Aklınız Neredeydi Ali Bey?

Aklınız Neredeydi Ali Bey?
Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Koç, ülkedeki gelir dağılımı eşitsizliği ve işsizlikten bahsettiği toplantıda 'Ben şahsen 6 ve 8 yaşında iki çocuk sahibi bir baba olarak çocuklarımızın geleceğinden endişe duyuyorum' dedi.

Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Koç, Çalışma ve Güvenlik Bakanı Faruk Çelik'in yanı sıra dünyanın değişik ülkelerinden iş insanlarının ve CEO'ların da hazır bulunduğu Antalya'daki G20-OECD Nitelikli Çıraklık ve İşbaşında Eğitimin Teşviki Konferansı'nın açılışında konuştu. Koç konuşmasında dünyanın kat be kat daha zenginleşmesine karşın gelir dağılımı eşitsizliği, orta sınıfın kaybolması, zengin ile fakirin arasındaki uçurumun artması, reel ücretlerin düşüklüğü ve işsizliğin artışı gibi de pek çok sorun yaşandığına işaret etti.

Ali Koç genç işsizlerin sayısının, yetişkin işsizlerin üç katına ulaştığını ve genç işsizliğinin birinci sorun haline geldiğini belirtti. Tek başına iş dünyasının bu sorunla baş edecek gücü olmadığını, sorunun ortak çaba ile çözülmesi gerektiğini dile getiren Ali Koç’un bu konuşması akıllara 28 Şubat döneminde iş dünyasının katkısını getirdi.

Öyle ki hafızası biraz kuvvetli her insan için Ali Koç’un bu yakınması akla sadece “yeni mi uyandınız” sorusunu getiriyor. 28 Şubat dönemin de, devletin faiz batağında soyulduğunu göre Erbakan hükümeti havuz sistemini getirerek devletin faizle para almasını önlemiş ve faiz yükünden kurtulmanın getirdiği rahatlıkla birde asgari ücrete %100 zam yapınca iş dünyası tarafından hedef tahtasına konulmuştu.
Bugün %11 civarında dolaşan faizlere devlet yöneticileri tepki gösterirken o dönemde bunun 10 katı olan faiz oranı sayesinde halkın ve devletin parası zenginlerin cebine akıtılıyordu. İş dünyasının bilançolarında o yıllarda faaliyet dışı gelirler (kısaca devlete para satarak kazanılan faiz demek oluyor) hep en büyük gelir kalemini oluşturmuştu. Üretim ve yatırım yapmak yerine faizcilikten geçinmenin rahatlığına kendilerini kaptıran işadamları için havuz sistemi onların bindiği dalı kesen balta olmuş ve hükümetin devrilmesi için dört koldan saldırılar başlatılmıştı.

TÜSİAD’ın sponsorluğu ile çekilen bir filmde “8 yıllık kesintisiz eğitimin” önemine vurgu yapılarak bu konunun yasalaşması sağlanmış, seçilmiş meşru hükümet “şeriat çığlıkları” eşliğinde darbe ile devrilmiş, İmam Hatip Liseli gençlerin üniversitelere girmesini engellemek için konulan katsayı engeli yüzünden milyonlarca meslek liseli genç eğitimden mahrum kalmıştı.

“İmam Hatip düşmanlığı yapılıyor” dedirtmemek için meslek liselerinin çeşni olarak eklendiği katsayı zulmü yüzünden meslek liseleri boşalmış, öğrencilerin büyük kısmı önce düz liselere ve ardından da öğretmenlik, avukatlık, kamu yönetimi gibi üretim harici istihdam yetiştiren bölümlere yerleşmişlerdi.
Ne var ki bu sorun yıllar sonra bumerang gibi dönerek kendilerini vurmuş ve iş yapacak kalifiye eleman bulamayan Koç ailesi, “Meslek Lisesi Memleket meselesi” diyerek oluşan acı yaraya dikkati çekmek zorunda kalmıştı. İşte Ali Koç’un bahsettiği genç işsizler sayısının artmasında ki en büyük sebepte o dönemde düz liselere gitmek zorunda kalan ve bu yüzden de bir meslek edinemeyen gençlerin bugün meydana getirdiği yığılma olmuştu.

Almanya’da her 100 lise öğrencisinden 70’i meslek liselerini seçerken bizde ise bunun tam tersine biçimde masa başı personel yetiştiren bölümler hala revaçta.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
18 Yorum