Öztürk: Paralel Yapı’nın İnlerinin Dibine Kadar Girilmeli!

Öztürk: Paralel Yapı’nın İnlerinin Dibine Kadar Girilmeli!
Türkiye Yazarlar Birliği İstanbul Şube Başkanı Hüseyin Öztürk, Paralel Yapı’ya yönelik gerçekleşen operasyonları değerlendirdi.

Türkiye Yazarlar Birliğiİstanbul Şube Başkanı Hüseyin Öztürk, yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerini ve Paralel Yapı’ya yönelik operasyonları Akit’e değerlendirdi. Başkanlık sistemine değinen Öztürk; “Ülkemizin daha ileriye gitmesi, kararların daha doğru alınması ve aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik, sosyal yönden kalkınmasını daha ileri seviyelere götürülebilmesi için Başkanlık sisteminin gelmesi Türkiye için muazzamdır” dedi. Sizi Öztürk ile yaptığımız röportaj ile baş başa bırakıyoruz…

¥ Ülkemizde ilk defa Cumhurbaşkanı, meclis tarafından değil halk tarafından seçilecek. Dolayısıyla bu ilk seçimleri nasıl değerlendiriyorsunuz?

- Türkiye’de bu durum ilk olduğundan dolayı bizim için çok önemlidir. Halk, Cumhur Reisini kendisi seçecek. Burada halk, kendi tercihiyle kendi geleceğini tayin edecek. Bu durum Türkiye demokrasisinde ikinci bir ihtilaldir. Türkiye’deki bir değişimin göstergesidir.

Erdoğan, bu noktaya kademe kademe gelmiştir

¥ Başbakan Erdoğan’ın, Cumhurbaşkanlığı seçimlerine aday olması sürpriz mi?

- Sürpriz değil, normal ve doğal bir süreçtir. Çünkü Erdoğan, bu noktaya kademe kademe tırnaklarıyla kazıyarak gelmiştir. İlk önce İstanbul’da başarılı bir şekilde belediye başkanlığı yapmış, İstanbul’daki dukalığı kırmış, büyük hizmetler yapmış ve şehrin önünü açmıştır.

Daha sonra ise bu ülkede 12 yıldır iktidarda olan birisidir. Türkiye’de ilk defa 12 sene koalisyonsuz iktidar olan tek partinin lideridir. Bunu başaran bir Başbakan’dır. Tabii ki Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı olması doğal bir hakkıdır.

“İhsanoğlu Türkiye’yi çok fazla tanımıyor”

¥ CHP ve MHP tarafından Ekmeleddin İhsanoğlu’nun çatı aday gösterilmesini nasıl görüyorsunuz?

- Ekmeleddin İhsanoğlu’nu bazı bürokratik törenlerden tanıyorum. Türkiye’den çok yurtdışında yaşamıştır. Türkiye’ye çok az gelen bir insan ve bu yüzden de Türkiye’yi çok fazla tanımıyor. Halkın içine girmiş, halkla beraber olmuş bir kişi değildir. Sürekli seçkin, elit kişilerle beraber olmuştur. Yani monşerdir. Onların yaşam tarzını benimsemiştir. Halkın kültüründen uzaktır. Erdoğan ise böyle değildir. Kasımpaşa’dan çıkmıştır ve halkın içindedir.

“türkiye geriye gider”

¥ Ekmeleddin İhsanoğlu kazanırsa Türkiye’de nasıl bir yönetim şekli olur?

- Ekmeleddin İhsanoğlu’nun kazanması demek, Türkiye’yi eskiye doğru götürmek demektir. O zaman eski Cumhurbaşkanları Fahri Korutürk, Cevdet Sunay ve Süleyman Demirel’i hatırlarım. Çünkü onlar halka yukarıdan bakan, halkı bilmeyen, halkı anlamayan insanlardı. Halkı sadece oy zamanı hatırlıyorlardı. “Halk, vergisini versin, askere gitsin” zihnini taşıyorlardı. Devletin resmi görüşünü halka sürekli baskı yaparak, anlatıyorlardı. Bu görüşleri savunanlarla beraber yürüyüp, savunmayanları ise hain ilan ediyorlardı. Ekmeleddin İhsanoğlu, Cumhurbaşkanı olursa ülke tekrar bu hale dönüşür.

