Mısır’daki Seyir Doğal Değil

Mısır’daki Seyir Doğal Değil
Mısır ve Suriye başta olmak üzere Ortadoğu ülkelerinde uzun süreler diplomat olarak görevlerde bulunan eski Dışişleri bakanlarından Yaşar Yakış Akit’e özel çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Batı ülkelerinde demokrasi işliyorsa, yönetimler için bir fatura çıkmasının doğal bir beklenti olduğunu kaydeden Yakış, Türkiye’nin bölgede arabuluculuk şansının ise az olduğunu söyledi.

İşte Yaşar Yakış’ın Akit Ankara Temsilcisi Yener Dönmez’e yaptığı açıklamalardan satırbaşları:

MISIR’DAKİ SEYİR DOĞAL DEĞİL

- Ortadoğu'nun önemli ülkelerinde taşlar yerinden oynadı. ‘Bu hareketlilik kendi doğal seyrinde gerçekleşiyor’ diyebilir miyiz, yoksa egemen güçlerin yeniden dizayn etme girişimi olarak mı yorumlamalıyız?

YAŞAR YAKIŞ - Mısır’daki olayların doğal seyirleri içinde gelişmiş olabileceğine ihtimal veremiyorum. Çünkü şaibesiz bir demokratik seçimle iktidara gelmiş bir partinin askeri darbe ile görevden uzaklaştırılmasını doğal saymamız mümkün değil. Böyle bir yaklaşım demokrasinin en temel kurallarını inkar etmek olur.  Ayrıca uluslararası ilişkileri de hiçbir ülkedeki gelişmeleri dünyadaki başka gelişmelerden ve etkilerden soyutlayamayız. Özellikle bu gelişmeler Mısır gibi bölgesel ağırlığı önemli olan bir ülkede olursa..

ÇIBANIN BAŞI İSLAM ALEMİNİN İÇİNDEN Mİ?

-Mısır’da düğmeye dışarıdan mı basıldı? Wikileaks bir milat olarak değerlendirilebilir mi?

YAŞAR YAKIŞ - Esasen, Mısır’daki gelişmeler için düğmeye Mısır dışından basılmış olduğu yolunda iddialar uluslararası basın ve medyada da yer aldı. Bu iddiaya göre BAE, önce Suudi Arabistan’la temas ederek, Müslüman Kardeşler hareketi bir siyasi güç olarak Mısır’da başarılı olursa başka bir deyişle demokratik seçimle iş başına gelen yönetimlerin Müslüman Arap ülkelerinde de başarılı olabileceği ortaya çıkarsa bunun körfez ülkelerindeki monarşik yönetimlerin sonu olacağına Suudi Arabistan’ı ikna etti.

Çünkü Müslüman kardeşler hareketi başarılı olunca Körfez ülkelerinde şu sırada yasadışı olarak faaliyet gösteren Müslüman kardeşler hareketi de Mısır’ı emsal göstererek, kendi ülkelerinde de demokratik seçimler yapılması gerektiğini savunacaklardır. BAE önce Suudi Arabistan’ı sonra Kuveyt’i bu görüşmeye ikna ettikten sonra bu kez Washington’a dönerek Mursi rejiminin devrilmesi için işbirliği önermiş, ABD’yi doğrudan doğruya müdahaleye ikna etmese dahi, en azından Mursi rejiminin yıkılmasına karşı çıkmamaya ikna etmiş. Bu iddiaların ne ölçüde gerçeği yansıttığını belki de hiç öğrenemeyeceğiz. Yakıştırma dahi olsa uluslararası medyada böyle bir izlenim oluşturulmasında başarıldı. Egemen güçler kendileri için önemli gördükleri coğrafyalarda güç dengesini kendi lehlerine çevirmek için sürekli çaba içindeler. Bu tür çabalar maalesef uluslar arası ilişkilerin en temel kurallarından biridir.

Mısır’daki gelişmelerin Wikileaks ile bir bağlantısı var mıdır bilmiyorum. Ama Wikileaks’te ifşa edilen bilgiler her diplomatın yürüttüğü meşru fakat gizli tutulmaya çalışılan bilgilerden ibarettir. Bu nedenle Wikileaks ifşaatlarından hiçbiri, bu mesleğin içinde olanlar için bir sürpriz teşkil etmemiştir.

MISIR, BATI’NIN İLK SABIKASI DEĞİL

- Mısır darbesinde Batı ve ABD'nin tutumunu, Avrupa ve ABD halkları ve kamuoyları nasıl algılar. Bu tutum ABD ve Batı'nın hesabına nasıl yazılır?

