Bir Babanın Feryadı

Bir Babanın Feryadı
Ermenek'te kömür ocağındaki kazada evlatlarından birinin cansız bedenine ulaşılan diğeri hala mahsur olan baba Şükrü Haznedar, olaydan bu yana hiç madenden ayrılmadı.

Ermenek'te kömür ocağındaki kazada evlatlarından birinin cansız bedenine ulaşılan diğeri hala mahsur olan ve ilk günden itibaren madenden hiç ayrılmayan baba Şükrü Haznedar, bu durumu, "Oğullarım ilk günden itibaren, 'baba beni bırakıp gitme, ben burada yalnızım' diyor" şeklinde açıkladı.

Şükrü Haznedar'ın (65) oğulları Kerim (30) ile Ali (34) madende mahsur kaldı. Yürütülen çalışmalar kapsamında olaydan 10 gün sonra cansız bedenine ulaşılan Kerim Haznedar'ın cenazesi 8 Kasım'da toprağa verildi.

Eşi beş aylık hamile Ali Haznedar ile 7 işçiye ulaşma çalışmaları ise tüm hızıyla devam ediyor. Olaydan sonra ocakta yatıp kalkan baba Haznedar, yaşadıklarını AA muhabiriyle paylaştı. 

 OĞLUNU KIVIRCIK SAÇLARINDAN TANIMIŞ

Haznedar, 9 evladını, gece gündüz demeden gurbette çalışarak çok zor şartlarda büyüttüğünü söyledi. Olayın ilk gününden itibaren hiç ümidini yitirmediğini hala da ümidini koruduğunu ifade eden Haznedar, gece gündüz madenden ayrılmadığını, ufacık bir bilgi için dakikalarca beklediğini dile getirdi.

Bir aydır beklediğini, gerekirse bin yılda bekleyebileceğini vurgulayan Haznedar, "Cenazesine ulaşılan oğlumu kıvırcık saçlarından ve bir kısmı dökülen saç bölgesinden tanıdım. O anda tarifi imkansız bir acı yaşadım" dedi.

"BELKİ İÇERİDE UYUYORDUR"

Üzerinden uzun zaman geçmesine rağmen diğer oğlunun sağ çıkacağını tahmin ettiklerini ve umutla beklediklerini aktaran Haznedar, şöyle devam etti:

"Belki sağ olabilir. Allah'tan ümit kesilmez. Allah belki bunu uyutur. Sonra çıktıktan sonra da uyandırabilir. Biz sonuna kadar ümidimizi koruyacağız. Evlat acısı çok zor. İç organlarınızdan birisini alsalar canınız acımaz mı? Onlar benim ciğerimdi. Ciğerimin biri gitti. Dağdaki hayvan bile yavrusunu bırakıp bir yere gitmez ben nasıl giderim? Benim ciğerim iki evladım orada, nasıl bırakıp gidebilirim. Oğullarım ilk günden itibaren 'baba beni bırakıp gitme, ben burada yalnızım' diyor. O karanlıkta ne yaptığını bilemiyorum. Baba yüreği ateşteki közden daha fazla yanar. Sanki altınızda diken, üstünüzde kılıç var. Uyku tutmuyor."

 DEVLET YETKİLİLERİ HİÇ YALNIZ BIRAKMADI

Haznedar, çok büyük acı yaşadığını, ancak devlet yetkilileri ve tüm Türkiye'nin acılarına ortak olduğunu vurguladı.

İlk günden itibaren Bakanlar Taner Yıldız ile Lütfi Elvan ve devlet yetkililerinin kendilerini hiç yalnız bırakmadığına dikkati çeken Haznedar, "Bakanlar, gecenin bir yarısı işçilerin yanına inip, çalışmalara kontrol etti. Hepsine teşekkür ediyorum. Bundan sonra torunlarım ve gelinlerim için daha dik durmam gerektiğini de biliyorum. Çocuklarımızın yasal haklarının iyileştirilmesini istiyorum. İnşallah, cansız bedenlerine ulaşılan işçilerin evlatları ve eşleri, devletin tüm imkanlarından en iyi şekilde faydalanır" diye konuştu.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.