taki toplantısıyla ilgili yaptığı açıklamada, enflasyon gelişmeleri ile para politikası ve riskler adı altında iki grupta gelişmeleri ele aldı. Enflasyon Gelişmeleri bölümünde, Temmuz ayında tüketici fiyat endeksinin yüzde 0,58 oranında arttığı ve yıllık enflasyonun yüzde 12,06'ya yükseldiği bildirildi.

Bu artışta, enerji fiyatlarındaki yükselişle gıda fiyatlarındaki baz etkisinin belirleyici olduğunu açıklayan PPK, Temmuz ayı itibarıyla gıda ve enerji fiyatlarındaki artışların yıllık enflasyona katkısının 8,17 puana ulaştığını ifade etti. Para Politikası Kurulu, islenmiş gıda ürünleri fiyat artışlarında göreli bir yavaşlama gözlendiğini kaydetti. Özellikle yılın ilk yarısında önemli ölçüde artan ekmek fiyatlarının Temmuz ayında sınırlı bir artış gösterdiği, bitkisel yağ fiyatlarındaki artışların ise yavaşlamakla birlikte sürdüğü bildirilen açıklamada Kurul, şunlara dikkat çekti: 

"Yılın kalan döneminde islenmiş gıda fiyatlarındaki yıllık enflasyonun kademeli olarak yavaşlayacağı tahmin edilmektedir. İslenmemiş gıda grubunda ise geçtiğimiz yılın aynı ayındaki düşük baz nedeniyle yıllık enflasyon yüzde 3,75'e yükselmiştir. Bu grupta, kuraklığa bağlı olarak bakliyat fiyatlarındaki yükseliş sürse de taze sebze-meyve fiyatlarındaki olumlu görünümün devam edeceği öngörülmektedir.

Enerji fiyatları, elektrik ile katı ve sıvı yakıtların fiyatlarındaki yükselisin etkisiyle, Temmuz ayında yüzde 5,79 oranında artmıştır. Böylece enerji grubundaki yıllık enflasyon yüzde 26,87'ye ulaşmıştır. Elektrik fiyat artısı Temmuz ayında enflasyona yaklaşık 0,5 puan katkı yapmıştır. Ağustos ayında, doğalgaz fiyatındaki artısın enflasyon üzerindeki etkisinin yaklaşık 0,15 puan olacağı, buna karşılık petrol fiyatlarındaki düşüşe bağlı olarak akaryakıt fiyatlarında gözlenen indirimlerin enerji fiyat enflasyonunu kısmen sınırlayacağı öngörülmektedir.

GİYİMDE SEZON İNDİRİMİ ÖNCEKİ YILLARA ORANLA DAHA YÜKSEK
Enerji ve gıda dışı mal grubu yıllık enflasyonu önceki aya göre değişmeyerek yüzde 4,20 düzeyinde kalmıştır. Giyim fiyatlarında sezon indirimi önceki yıllara kıyasla daha yüksek bir oranda gerçekleşmiştir. Bu sektörde gerek iç talep gerekse dış talepteki yavaşlamanın etkisi fiyatlar üzerinde hissedilmektedir. Bunun yanında, Yeni Türk lirasındaki güçlenme ve iç talebin ılımlı seyri dayanıklı mal grubu fiyatları üzerinde etkili olurken beyaz eşya fiyatlarındaki artısın sürmesi dikkat çekmektedir.

Arz şoklarının gecikmeli etkileri hizmet fiyatlarını olumsuz etkilemeye devam etmektedir. Ulaştırma ve yemek hizmetlerinin yıllık artış oranları gıda ve enerji fiyatlarındaki birikimli artışların etkisiyle yükselmeye devam ederken kira enflasyonundaki yavaşlama sürmektedir. Arz şoklarının gecikmeli yansımalarına ve baz etkisine bağlı olarak, temel enflasyon göstergelerinden H ve I endekslerinin yıllık artısı Temmuz ayında sınırlı bir oranda yükselirken; bu göstergelerin mevsimsel etkilerden arındırılmış aylık artış oranları yavaşlama eğilimine işaret etmektedir. Kurul, temel enflasyon göstergelerinin son iki aydaki yavaşlama eğilimini ve petrol fiyatlarındaki iyileşmeyi göz önüne alarak önümüzdeki dönemde enflasyonun kademeli bir düşüş eğilimine gireceği değerlendirmesinde bulunmuştur. Son dönemde açıklanan veriler iktisadi faaliyetteki yavaşlamanın sürdüğüne işaret etmektedir. İlk çeyrekte yüzde 6,9 oranında gerçeklesen sanayi üretimi yıllık büyümesi, ikinci çeyrekte yüzde 3,1 oranına gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler ise sanayi üretiminin yılın ilk yarısında yatay bir seyir izlediğine işaret etmektedir.

Tüketim talebine ilişkin göstergeler yılın ikinci çeyreğinde yurt içi talebin ilk çeyreğe kıyasla daha zayıf seyrettiği yönünde işaret vermektedir. Tüketici güven endeksleri ikinci çeyrekte yılın ilk çeyreğine kıyasla daha düşük düzeyde gerçekleşirken, reel tüketici kredisi kullanımındaki yavaşlama sürmüştür. Mevsimsellikten arındırılmış verilerle tüketim endeksleri, kimyasal madde ürünleri imalatı, otomobil yurt içi satışları ve tüketim malları ithalatında yılın ilk yarısında düşüş eğilimi gözlenmektedir. Buna karşılık, yurt içine yapılan beyaz esya satışlarında yılın ikinci çeyreğinde toparlanma görülürken, sektörün üretiminde önemli bir değişim gözlenmemektedir.

İKİNCİ ÇEYREKTE YURT İÇİ BELİRSİZLİK YATIRIMCIYI OLUMSUZ ETKİLEDİ
Yılın ikinci çeyreğinde yurt içi belirsizlik algılamasının artması ve YTL'nin yabancı para birimleri karsısında değer kaybetmesi yatırım talebini olumsuz etkilemiştir. Bu dönemde, mevsimsellikten arındırılmış verilerle makine teçhizat imalatındaki düşüş eğilimi sürerken sermaye malları ithalatı ilk çeyreğin ardından ikinci çeyrekte de gerilemiştir. Bunun yanı sıra yurt içine yapılan ticari araç satışları da yılın ikinci çeyreğinde makine-teçhizat yatırımlarının ilk çeyreğe kıyasla zayıfladığına işaret etmektedir.

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 18,2 oranında gerçeklesen ihracat miktarı yıllık büyümesi, ikinci çeyrekte yüzde 9,1 oranına gerilemiştir. Mevsimsellikten arındırılmış veriler ihracat miktarındaki artış eğiliminin yavaşlayarak da olsa sürdüğünü göstermektedir. Son dönemde küresel büyüme üzerindeki aşağı yönlü risklerin arttığı ve özellikle Avrupa ekonomisinde yavaşlama işaretlerinin belirginleştiği gözlenmektedir. Kurul, bu görünümün devam etmesi halinde dış talebin olumsuz etkilenebileceği değerlendirmesinde bulunmuştur.

Yılın üçüncü çeyreğine ilişkin göstergelerden tüketici güven endekslerinde Temmuz ayında sınırlı bir toparlanma gözlenirken, endeksler düşük düzeylerini korumuştur. Bunun yanında, reel tüketici kredisi kullanımındaki düşük oranlı artışlar Temmuz ayında da sürmüştür. Bu çerçevede Kurul, uluslararası kredi koşullarındaki ve küresel ekonomideki sorunların toplam talebi sınırlamaya devam ettiğini belirtmiştir. Kurul, Mayıs ayından itibaren gerçekleştirilen parasal sıkılaştırma sonrasında kısa vadeli faizlerin mevcut seviyesinin enflasyondaki düşüşü desteklediği değerlendirmesinde bulunmuştur. Yurt içi belirsizliklerin azalmasına paralel olarak orta ve uzun vadeli piyasa faizlerinin belirgin bir düşüş göstermesi önümüzdeki dönemde iç talebi destekleyecek bir gelişme olarak değerlendirilmektedir. Bununla birlikte kredi koşullarında önemli bir gevşeme beklenmemesi, para politikasının temkinli durusunu devam ettirmesi ve net dış talebin katkısının azalması gibi unsurların toplam talepteki artısı sınırlayacağı tahmin edilmektedir."

GIDA VE PETROL FİYATLARINA İLİŞKİN TAHMİNLERDE TEMKİNLİ OLUNMALI
Kurul, petrol fiyatlarının Temmuz Enflasyon Raporu'ndaki varsayımların belirgin olarak altında seyretmesinin ve diğer emtia fiyatlarının da düşüş eğilimi göstermesinin yakın dönemde enflasyonu olumlu etkileyeceğini belirtirken şunlara değindi, "Bu çerçevede, enflasyonun kademeli bir düşüş eğilimine gireceği öngörülmektedir. Gıda fiyatları Enflasyon Raporu'nda sunulan görünümle uyumlu bir seyir izlemektedir. Tarımsal emtia fiyatlarındaki gevşemeye ve ithal girdi maliyetlerindeki azalmaya paralel olarak islenmiş gıda fiyatları yıllık artış oranının kademeli olarak gerileyeceği, islenmemiş gıda fiyatlarının ise mevcut olumlu seyrini devam ettireceği tahmin edilmektedir. Bununla birlikte Kurul, uluslararası emtia fiyatlarına dair tahmin oluşturmanın güçlüğüne dikkat çekerek gıda ve petrol fiyatlarına ilişkin varsayımlarda temkinli olunması gerektiğini vurgulamıştır.

Kurul, enflasyonun Temmuz ayında piyasa tahminlerinin ortalamasından belirgin olarak yüksek gerçekleşmesine rağmen enflasyon beklentilerinde önemli bir bozulma olmadığına dikkat çekmiştir. Önümüzdeki dönemde, enflasyonun düşmeye başlamasıyla enflasyon beklentilerinin de kademeli olarak aşağı yönlü bir hareket sergileyeceği tahmin edilmektedir. Enflasyonda beklenen düşüş eğilimine rağmen, bu düşüsün hızına iliksin belirsizlikler bulunmaktadır. Uzunca bir süredir devam eden arz yönlü şoklar enflasyondaki düşüşü geciktirmekte ve geriye yönelik fiyatlama davranışlarının yaygınlaşma riskini de beraberinde getirmektedir. Mevcut talep koşulları arz şoklarının fiyatların geneline yayılmasını sınırlasa da enflasyonun düşüş hızı iktisadi birimlerin enflasyon hedeflerini ne ölçüde referans aldığına bağlı olarak değişebilecektir. Dolayısıyla, önümüzdeki dönemde Merkez Bankası enflasyon hedeflerinin itibarının güçlendirilmesi konusuna odaklanmaya devam edecektir.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.