Türk derisi etiketinden tanınacak
Dünyaca ünlü tasarımcı Ivan Chermayeff'in hazırladığı etiketin hakiki deri ürünlerinde yer alarak Türk derisine uluslararası bir kimlik kazandıracağını ifade eden Devlet Bakanı Kürşat Tüzmen, tanıtım atağının ilk aşamasında ABD'nin hedef pazar olarak belirlendiğini belirterek, önümüzdeki dönemde faaliyet gösterilecek diğer hedef pazarlar arasında Japonya Rusya Federasyonu, Çin ve Almanya'nın yer aldığını kaydetti.
Hem iç hem de dış pazarlarda Türk derisine kimlik kazandıracak etiketin tanıtımı amacı ile İstanbul Tekstil ve Konfeksiyon İhracatçı Birlikleri'nde (İTKİB) bir basın toplantısı düzenlendi. Toplantıda konuşan Bakan Tüzmen, Türk derisinin zaten bir marka olduğunu ifade ederek, bunu yurt dışında diğer derilerden farklı bir şekilde ortaya koymaları gerektiğini belirtti. Türkiye'de üretilen deri ceket, deri konfeksiyon üretim ve dikim aşamasından satışına kadar insan sağlığına hiç bir şekilde zarar vermeyecek şekilde üretildiğini, ambalajlandığını anlatan Tüzmen, bu farkındalığı bir şekilde belirginleştirmek için böylesine bir logoyu Türk derisi olarak göstermeleri gerektiğini vurguladı.
Dünya deri sektörünün 27 milyar dolarlık bir büyüklüğe sahip olduğunu kaydeden Tüzmen, Deri Tanıtım Grubunun böylesine bir dönemde ivmeyi arkasına aldığı zaman Türk firmalarını diğer ülkelerde rekabet eden firmaların
çok ötesine getireceğini dile getirdi. Tüzmen, deri sektörünün Türkiye'de GSMH'nin yüzde 1'ini, sanayi üretiminin yüzde 2,3'ünü ve istihdamını yüzde 2'sini oluşturduğunu belirterek, ''Bu açıdan baktığımız zaman artık tam doğru noktadayız'' dedi.
ABD'nin hedef pazar olduğunu vurgulayan Tüzmen,''Bütün pazarlarda başarı hikayesi yazdık. Peki ABD pazarında neden geriliyoruz? Nedenlerine baktığımız zaman doların aşırı değersiz hale gelmesi, YTL'nin aşırı değerli olması... Şu anda 12 milyar dolar ticaret var. 8 milyar dolar ABD bize satıyor. 4 milyar dolar Türkiye ABD'ye satıyor. 4 milyar dolarlık açık var. Ne bu? Kur... İşte bu logomuzla bizim için tekrar önemli pazarlara gireceğiz. Oralarda da tekrar derinlemesine pazar payımızın artırılmasına katılacağız.'' diye konuştu.
Tanıtım atağının ilk aşamasında ABD'nin hedef pazar olarak belirlendiğini, bu ülkede iki deri fuarı gerçekleştirildiğini hatırlatan Tüzmen, önümüzdeki dönemde faaliyet gösterilecek diğer hedef pazarlar arasında Japonya Rusya Federasyonu, Çin ve Almanya'nın yer aldığını bildirdi.
"DÜNYA'NIN EN KALİTELİ DERİ ÜRÜNLERİNİN ÜRETİLDİĞİ ÜLKEDEKİ TABLO ŞAŞIRTICI"
İTKİB Başkanı Lemi Tolunay ise, Türkiye'nin Uzakdoğu deri ürünleri için son yıllarda iyi bir pazara dönüştüğünü belirterek, kimi Uzakdoğu menşeyli ürünlerin sağlık açısından son derece sakıncalı kimyasallarla üretildiğine işaret etti. Yurda girişlerinde de yeterince denetlenmedikleri için AB ülkelerinde kabul görmeyen kaliteleri ile solunum yetmezliği, mantara neden olan, veya kanserojen özelliklerinden dolayı pek çok hastalığa yol açtığı belgelenmiş kimi Uzakdoğu menşeyli ürünlerin, malesef Türkiye'de sorumsuzca satıldığını anlatan Tolunay, "Yıllık yaklaşık 1.8 milyar dolar olan deri ve deri ürünleri ithalatının, 570 milyon dolarlık kısmı ayakkabı, 54 milyon doları konfeksiyon, 722 milyon dolarlık kısmı ham deri, 425 milyon dolarlık kısmı da çanta ve saraciye ürünlerinde gerçekleşmiştir. Saraciyenin yani çanta, kemer, cüzdan vb ithalatının yüzde 82'si uzakdoğu menşeyli. Ayakkabı ithalatının yüzde 75'i, Deri Konfeksiyonun ürünlerinin yüzde 17, ham deri ithalatının ise yüzde 3'ü uzakdoğu menşeyli. Yani Türkiye uzakdoğudan maalesef kaliteli mal ithal etmiyor. Bu ülkenin dövizine yazık. Dünya'nın en kaliteli deri ürünlerinin üretildiği ülkedeki tablo şaşırtıcı." ifadelerini kullandı.
