Kahvenin Getirisi Altını 5'e Katladı

Kahvenin Getirisi Altını 5'e Katladı
Yatırımcıların "güvenli liman" anlayışının değiştiği ve alternatif yatırım araçlarına yöneldiği son yıllarda, emtia piyasasında, en çok kahve kazandırdı.

Jeopolitik sorunlar, hava olayları ve Çin gibi büyük emtia tüketicisi konumundaki ülke ekonomilerinde yavaşlamaya yönelik endişeler, emtia fiyatlarının yılın ilk yarısındaki seyrinde etkili olurken, bunun yanında, küresel ekonomik krizin ardından yatırımcıların "güvenli liman" arayışının bir sonucu olarak yatırım portföylerini çeşitlendirme çabaları da bu piyasadaki fiyat hareketlerine yön verdi.

Tüm bu gelişmelerin etkisiyle beklenmedik fiyat hareketlerinin gözlendiği emtia piyasasında yılın ilk yarısında bakır, pamuk, buğday ve kurşun yatırımcısına kaybettirirken, kahve en fazla kazandıran emtia oldu.

AA muhabirinin 13 emtianın ocak-haziran 2014 dönemi fiyat hareketlerinden derlediği bilgilere göre, kahvedeki fiyat artışı yüzde 55'i bulurken, bunu yüzde 17,8 ile paladyum, yüzde 10,1 ile altın ve yüzde 8,1 ile platin takip etti. Böylece, kahvedeki getiri altının 5 katını aştı.

En büyük emtia tüketicisi konumunda bulunan Çin'in bakır ithalatındaki azalma nedeniyle bu emtianın fiyatı ilk 6 ayda yüzde 90,5 değer kaybetti. Söz konusu dönemde pamuğun fiyatı yüzde 13,3 ve buğdayın ise yüzde 6,7 geriledi.

Son dönemlerde, Ukrayna ve Rusya arasındaki gerilim, Suriye ile Irak gibi ülkelerdeki siyasi gelişmeler nedeniyle sert fiyat hareketleri gözlenen Brent petrol ise 2014 yılının ilk 6 ayında yüzde 2 yükseldi.

"Brezilya'da üretimin zarar görmesi, dünya kahve üretimini etkiledi"

Konuya ilişkin AA muhabirine değerlendirmelerde bulunan Vadeli İşlem ve Emtia Piyasaları Uzmanı Zafer Ergezen, bu yılın ilk 6 ayında 13 emtia arasında en iyi performans gösteren kahvenin, 2011 yılının başından bu yana sürekli kaybettirdiğini anımsattı.

Ancak, geçen yıl sonunda Güney Amerika'da yaşanan kuraklığın, kahve ağaçlarının zarar görmesine yol açtığına işaret eden Ergezen, bu gelişme sonrasında fiyatların hızlı bir biçimde arttığını söyledi.

Brezilya'nın dünyanın en büyük kahve üreticisi olduğunu, dolayısıyla bu ülkedeki kahve üretiminin zarar görmesinin, dünya kahve üretimini doğrudan etkilediğini vurgulayan Ergezen, şunları aktardı:

"Brezilya'daki üretim kaybının yüzde 10-30 arasında olacağı tahmin ediliyor ama halen ne kadar üretim kaybı olduğu net değil. Üretim zararının ne kadar olduğunun netleşmemiş olması, spekülatif hareketlerin görülmesine yol açıyor. Bu nedenle kahve işlemlerindeki hareketlerin boyutu da artmış durumda. Brezilya'da kahve üretiminin kuraklıktan ne kadar etkilendiği konusu ise yılın ikinci yarısındaki fiyatları belirleyecek. Eğer kahve üretimindeki kayıp yüzde 30'un üzerine çıkarsa kahve fiyatındaki yükselen trend devam edebilir."

Ergezen, yüksek hacimli ve geniş marjlı fiyat hareketlerinin, kahve piyasasında etkili olduğunu dile getirerek, kahve fiyatındaki artışın, perakende kahve şirketlerinin karlılıklarını olumsuz etkileyeceğini, tüm bu gelişmelerin bireysel yatırımcılar için zor bir piyasaya işaret ettiğini ifade etti.

"Türkiye, ABD'nin en büyük pamuk alıcısı konumuna geldi"

Zafer Ergezen, Çin'in dünyanın en büyük emtia tüketicisi olması nedeniyle birçok emtia fiyatının bu ülkeye bağlı değişim gösterdiğini belirterek, bakır ve pamuğun bu emtiaların başında geldiğini söyledi.

Son zamanlarda bakır fiyatındaki hareketlerin neredeyse tamamen Çin kaynaklı haberlerle belirlendiğini ifade eden Ergezen, "Çin'de bakır ithalatı bir önceki aya göre yüzde 15,6 düşüş yaşayarak 380 bin tona geriledi. Çin ekonomisinde güçsüzleşen iç talep sinyalleri var. Bu kapsamda bakır fiyatındaki azalış aslında piyasa tarafından çok sürpriz karşılanmadı. Fakat bundan sonra ne olacağı piyasa tarafından merak ediliyor. Yılın ikinci yarısında daha çok küresel ekonomi ve Çin odaklı gelişmelerin bakır fiyatında etkili olmasını bekliyoruz. Çin ekonomisine yönelik olumsuz haberler gelmemesi durumunda 2010 seviyelerinin altına sarkması beklenmemektedir. Yılın geri kalanında daha yatay bir piyasa izlenebilir" değerlendirmelerini yaptı.

Ergezen, pamuk fiyatındaki düşüşün nedenlerine de değinerek, Çin'in tekstil sektöründeki yoğun üretimi nedeniyle pamuğu stratejik ürün olarak gördüğünü, bu sebeple uzun yıllardır stok amaçlı pamuk ithalatı yaptığını kaydetti.

Bu yıl Çin'in pamuk ithalatının yavaşladığına dikkati çeken Ergezen, azalan bu talebin satış baskısının artmasına yol açtığını, hatta bu nedenle Türkiye'nin ABD'nin en büyük pamuk alıcısı konumuna geldiğini aktardı.

Ergezen, Çin'in pamuk alımlarına devam etmesinin, yükselen bir trende işaret edeceğini, ancak bu yıl içerisinde talebin henüz zayıf olduğunu dile getirerek, "Bu nedenle önümüzde satıcılı bir pamuk piyasası duruyor. Yılın ikinci yarısında Çin eksenli haberler, pamuk fiyatının yönünü belirleyecektir" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.