Osman rektör, lafı bırak işine bak

Giresun Üniversitesi Rektörü Osman Metin Öztürk, darbeci polemiklerden üniversitesi ile ilgilenmeye vakit bulamıyor. Üniversitenin verileri, yönetimde nasıl iş bilmez bir ekibin bulunduğunu ortaya koyuyor. 

OKUL BAŞINA “0,3 PROFESÖR” DÜŞÜYOR

Üç fakülte, 1 yüksekokul ve dört meslek yüksek okulu ile faaliyet gösteren Giresun Üniversitesi, tam bir akademisyen fukarası çıktı. GÜ’nün 2007 Faaliyet Raporu’na göre, akademisyen kadrosu 222 olan üniversitede sadece 3 tane (yazıyla üç) profesör bulunuyor. Doçent sayısının da 3 olduğu kurumda 56 tane de yardımcı doçent görev yapıyor. Akademik kadronun geri kalanını ise araştırma görevlisi, okutman ve eğitim görevlisi oluşturuyor. Bu rakamlar sonucunda Giresun Üniversitesi’ndeki her bir yüksek eğitim kuruluşu başına “0,3 profesör” düşüyor. Bu hesaba doçentleri de kattığınız takdirde ise kurum başına yardımcı doçent üzeri akademisyen düşme sayısı “0,75” olarak “1”e bile ulaşamıyor. 

PARAYI HARCAYAMADI, İADE ETTİ

Giresun Üniversitesi yönetiminin bütçe kullanma performansı da düşük çıktı. Bir önceki yıla göre bütçesi yüzde 69 oranında artış göstererek 21,1 milyon YTL olan üniversitenin 2007 yılı bütçesinin ise sadece yüzde 80’ini kullanarak geri kalanını iade ettiği ortaya çıktı. Bu beceriksizliğe rağmen üniversitenin 2007 Yılı Faaliyet Raporu’nda servis, lojman ve diğer sosyal tesislere ilişkin talepler dile getirilerek, üniversitenin acilen bu imkanlara kavuşması gerektiği görüşü savunuldu. 

OSMAN’DAN İNCİLER

Giresun Üniversitesi Rektörü emekli subay Osman Metin Öztürk, sık sık antidemokratik yazı ve söylemleriyle kamuoyunun tepkisini çeken bir isim. Öztürk’ün, basına yansımış kimi yazı ve konuşmaları şöyle: 

TSK’YA ÇAĞRI: TERÖRÜ BOŞVER, İÇERİYE BAK 

Öztürk, bu yıl başında Türkiye’nin terörle mücadele için yapacağı sınır ötesi harekata “TSK içeride zayıflar” görüşüyle karşı çıkarak, “Türkiye'nin Sünni İslam kimliği ile Irak’taki olaylara angaje olmasının, doğal olarak Türkiye'de siyasal İslam'ın güç kazanmasına neden olacağı açıktır. İlave olarak, sıcak gelişmelere angaje olmuş ve dolayısıyla gücünü buralara aktırmış ve dağıtmış bir Silahlı Kuvvetlerin, içeride rejimin değişmesini önlemedeki rolünün de ciddi şekilde gerileyeceği şüphesizdir. O itibarla Türkiye'nin Sünni cephe oluşturma çabalarının dışında kalması gerekmektedir” demişti. 

İSRAİL’E ÇAĞRI: FİLSİTİNLİLER’E ZULMETMEYE DEVAM ET 

Osman Metin Öztürk, İsrail ile Filistin arasındaki olası bir barışın Türkiye'nin aleyhine olacağını savunmak gibi garip bir görüşün de sahibi bulunuyor. Filistin’deki insanlık dramının devam etmesini isteyen Öztürk, şu tuhaf görüşleri dile getirmişti: “İsrail-Filistin anlaşmazlığının sona ermesi demek, bölgede dikkatlerin buradan Türkiye'nin güneyine çevrilmesi demektir. Ayrıca, Türkiye'yi sıkıntıya sokacak daha ciddi ve büyük sorunlarla karşı karşıya bırakır.” 

(Salih Matur – habervaktim)