"FİRMALAR,MARKALAŞMA ÇALIŞMALARINI SÜRDÜRMELİ"
Deri Tanıtım Grubu İcra Kurulu Başkanı Ali Murat Kızıltaş da, gerek sektör temsilcilerinden gerekse tüketiciden aldıkları geri dönüşlerde yurtiçi tanıtım çalışmalarını kuvvetlendirmek, kalititesiz ithal ürünlere karşı yerli ürünlerin farkını ortaya koymak için eyrli ürünlerde kullanılan bir etikete ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyduğunu söyledi. Kızıltaş, şöyle konuştu: "Sayın Chermayeff'in tasarladığı ikon tüm Türk deri ürünlerinde bundan böyle bir etiket, bir kimlik olarak kullanılacak ve binlerce yıllık Türk dericiliğinin tecrübe ve kalitesini temsil edecek. Chermayeff'in Türk derisine kimlik kazandıracak etiketi tasarlamış olması, Türk dericileri olarak bizlere gurur veriyor." Etiketi desteklemek açısından iletişim çalışmalarına yoğun bir şekilde devam edileceğini, tüketicinin bilinçlendirilmesi için Türk halkının seyrettiği bazı dizileri sponsor olarak kullanmayı düşündüklerini ve ulusal TV'lerde de iç piyasaya yönelik olarak kullanılacak olan logonun tanıtımın yapmak istediklerini aktaran Kızıltaş, "Tabii bu tür tanıtım çalışmalarının kısa vadede sonuç vermesi mümkün değil. Belki 2 yıl sonra eleştirilebiliriz de ama hedefimiz altyapıya bir katkı sağlamak." dedi.
Firmaların kendi markalaşma çalışmalarını sürdürmelerini isteyen Kızıltaş, bundan sonra marka oluşturmanın çok zor, uzun süreçli ve bütçeli olduğunu ifade etti.Kızıltaş, "Şu anda Türk deri sektörü Rusya'ya çok güzel mal satıyor olabilir ama bir dönem sonra buradaki alıcını da yapısı değişeceğinden ve Türkiye'deki hiçbir marka da orda tek başına kendi mağazasını açıp bu büyüklüğü sergileyemeyeceğinden pazar kaybı yaşanacaktır mutlaka." değerlendirmesinde bulundu.
LOGOYU KULLANACAK FİRMALARDA BİR TAKIM ÖZELLİKLER ARANACAK
Hazırladıkları etiketi firmalara nasıl anlatacakları hakkında da bilgi veren Kızıltaş, düzenleyecekleri sektör toplantıları ile etiketi ve kullanımının sektöre ve topluma yaratacağı katma değeri anlatacaklarını ifade etti. Firmaların kullanımı için bir prosedür bir sözleşme hazırlandıklarını kaydeden Kızıltaş, ürünleri üzerinde kullanacak firmalardan bir takım özellikler isteyeceklarini söyledi. Kızıltaş, şöyle konuştu: "Örneğin üretici firmaların kapasite raporları istenecek, yani yılda kaç ayakkabı kaç deri konfeksiyon ürettiğini bileceğiz. Çünkü burada korkumuz, birilerinin gelip bizden bu etiketleri alıp ithal ürünlerde kullanması. Maalesef Türkiye'de bunun denetimini sağlamak çok kolay değil. Mutlaka ki olacaktır, eğer başarılı olursak taklidi olacaktır. Ama bunu, kapasite kullanım raporu talep ederek, kendi üreticimiz ve esnafımızın kendi kendilerini kontrol etmelerini sağlayarak gerçekleştireceğiz."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.