YAŞAR YAKIŞ - Batı ülkelerinin Mısır konusunda benimsedikleri tutum, demokrasiyi işlerine geldikleri şekilde yorumladıklarını ortaya koyan ilk örnek değildir.  Batı geçmişte Cezayir’de ve Filistin’de de yapılan demokratik seçimlere sahip çıkmamış, aksine o seçimlerde galip gelen partilere karşı çıkmıştır. Uluslararası ilişkilerin sadece ahlaki kurallara göre yürütülmekte olduğunu sanmak gerçekçi bir tutum değildir. Her ülke kendi ulusal çıkarları söz konusu olduğu zaman öteki tüm mülahazaları bir yana bırakır ve ulusal çıkarları nasıl hareket etmesini gerektiriyorsa öyle hareket eder. Çünkü iktidardaki siyasi parti ulusal çıkarları koruyamazsa iktidarı kaybeder.

MISIR, BATI DEVLETLERİ KADAR MİLLETLERİ İÇİN DE BİR İMTİHAN VESİLESİ

- Mısır’da dış güçlerin ne gibi bir ulusal çıkarları olabilir?

YAŞAR YAKIŞ - Evet, Batı’nın (ve Körfez ülkelerinin) Mısır’da Mursi’yi devirip Sisi’yi iktidara getirmede nasıl bir ulusal çıkarı var sorusu gayet yerinde bir sorudur. Bir ülkenin, kendi ulusal çıkarlarının nerede yattığını başka ülkeler belirleyemez. Kendisi belirler. Bunu yaparken de Mısır’daki gerçeklerin ne olduğuna değil o gerçeklerin kendi ülkesinde nasıl algılandığına bakar.

Her Batı ülkesi, Mısır’daki son gelişmeler karşısında politikasını oluştururken, kendi halkının nabzını tutar, o nabız nasıl atıyorsa politikasını ona göre belirler. Eğer bu politika kendi halkı tarafından benimsenmiyorsa, demokrasinin doğru işlediği ülkelerde bunun bir siyasi faturası vardır. O politikayı benimseyenlerin de zamanı gelince bunun faturasını ödeyeceklerini farz etmemiz gerekir.

- Batı’nın mevcut tutumu, Batı dışındaki ülkelerde Batı’nın hesabına nasıl yazılır?

YAŞAR YAKIŞ - Bu sorunun cevabı, o ülkelerin Batı’ya bunun hesabını sorabilecek konuma gelip gelmeyeceklerine bağlıdır. Gelirlerse mutlaka sormaları gerekir. Gelip gelmeyeceklerini ise zaman gösterecektir.

İRAN, MISIR’I İHTİYATLA İZLEMEKLE YETİNİYOR

- Mısır darbesinde S. Arabistan, Arap dünyası ve İran’ın tavrını nasıl değerlendiriyorsunuz?

YAŞAR YAKIŞ - Suudi Arabistan’ın tutumunu “Korkunun ecele faydası yoktur” diye değerlendirmek mümkündür. İran ise 2.500 yıllık devlet geleneğinin sağladığı teenni ile hareket etmekte ve yumurtalarının hepsini bir sepete koymamaya özen göstermektedir. Mursi’nin geri gelme ihtimalini de Sisi’nin daha bir sure iktidarda direnebileceği ihtimalini de varit görmektedir. Bölgenin genel bir istikrarsızlığa düşmesini istemediği anlaşılmaktadır. Ancak öte yandan, Sisi rejimine güçlü mali destek sağlayan Körfez ülkelerinin bu girişimlerinde başarısız kalmaları İran’ın işine gelecektir. İran şu aşamada olayları dikkatle ve ihtiyatla izlemekle yetinmektedir. 

TÜRKİYE’NİN ARABULUCULUĞU

- Mısır özelinde Türkiye’nin durumu nedir? Ne gibi sorumlulukları vardır, nasıl bir politika izlenmelidir, Türkiye’nin diplomaside çok iyi yaptığı arabuluculuk rolü Mısır için geçerli olabilecek midir?

YAŞAR YAKIŞ - Türkiye Mısır’daki askeri darbeyi kendi adıyla tanımlayıp bunu en yüksek sesle dile getiren ülke olmuştur. Türkiye’nin bu tutumunun doğru olduğunda kimsenin şüphesi yoktur. Türkiye’nin  Mısır’daki gelişmelerde yapıcı bir rol oynayabilmesi için askeri rejimle iletişim kanallarının açık olması gerekir. Rejimle iletişim kanalları kapalı bir Türkiye’nin yapabilecekleri de sinirli kalır. Kaldı ki Mısır yönetimi ile ilişkiler bozulunca Mısır’da faaliyet gösteren ve büyük yatırımlar yapmış 270 kadar Türk şirketi de bundan zarar görecektir. Türkiye’nin Mısır’da arabulucu olması zordur. Sisi rejiminin böyle bir aracılığı kabul edeceğini tahmin etmiyorum.

GENEL TABLO KARANLIK

- Mısır ve Suriye tecrübelerinize göre her iki ülkeyi nasıl bir son bekliyor?

YAŞAR YAKIŞ - Gerek Suriye’de gerek Mısır’da tüm ihtimallerin birbirinden kötü olduğu kanaatindeyim. Bölgenin istikrara kavuşması için epey bir zamana ihtiyaç olduğunu düşünüyorum.

Yener Dönmez / Akit

 

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum