Türk sebze tohumculuğu ithalatı geriledi

Türk sebze tohumculuğu ithalatı geriledi
Türk tarımında tohumun genellikle dış alımla bağdaştırıldığını belirten Prof. Dr. Nazmi Açıkgöz, bununla da pek gurur duyulamayacağını söyledi.

Ege Üniversitesi (EÜ) Ziraat Fakültesi Tarla Bitkileri Bölümü Öğretim Üyesi Açıkgöz, "100 milyon dolar civarında olan yıllık tohumluk dış alımın ancak yarısı kadar dış satım yapılıyor. Son yıllarda 10 milyar doları aşan tarım ürünü ihracatında, sözkonusu ithal tohumların payı olsa gerek. Dış pazarların tercih ettiği ve uzun yol şartlarına dayanabilen ürünlerin birçoğu o ithal tohumlarla yetiştiriliyor." dedi.

Tohum ihracatında ise mısır ve ayçiçeği gibi tarla bitkilerinin öne çıktığını dile getiren Prof. Dr. Açıkgöz, Türkiye'nin ekolojik şartlarında tarla rutubetinin yüzde14'lere kadar düşebilmesinin daha kaliteli ve ucuz tohum maliyetini beraberinde getirdiğini kaydetti. 2002 ile 2007 yılları toplam tohum ithalatına ödenen yıllık dövizin 55 milyon dolardan 131 milyon dolara çıktığını belirten Açıkgöz, bu dönemde yıllık ithalatta sebze tohumu payının yüzde 72'lerden yüzde 57'lere indiğini vurguladı. Bu düşüşe karşılık yıllara göre tohum ihracatında sebze tohumluğu payının arttığını vurgulayan Açıkgöz, "2002 yılında toplam tohum ihracatında sıfırlarda olan pay, altı yıl içinde yüzde 16'yı bulmuş ve 8 milyon dolara ulaşmıştır. Bu değerler toplandığında, Türkiye'nin sebze tohumculuğunun adeta atağa kalktığı anlaşılmaktadır. Arjantin'e kadar uzanan ihraç ülkeleri de gözönünde tutulursa, bu alt sektörün ülkemize çok şeyler kazandıracağı beklenmelidir." şeklinde konuştu.

Bitki ıslahının uzun soluklu, masraflı ve geri dönüşü oldukça geç olan bir yatırım alanı olduğunu kaydeden Nazmi Açıkgöz, "Tohumculuk firmaları araştırma kuruluşları, üniversiteler ve bitki ıslahı firmaları gibi kaynaklardan edindikleri yarı yol materyaliyle yeni çeşitler geliştirir. Kamu tarımsal araştırma enstitüleri ve üniversiteler, bu konuda gelecek vaadedememektedir. Türkiye'nin 2 milyon memur sayısını 1 milyona indirme politikası sonucu, sözkonusu kamu hizmetinin azalmaya başlayacağı bir gerçektir. Batı üniversitelerinde yüksek lisans tezlerinin yüzde 80'den çoğu piyasaya yöneliktir. Türkiye'de ise bu oran yüzde 10'ların altında kalmaktadır." dedi. Geliştirilecek bir çeşitten en fazla o mahsulün üreticisi, fabrikatörü, pazarlayıcısı, tüccarı ve ihracatçısının yararlanacağını dile getiren Prof. Dr. Açıkgöz, şunları kaydetti: "İşte bu paydaşların ellerini taşın altına sokması planlanmalıdır. Tarım ürünü birlikleriyle ilgili kanuni düzenlemelerin yapıldığı şu günlerde, bitki veya bitki grubuna dayalı çatı organizasyonlarda yer alacakların bu doğrultuda bilinçlendirilmesi gerekecektir. Yarının yeni çeşitlerinin geliştirilmesi için ürün bazında bilimsel danışmanlık sistemine de yer veren örgütlenme, seçeneklerden biridir."

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.