"Sana Hafızlık Vacip"

"Sana Hafızlık Vacip"
Diyanet’in Türkiye Hafızlık Yarışması 1.’si İmam Orhan Güngör, Kur’an ile Diyanet’in yaz kurslarında tanıştığını, hocasının “Senin sesin çok güzel. Bu sese hafızlık vaciptir” sözünden etkilenerek Hafız olmaya karar verdiğini söyledi.

Habervaktim gazetesine konuşan Güngör Hoca, “Bunun üzerine bir beden eğitimi dersinde hocamdan izin alıp, okulun mescidine gittim ve hafızlık çalışmalarıma orada başladım. Hocamız 80 yaşın üzerinde olmasına rağmen sabahtan bir öğretmen gibi okulun mescidine gelir, yaşının ilerlemesine rağmen bıkmadan usanmadan öğrencilerini dinlerdi” dedi.

YAZ KURSLARI BÜYÜK FIRSAT

“Kuran’la ilk tanışmam Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaz Kur’an kurslarında oldu” diyen Güngör, “Bu kurslar çocukların Kur’an’ı öğrenmeleri, onunla tanışmaları, rabbimizin emir ve yasaklarını öğrenmeleri için, Peygamberimizin o güzel hayatını, ahlakını öğrenmeleri için büyük bir fırsattır” diye konuştu.

BİRİNCİDEN TAVSİYELER

Güngör, Hafız olmaya hevesli kardeşlerimize şu tavsiyelerde bulundu: “Hafızlık sabır, sebat, aşk ve bilinçli olarak, sevilerek yapılırsa hiçte sanıldığı kadar zor değildir. Şöyle düşünebiliriz, sevdiğimiz bir insandan bir mektup geldi, onu neden açıp hemen okuyorsak Allah’ın kelamı olan Kur’an’ı da o hevesle okumamız gerekiyor ve dahası ezberlememiz gerekiyor diye düşünüyorum.”

Diyanet’in daha önce düzenlediği benzer yarışmalar kurumsal bazda oluyor, yani sadece Diyanet personeli olanlar katılabiliyordu. Diyanet Mushafları İnceleme ve Kıraat Kurulu Başkanlığı’nın organize ettiği bu yarışmaya ise bir ilk yaşanarak, ulusal bazda 35 yaş altında ve erkek olan herkes katılabildi. Yarışmaya sadece daha önce benzer bir yarışmaya katılarak dereceye girmiş olanlar alınmadı.

YÜZLERCE ADAY ARASINDAN SEÇİLDİ

Başvurular 10 Şubat-21 Mart tarihleri arasında alındı. Toplam yaklaşık 950 başvuru geldi. Başvuruların ardından Ankara, İzmir, İstanbul, Bursa, Antalya, Diyarbakır, Gaziantep, Samsun, Trabzon ve Erzurum’da bölge finalleri gerçekleştirildi. Uzman kurullar tarafından bu her bölgeden bir 1. seçildi. Bölgelerden gelen Hafızlık ve Güzel Okuma birincileri arasında finaller yapılarak, iki ayrı alanda ayrı ayrı Türkiye birincileri seçildi. Hafızlık bölümü 1.’si, Diyanet kadrosunda Ankara’da imamlık yapan Orhan Güngör oldu. İşte o Orhan Güngör’ü görev yaptığı Yenimahalle Müftülüğü’ne bağlı Demetevler Anadolu İmam Hatip Lisesi Tatbikat Camii’nde ziyaret ettik. Hafız İmam’la hoş bir sohbet gerçekleştirdik. Güngör, Kur’an ile Diyanet’in yaz kurslarında tanıştığını, hocasının “Senin sesin çok güzel. Bu sese hafızlık vaciptir” sözünden etkilenerek Hafız olmaya karar verdiğini söyledi.

BİRİNCİYİ TANIYALIM

-Orhan Hocam, bize önce kendinizden bahsedebilir misiniz?

Adım Orhan Güngör, Yozgat’ın Aydıncık ilçesinde doğdum. İlk ve orta öğrenimimi ilçemizde tamamladım, liseyi ise amcamın tanışı olan Kurra Mehmet Rüştü Aşık Kutlu’nun günümüzde yaşayan talebelerinden Kurra Hafız Mehmet Köksal hocanın isteği üzerine Rize İmam Hatip Lisesi’nde tamamladım.

-Hocam Kutsal Kitabımız Kur’an ile tanışma fırsatınız ilk ne zaman ve nasıl oldu anlatır mısınız?

Kuran’la ilk tanışmam Diyanet İşleri Başkanlığı’nın yaz kuran kurslarında oldu. İlk kuran öğrenimimi kendi memleketimde benim gibi imam olan amcam sayesinde öğrendim. Kendisi o zamanlar ilçemizde imamlık görevini tamamlıyordu.

YAZ KURSLARI BÜYÜK FIRSAT

-Peki hocam, bu yaz Kur’an kurslarının faydalarından birazcık bahsedebilir misiniz? Belli ki sizin için büyük bir fırsat olmuş.

