Öğrenci affı için düşüncelerinizi yazın...
ÖSS sistemi yakın değişecek
ÖSS sistemi şu anda sivil toplum kuruluşlarıyla konuşuluyor. Ne getirilirse getirilsin 1998’deki gibi olmayacak, yani öğrencileri şoke eden baskın sistemler olmayacak. Getirilen sistem bu yılki son sınıfları kesinlikle etkilemeyecek. Niye, çünkü onlar eski sisteme göre çalıştılar. Biz mesela OKS’nin kaldırılışını öyle yaptık.
Milli Eğitim Bakanı Hüseyin Çelik, aralarında Ankara Temsilcimiz Serdar Arseven’in de bulunduğu gazetecilerin sorularını cevaplandırdı. Gaziantep’teki teras sohbetine Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ve Şehitkamil Belediye Başkanı Metin Özkarslı da katıldı.
Ekonomiden Sorumlu Devlet Bakanı Mehmet Şimşek, Gaziantep Büyükşehir Belediye Başkanı Asım Güzelbey, Gaziantep Valisi Süleyman Kamçı ve Şehitkamil Belediye Başkanı Metin Özkarslı’nın da katıldığı sohbetin soruları ve Bakan Çelik’in cevapları şöyle:
- Rektörlük seçimleri hakkında neler düşünüyorsunuz?..
- Üniversitelerde rektörlük seçimlerini yapmak, üniversiteleri katletmektir. Üniversiteleri felç etmiştir. Birileri söze başlayınca, “Bütün dünyada böyle yapılıyor” diyorlar. Hangi ülkede böyledir? O dünyayı iyi kötü biz de biliyoruz. İhsan Doğramacı’nın YÖK Başkanlığı’ndan istifasının sebebi nedir biliyor musunuz? Bu seçim meselesidir. Ben akademisyen birisiyim. Diyelim ki Kars Üniversitesi’nde seçim yapıldı. İnanın, bizim genel seçimlerde olup bitenler bunların yanında halt etmiş. İşin içine seçim, oy meselesi girdi mi, işin şekli değişir. Şimdi adamın bilimsel yeterliliği var mı yok mu? Adam doçenttir, profesörlüğe yükselecek... Adam üniversitede rektördür, izin vermezse profesör olamazsınız. Rektörlerin imparatorlar kadar yetkisi var. Ben bir daire başkanını, rektörler değil, bütün YÖK benimle ilgilidir, bırakın beni Başbakan bile üçlü kararname ile atayabilir. Rektör, daire başkanı, genel sekreterini tek imza ile atayabiliyor. Sanki verilmiş demokratik bir hakkın alınması diye algılanıyor, böyle değil. Bugünkü seçim sisteminin doğru olmadığını düşünüyorum. Bir mütevelli heyet anlayışı ile üniversiteler yönetilebilir. Üniversitede hayatında ihale nedir bilmeyen adam geliyor, rektör oluyor ve siz ona trilyonluk ihaleler yaptırıyorsunuz, doğru mu bu.
- Okullarda kravat takmak kalkıyor mu?
- Buradaki esas mesele kravat, pantolon, ceket meselesi değil. Bu sene zaten veliler çocuklarına gerekli kıyafetleri aldılar. Yönetmelikte, illa şöyle veya böyle olacak diye bir hüküm yok. Öğrenciliğe yakışır şeklide giyinilmesini emrediyor. Şimdi 40 derece sıcakta illa kravat takacaksınız demek öğrencilere işkencedir. Bu sene öğrencilerin kıyafetine müdahale etmiyoruz. İşte kravat takmadın diye kimse sormayacak.
- Okullarda kıyafet serbest olacak mı?
- Okullarda serbest kıyafet diye bir şey yok. Niye serbest kıyafet uygulamasına geçmiyoruz?.. Ben şahsen, herkesin canı istediği gibi giyinip gelmesine taraftar değilim. Bunu bu şekilde yaptığınız zaman bu işin önünü alamazsınız. Yani, bin bir türlü başınıza dert alırsınız. Öyle zannedildiği gibi de bütün Avrupa’da herkesin canı istediği gibi derse girmiyor. Avrupa’nın birçok ülkesinde yine okul forması vardır. Bizim burada üzerinde durduğumuz şudur: Her okulun bir standart kıyafeti olsun. Ama bu serbest kıyafet anlamına gelmiyor.
Mesela, gelecek seneden itibaren mavi önlüğü kaldıracağız. Önlük olmayacak artık. Biz modeller koyacağız. Onları internet üzerinden velilerin beğenisine sunacağız. 2009–2010 yılı için bunu uygulayacağız. Bu sene velilere ek bir yük getirme taraftarı değiliz. Çocukların kendisini daha rahat hissedeceği, ama asla disiplinden taviz verilmeyen bir kıyafet... Öyle pejmürde, darmadağınık şekilde okula gelmek yok. Tertipli, düzenli, disiplinli giyinmek de aslında eğitim ve öğretimin bir parçasıdır.