“SP’nin oyları Erdoğan’a”

¥ Saadet Partisi’nin aday göstermemesinin amacı nedir?

- Saadet Partisi aday göstermeyerek, mensuplarını serbest bıraktı. Saadet’in oylarının yüzde 99,99’unun Erdoğan’a geleceği kanaatindeyim.

¥ Bunu sormak zorundayım. Cumhurbaşkanlığı seçimlerini kim kazanır?

- Cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan’ın alacağı kanaatindeyim. İlk turda inşallah alacaktır. Çünkü Allah çalışana nasip eder. Erdoğan’da, gece gündüz demeden çalışıyor. Sesi kısılıyor. Oradan oraya koşturuyor. Bunun sonucunda da Cumhurbaşkanı olacaktır.

¥ Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ağustos ayına denk gelmesi seçimlere katılımı düşürür mü?

- Katılımı düşürmeyeceğini düşünüyorum. Çünkü insanlar programlarını 10 Ağustos’a göre yaptı. Bir yere gidecekse de oyunu kullanıp öyle gidiyor. Çünkü artık halk kendi adayına sahip çıkıyor. Bu yüzden herhangi bir ayda olması bir şey fark ettirmeyecektir.

Kılıçdaroğlu’nun bahanesi

¥ CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, “Tıpış tıpış oy kullanmaya gideceksiniz” sözü bir dayatma mı?

- O şimdiden yenilgiyi kabullenmenin bir işaretidir. “Seçimi 10 Ağustos’ta yaptılar. Bize oy verenler tatilde ve deniz kıyılarında olduğu için biz kaybettik” diyecekler. Aslında o yenilgiye şimdiden kılıf hazırlamaktır. Onların hepsi kesinlikle oy kullanır. Kemal Kılıçdaroğlu kendisine bahane arıyor.

¥ Yurtdışında yaşayan Türkler de ilk defa bu seçimde oy kullanıyorlar ama randevulu seçim sistemi nedeniyle randevu alamama veya uzak bir yerde oy kullanma gibi nedenlerle birçok kişi oy kullanamıyor. Bunun sebebi ne olabilir?

- Öncelikle randevulu oy kullanma Yüksek Seçim Kurulu’nun bir tercihiydi. Bu yanlış bir tercihtir. Sandığı koyacaklardı ve insanlarda gerekli belgelerle gelip, oyunu kullanacaktı. Bu noktada adayları destekleyenlerin teşkilatları iyi çalışmalıdır. Aksi halde böyle giderse yurtdışında oy kullanma oranı düşük olacaktır. Bunlar küçümsenecek, basite alınacak bir olay da değil.

“Başkanlık sisteminin gelmesi Türkiye için muazzamdır”

¥ Cumhurbaşkanı ilk defa halk tarafından seçileceği için Başbakan ve Cumhurbaşkanı arasında yetki karmaşası yaşanmaması amacıyla Başkanlık sistemine geçilmesi düşünülüyor. Sizce Başkanlık sistemi ülkemiz için uygun mu?