Bu kurslar çocukların Kur’an’ı öğrenmeleri onunla tanışmaları, rabbimizin emir ve yasaklarını öğrenmeleri için peygamberimizin o güzel hayatını, ahlakını öğrenmeleri için büyük bir fırsattır.
-Sayın hocam ilk hafız olma fikri sizde nasıl doğdu, sizi hangi olay hafız olmaya sürükledi?
Hafızlığa başlamam lise yıllarımda gerçekleşti. Liseye başladığımda Kur’an’ı tecvitsiz olarak amcamdan öğrenmiştim. O yıllarda  hem okula giderken hem de okulun mescidinde hocamız her gün okul çıkışı mescide gelir oradaki kendi öğrencilerini, hafızlarını toplar, onlardan her gün bir cüz dinler, hafız olacak kardeşlerimizden ise Amme Cüzü, Tebareke, Yasin gibi derslerini dinlerdi. Ben de o hafızlara imrenerek hafız olmaya karar verdim.

-Hocam siz bu meşakkatli yoldan geçtiniz, siz daha iyi bilirsiniz geleceğimizin hafızlarını çoğaltmak için hocalara düşen görevler nelerdir? Sizin bir öneriniz var mı bu konuda?

Hafızlık konusunda hocalarımızın işlevi çok önemlidir, hafızlık yapacak kardeşlerimize güler yüz olsun, teşvik olsun bu konuda sabır telkin edilmelidir daima. Bu konuda öğrenciler motive olma ihtiyacı duyarlar. Hafızlık yapacak kardeşlerimizi dört duvar arasına sıkıştırmadan sosyal aktivitelerin de zaman zaman yapılması gerektiğini düşünüyorum.

-Hafızlığı bitirdikten sonra Diyanet’te göreve başlıyorsunuz sanırım?

Evet. Hafızlığı bitirdikten sonra Diyanet İşleri Başkanlığı bünyesinde imam hatip hocası olarak göreve başladım. İlk Trabzon’da, daha sonra Ankara’ya becayiş yoluyla atandım. Ankara’ya geldiğimde hafız İlhan Tok hocamızın tashihi huruf kursları düzenlediğini duydum. Sonra il müftülüğüne müracaat ettim. Orada iki yıl eğitim aldım.

-Diyanet’in yarışmasına katılma kararını nasıl aldınız?

Yarışmalara katılma kararım hocamın sayesinde oldu. Lise yıllarımdan itibaren bir çok yarışmaya katıldım. Kitabımızın daima okuması ve hafızlarımızın hafızlıklarını unutmamaları için büyük bir faydası var ve büyük bir fırsattır. Bu yarışmalara hafızlığımı zinde tuttuğu, mesleğimize bizi motive ettiği ve tatlı bir rekabet ortamı oluşturduğu için katılıyorum. Bu gibi yarışmaların kitabımızın daima okunması ve hafızlarımızın hafızlıklarını unutmamaları için büyük bir fırsat olduğunun da altını çizmek istiyorum. Ayrıca, görevde bir hayli rahatlık sağlıyor, kendimize özgüven geliyor daha da ötesi rabbimizin kelamını hiç unutmadan hafız kalmak ve ölmek  herkese nasip olmuyor. Taha suresinin 124. ayetini de hatırlamak gerekir, “Her kim de benim zikrimden(Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır. Bir de onu kıyamet gününde kör olarak haşrederiz” denildiği gibi rabbimizin rızasına erişebilmek ve cennetteki türlü nimetlere kavuşabilmek için Kur’an’ı asla bırakmamız gerektiğini düşünüyorum.

-Hafız olmaya hevesli kardeşlerimize tavsiyeleriniz var mıdır?

Genç kardeşlerimize hafızlık konusunda tavsiyelerim şunlar: Hafızlık sabır, sebat, aşkla ve bilinçli olarak sevilerek yapılırsa hiçte sanıldığı kadar zor değildir, bu konuda istek çok önemli yer teşkil eder. Şöyle düşünebiliriz sevdiğimiz bir insandan bir mektup geldi, onu neden açıp hemen okuyorsak Allah’ın kelamı olan Kur’an’ı da o hevesle okumamız gerekiyor ve dahası ezberlememiz gerekiyor diye düşünüyorum.

-Ramazan ayı içerisindeyiz hocam, Ramazanla ilgili söylemek istedikleriniz var mı?

Ramazan ayı Rabbimizin ifadesiyle Kur’an ayıdır. Ramazan müminler için bir fırsattır, onun için Kur’an ayını daha fazla okumak, anlamak ve ona sıkıca sarılmak lazım. Bu ayda hiç Kur’an okumayan kardeşlerimiz bir başlangıç yaparak Kur’an’ı öğrenmeleri lazım, mukabeleleri dinlemek için camilere gitmek lazım. Teravih namazlarıyla, gece namazlarıyla ibadetlerimizi ziynetlendirmemiz lazım, velhasıl Kur’an’ı hayatımızın merkezine oturtmalıyız. Yunus Emre’nin “Kim ki  Kur’an’ı bilmedi sanki Dünya’ya gelmedi” cümlesini  hatırlamak gerekir, Peygamber Efendimizin ikazı olan “Başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise kurtuluş…” sözüyle tarif ettiği bu ayda ibadetlerimizi eksiksiz yapmamız gerekiyor. Tüm İslam aleminin ramazan ayı mübarek olsun.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.