- Üniversite affı çıkacak mı?
- Af yolda. Bizim bakanlık olarak hazırladığımız öğrenci affı, 2005’ten bu yana olanı kapsıyor. Bunu yakında Başbakanlığa göndereceğim. Bakanlar Kurulu’nda görüşülecek. Orada hâkim olan durum nedir bilmiyorum. İşte çeşitli çevrelerden tarihle ilgili talepler var. Aftan yararlanacak 600 bin öğrenci var ama bunun 400 bini açıköğretim öğrencilerinden oluşuyor.
- İran gezisi tartışıldı?..
- İran’da 30 milyon insan Türkçe biliyor. Fakat, İran’da Azerice dahil Türkçe eğitim yoktur. Bizim zorlamamızla, bastırmamızla, bir Türkoloji bölümü açıldı. Tahran’da bir Türkoloji bölümü açıldı. İnşallah şimdi Tahran ve Tebriz üniversitelerinde de açacağız. Bizde kâğıt üzerinde 11 tane Fars Dili ve Edebiyatı Bölümü var. Şimdi bunun faal olanı 3 tane. Bu Türk Dili Edebiyatı özellikle İran’ın tabu haline getirdiği bir şeydi, bu şimdi kırıldı. Bizim orada şimdi iki öğretim üyesi var. Bu sene bölüm mezun verdi.
ORTADOĞU’NUN ÜNİVERSİTE ÜSSÜ OLACAĞIZ
Bizim Türkiye’de 70’li 80’li yılları hatırlayın, dünya kadar Ortadoğu kökenli üniversite öğrencisi vardı. Her geçen gün bu azaldı. Özellikle geçen sürede YÖK’ün kendi içine kapanık tavrından dolayı, biz Ortadoğu’daki öğrenci pastasından payımızı alamıyoruz. 11 Eylül saldırısından sonra Ortadoğulu, işte Araplar ve İranlılar dahil, bunlar artık ABD’de, İngiltere’de ve kıta Avrupası’nda rahatlıkla üniversite eğitimi yapamıyorlar. En azından böyle bir psikolojik problem var. Türkiye, bugün 14-15 tane, yeni açılan vakıf üniversiteleri ile bu 25’e çıkacak, yabancı dilde eğitim yapan üniversitesi bulunan bir ülkedir. Biz aslında bu eğitim meselesini çok iyi bir pazar haline getirebiliriz Türkiye’de. Şu anda Kıbrıs’ta 45 bin öğrenci var, bunun 30 bini Türkiye’den gitmedir. Hatta daha fazla, Kıbrıs’taki her 4 öğrenciden 3’ü Türkiye’den gitmedir. Dünyada 2,5 milyon öğrenci kendi ülkesinin dışında eğitim görüyor. Üniversite konusunda ciddi bir mobilizasyon var dünyada. Yabancı öğrenciler için eğitim üssü olma konusunda gerekeni yapamıyoruz. Azerbaycan’da sadece Bakü’de 4 bin Türk öğrenci var. Biz bütün dünyaya öğrenci gönderiyoruz. Fakat bizim ODTÜ, Hacettepe gibi, İstanbul, Boğaziçi üniversitelerimiz var. Ama dünyada öğrenci cezbedemiyoruz. İngiltere’de 130-140 üniversite var, kaynaklarının büyük kısmını öğrenci parasından sağlıyorlar.
TEZİÇ DÖNEMİNDEKİ UYGULAMA
İslâm Kalkınma Bankası’ndan bana geldiler. Dediler ki, “11 Eylül’den sonra bizim çocuklarımız kolay kolay başka taraflara gidemiyorlar. Biz Türkiye’deki bazı üniversitelere destek olalım, şartlarını çok daha iyi hale getirelim ve buralara öğrenci gönderelim. O zamanki YÖK, adamlara randevu bile vermedi. Birtakım hassasiyetleri varmış!.. Ben şimdi onu YÖK’le paylaşıyorum. YÖS-MÖS var ya. Bu YÖS’le bu iş olmaz. Herhangi birimiz Amerika’ya gitse, dili yeterli ise üniversiteye kabul ediliyor. Ama dışarıdan gelenler alamıyor. İlla Türkçe öğreneceksin, niye illa Türkçe şartı koyuyorsun? Bir İranlı veya Suudi Arabistanlı bir öğrenci gelip ODTÜ’de okumak istiyorsa, su gibi İngilizce biliyorsa niye engel çıkarıyorsun? Burada zaten kalınca ister istemez Türkçe öğrenecek. Burada dört yıl kalanın Türkçe öğrenmemesi mümkün mü?
Serdar Arseven- Gaziantep
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.