- Ülkemizin daha ileriye gitmesi, kararların daha doğru alınması ve aynı zamanda Türkiye’nin ekonomik, sosyal yönden kalkınmasını daha ileri seviyelere götürülebilmesi için Başkanlık sisteminin gelmesi Türkiye için muazzamdır. Başkanlık sistemi de, Türkiye’nin yapısına da uygundur. Başkanlık sistemi, Türkiye’ye başarı sağlayacaktır. Çünkü hâlâ Türkiye’de 1924’lerin, 1930’ların, 1940’ların, şeflik döneminin izleri mevcuttur. Hâlâ onlarla yönetiliyoruz. Bunların kalkması için, önümüzün açılması için, Türkiye’nin refah seviyesinin daha yükselmesi için Başkanlık sisteminin olması lazım…

“Kürtlere özgürlük veren tek parti AK Parti’dir”

¥ Selahaddin Demirtaş’ın bir şansı var mı?

- Şansı olduğunu zannetmiyorum. Onlar, sadece belki devletle, AK Parti ile pazarlık babında aday gösterdiler. Ya da kendilerinin gücünü ölçmek için aday gösterdiler. Fazla oy alacaklarını da düşünmüyorum. Çünkü Kürt halkı burada uyanık davranacaktır. Kendileri için bugün çözüm sürecinde yol alan tek parti, Kürtlere özgürlük veren tek parti AK Parti’dir. Yani bugüne kadar Kürtlere tanınan hakları AK Parti haricinde, Türkiye’de hiçbir parti tanımadı. Diğer partilerin hepsi ise Kürtleri kandırdı. Bu sebeple Kürt halkının kısmen oyunu Erdoğan’a vereceğini düşünüyorum. Kürtlerin içindeki fanatikler haricindekilerin, Erdoğan’a oy vereceği kanaatindeyim.

Bu grubun önü “vatan, millet ve bayrak” dedikleri için açıldı

¥ 17 Aralık operasyonunun ardından gün yüzüne çıkan Paralel Yapı yani Fetullah Gülen grubuna karşı sözde Selam Terör Örgütü nedeniyle operasyonlar yapılmaya başlandı. Sizce bu operasyonlarla inlerine girildi mi?

- Bu örgütlenme 30-40 senenin bir örgütlenmesidir. Bir anda bu örgütün yerle bir olması veya bitmesi kolay değildir. Çünkü bu dönem olsun, Turgut Özal dönemi olsun, Mesut Yılmaz dönemi olsun, Bülent Ecevit dönemi olsun, bu grubun, “vatan, millet ve bayrak” dedikleri için önünü açtı. Bu örgütlenme ise, devlet dışında kendilerine bağımlı bir devlet yaptılar. Yani devlet bir kenara kondu. Devlet ve millet düşüncesinden ziyade kendi cemaatinin düşüncesinde, kendi kapalı kapılar ardındaki düşüncelerini hâkim kılma niyetlerindelermiş.

Devletini sevme, milletini sevme hususlarını sadece kendi cemaatleri için uyguladılar ve 17 Aralık 2013 tarihine gelene kadar da, Türkiye’deki sistemde kendi cemaat liderlerine bağımlı söz sahibi olmak istediler. Bu durum devleti ele geçirme, devleti kendi cemaatlerine köle yapma noktasına geldiğinde ülkemizdeki mevcut iktidarla çatışmaya başladılar. AK Parti’yi bir köle gibi kullanma amacını Başbakan sezince olaylar patlak verdi. Şimdi bu noktada operasyonların başlaması gayet normaldir. Erdoğan’ın yerinde kim olursa olsun bu operasyonları yapmalıdır.

Bunlara merhamet edilmemeli

¥ Paralel Yapı ile mücadele devam etmeli mi?

Paralel Yapı’nın üzerine kesinlikle gidilmeli. Bunlara merhamet edilmemeli. Paralel Yapı ile mücadele devam etmeli. Bunların sonuna kadar gidilmeli. İnlerinin dibine kadar girilmeli. İnleri tertemiz edilmeli. Aksi halde eğer bu mücadelede bir yavaşlama, tökezleme olursa bunlar tekrar palazlanırlar ve çok kötü bir şekilde intikam alırlar. Bu şekilde de siyasetin önünü tıkarlar.

Yeni Akit

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum