Vatandaşın Enflasyonu Yüzde 20lerde

Hükümetin 2014 yılı için yüzde 5,3 olarak belirlediği ancak kötü giden ekonomik göstergeler üzerine yüzde 9,4’e çıkardığı enflasyon tahmini ile ilgili Saadet Partisi, bir rapor yayınladı.

Tutmayan enflasyon rakamlarının arkasında reel sektör yerine finans sektörünün olduğunun kaydedildiği raporda, bu sektörün sallantılara, spekülatif gelişmelere ve krizlere açık olduğu da dile getirildi.

Saadet Partisi Ekonomi, Yatırım ve İstihdam Projeleri Komisyonu, ‘Türkiye’de Enflasyon Sorunu’ başlıklı raporunu yayınladı. Hükümetin makro planlarının alt üst olduğu, enflasyon rakamlarının 2014 yılı için yüzde 5,3 olarak hesaplandığı ancak, yüzde 9,4’e çıkarıldığı ekonomi ile ilgili acı tabloyu ele alan Saadet Partisi raporunda önemli tespitler yer aldı. Yüzde 77’lik büyük bir sapma ile 5,3’ten 9,4’e çıkarılan enflasyon tahmini ile ilgili göstergelerin değerlendirildiği raporda çarpıcı gerçekler bir bir açıklandı. Sıkı para politikaları ile reel sektör yerine tercih edilen finans sektörünün enflasyonu tetiklediğinin aktarıldığı raporda, millete yansıyan gerçek enflasyon rakamının yüzde 20’ler seviyesinde olduğunun altı çizildi.

Saadet Partisi Ekonomi, Yatırım ve İstihdam Projeleri Komisyonu, ‘Türkiye’de Enflasyon Sorunu’ başlıklı raporunu yayınladı. Hükümetin makro planlarının alt üst olduğu, enflasyon rakamlarının 2014 yılı için yüzde 5,3 olarak hesaplandığı ancak, yüzde 9,4’e çıkarıldığı ekonomi ile ilgili acı tabloyu ele alan Saadet Partisi raporunda önemli tespitler yer aldı.

Yüzde 77’lik büyük bir sapma ile 5,3’ten 9,4’e çıkarılan enflasyon tahmini ile ilgili göstergelerin değerlendirildiği raporda çarpıcı gerçekler bir bir açıklandı. Sıkı para politikaları ile reel sektör yerine tercih edilen finans sektörünün enflasyonu tetiklediğinin aktarıldığı raporda, millete yansıyan gerçek enflasyon rakamının yüzde 20’ler seviyesinde olduğunun altı çizildi. İşte Saadet Partisi’nin gerçekleri açıkladığı çarpıcı ‘enflasyon raporu’

AK Parti’nin Sıkı Para Politikaları İşe Yaramıyor

Yayınlanan Enflasyon Raporu’nda AK Parti Hükümetleri döneminde enflasyon rakamlarının bir nebzede olsa aşağıya çekildiği ancak bunun sıkı para politikaları ile olduğu kaydedildi. Raporda, “Ne yazık ki, enflasyon talep daraltıcı sıkı para ve maliye politikalarıyla aşağıya çekilmeye çalışıldı. Maaş ve ücret artışlarının çok düşük oranlarda gerçekleştirilmesi, başta akaryakıt vergileri olmak üzere vergilerin artırılması, yatırım harcamalarındaki artışların sınırlandırılması, yeni personel alımlarının sınırlandırılması gibi politikalarla halkın satın alım gücü oldukça azaltılmış, işsizlik artmış, bunun sonucunda da azalan talebe bağlı olarak enflasyon oranlarında önemli miktarda düşüş gerçekleşmiştir. Ayrıca programda bir yandan daraltıcı politikalarla bu neslin sırtına ağır bir yük getirilirken bir yandan da gerekli finansmanın iç ve dış borçlanma ile sağlanacağının açıklanmasıyla bu borç ve faiz yükü gelecek nesillere aktarılmıştır. Her yıl bütçeden ödenen ortalama 50 Milyar TL düzeyindeki faiz harcamaları bunun göstergesidir” denildi.

AK Parti’nin Enflasyon Hedefleri Tutmuyor

Ak Parti döneminde hedeflenen enflasyon rakamlarının bir türlü tutturulamadığının kaydedildiği raporda, şu ifadeler kullanıldı: “2007 ve 2008 yılları için hedef yüzde 4 ve yüzde 4 olarak belirlenmiştir. Açık enflasyon hedeflemesi uygulamaya başlanılan ilk iki yılda hedeflenen enflasyon oranı tutturulamamış ve 2006 ve 2007 yılları için sırasıyla enflasyon yüzde 9,7 ve yüzde 8,4 olarak gerçekleşmiştir. Hedeften sapmanın nedenleri arasında işlenmemiş gıda mamullerindeki aşırı artış, enerji fiyatlarındaki artış ve Merkez Bankası başkanının seçilmesindeki zamanın uzaması gösterilmektedir. 2008 yılında da hedef yüzde 4, sonuç ise yüzde 10,1 olmuştur. 2009 yılında Küresel Finansal Krizin etkisiyle ekonomi yüzde 4,7 oranında küçülmüş, işsizlik yüzde 14 ile olağanüstü derecede artmış ve bütçe 52 Milyar TL açık vermiştir” denildi.

Vatandaşın enflasyonu düşmedi aksine arttı

Partinin raporunda dikkat çeken bir diğer husus ise enflasyon rakamların hesaplanmasında kullanılan kriterler. Enflasyon sepetinde, 444 adet ürün bulunduğu ve özellikle asgari ücretle yaşayan milyonların enflasyon oranlarının bu sepette eritildiğinin de dile getirildiği rapordu, “Türkiye’de enflasyon ile ilgili başka bir sorun da enflasyon sepeti ile ilgilidir. Enflasyon sepetinde 444 ürün bulunmakta ve ürünler değişik oranlarda ağırlıklara sahip olmaktadır. Sepetin kapsamı oldukça geniş tutulmakta ve her kesimin satın aldığı ürünlere sepette yer verilmeye çalışılmaktadır. Ancak orta ve düşük gelirli bir ailenin bu sepetin en iyi ihtimalle başta gıda, tüp gaz, doğalgaz, ev kirası ve ulaşım gibi giderleri olmak üzere yalnızca bir kısım ürünü kullandığı düşünüldüğünde ve bu ürünlere göre hesaplama yapıldığında yıllık enflasyon oranı yüzde 20’leri aşmaktadır. Yukarıda değinilen sıkı iktisat politikaları uygulamalarına rağmen enflasyonun asıl gerçekleşme oranı yani sokaktaki vatandaşın enflasyonu düşmemiş aksine önemli oranda artmıştır” denildi.

REFAH-YOL, yaptığı devrimle enflasyonu geriletti

Raporda, Türkiye’de enflasyon rakamlarının gerçekte gerilediği tek dönemin Refah-Yol Hükümeti dönemi olduğu da kaydedildi. Raporda, diğer dönemlerde uygulanan ekonomi politikaları ile aslında Refah-Yol döneminde de enflasyonun daha çok artması gerektiği ancak, hükümetin ortaya koyduğu farklı ekonomi politikaları neticesinde enflasyonun artmayarak gerilediği de şu sözlerle özetlendi: “Enflasyon artışının tek istisnası 1996-1997 Refah-Yol Hükümeti dönemidir. Türkiye’de kamu harcamalarının ve özellikle personel harcamalarının çok yüksek oranlarda artırıldığı 1996-1997 Refah-Yol Hükümeti döneminde (sıkı para politikası) teorisine göre enflasyonun çok yüksek oranlarda gerçekleşmesi gerekmektedir. Oysa bu dönemde üreticinin desteklenmesi ve arzın artırılması sonucu enflasyonun kontrol altında tutulması, Türkiye için olduğu kadar iktisat bilimi açısından da çok önemli bir örnek teşkil etmektedir”

“Hedeflenen değil, hayal edilen enflasyon”

Raporda, ayrıca hükümetin enflasyonu hedeflemediği onun yerine hayal ettiği oranları kamuoyu ile paylaşıldığının da altı çizilerek, şu ifadeler dikkat çekti: “Enflasyon hedeflemesinde 0,5 veya en fazla 1 puanlık sapma normal görülmektedir. Yine de alt sınır ve üst sınır 2 puan sapma şeklinde belirlenmiştir. Buna rağmen Türkiye’de yüzde 100’ler düzeyinde yani 4 - 6 puanlık sapma gözlenmekte, bazen 2009 yılında olduğu gibi tersine hedef belirlendiği görülmektedir. Böylece hedeflenen enflasyon yerini ülkemizde hayal edilen enflasyon kavramına bırakmıştır. Enflasyon hedeflemesi tutmayınca sık sık revize edilmektedir. Özetle enflasyon hedeflemesinde başarısız olunmuştur. Bunun en önemli sebebi ekonomik karar alıcıların ülkedeki ekonomik gelişmelere hakim olamamasından kaynaklanmaktadır. Bu da Türkiye’de reel sektörün zayıflaması ve finans sektörünün ağırlığının artmasından kaynaklanmaktadır. Çünkü finans ağırlıklı bir ekonomi spekülatif gelişmelere karşı zayıf kalmakta ve istenildiği şekilde yönetilememektedir. Yalnızca izleyici olarak hedef veya tahminlerde bulunmak, temenniden öte bir anlam ifade etmemektedir. Bu kadar büyük sapmaların gerçekleşmesi, bütün sektörleri de beklentiler anlamında olumsuz etkilemektedir” denilerek, enflasyonun arkasındaki gerçekte açıklandı.

Milli Gazete