Topuk kanı, zina ve cinayeti ortaya çıkardı
3 çocuk annesi 38 yaşındaki Gülnaz Ş., eşinin 4 yıl önce hayatını kaybetmesinin ardından evli olan kayınbiraderi İdris Ş.'nin evine yerleşti. Bir süre sonra kayınbiraderi ile gayrimeşru ilişki yaşayan kadın, 22 Haziran 2012'de Erzurum Nene Hatun Kadın Doğum Hastanesinde bir kız bebek dünyaya getirdi.
Hastanedeki tedavinin ardından anne ve bebeği taburcu edildi. Yaklaşık 15 gün sonra anne Gülnaz Ş.'nin, bebeğini "topuk kanı" alınması için herhangi bir sağlık birimine götürmediğini belirleyen İl Sağlık Müdürlüğü ekipleri, ailenin yaşadığı eve ekip gönderdi.
Gülnaz Ş.'nin, sağlık görevlilerine "evde yeni doğan bebek" olmadığını belirtmesi üzerine rapor hazırlayan görevliler, konuyu İl Sağlık Müdürlüğüne iletti. Kadının verdiği ifade üzerine harekete geçen İl Sağlık Müdürlüğü, Tekman Cumhuriyet Savcılığına suç duyurusunda bulunarak konuyla ilgili soruşturma başlatılmasını talep etti.
Savcılığın talimatı doğrultusunda konuyu araştıran İl Jandarma Komutanlığı İstihbarat Şube Müdürlüğü ile Tekman İlçe Jandarma Komutanlığı ekipleri, Ş. ailesini takibe aldı. Bir süre sonra 3 çocuğu ile İzmir'e taşınan Gülnaz Ş. ile kayınbiraderinin telefon görüşmelerini dinleyen güvenlik güçleri, çiftin bebeğin ölümüyle ilgili yaptığı görüşmeler sonrası iki şüpheliyi, İzmir ve Erzurum'da gözaltına aldı.
Jandarmadaki işlemlerinin ardından 17 Nisan 2014'te çıkarıldıkları mahkemece "kasten öldürme" suçundan tutuklanan Gülnaz Ş. ile İdris Ş. hakkında, soruşturmayı yürüten Cumhuriyet Savcısı Muhammed Salih Gürakar tarafından hazırlanan iddianamede, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istendi.
MAHKEME AŞAMASI
Hınıs Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davanın karar duruşmasında, tutuklu sanık Gülnaz Ş. ile ikinci duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan kayınbiraderi İdris Ş. ve avukatları hazır bulundu. Duruşmada söz alan sanık Gülnaz Ş., bebeği dünyaya getirdikten sonra hastaneden taburcu edildiğini ve minibüsle Tekman ilçesine doğru yola çıktığını söyledi.
Yolda bebeğinin nefes almadığını fark ettiğini ve bunun üzerine öldüğünü düşünerek minibüsten inip bebeği dağlık alana bıraktığını anlatan Ş., "Tekrar minibüse bindim. Minibüstekilerin hepsi yabancıydı ve kimse bana bebeği neden bıraktığımı sormadı. Çocuğu bıraktıktan sonra bir daha görmedim. Yaşadığımız ilişki nedeniyle bebekten kurtulmak istedim. Bundan dolayı pişman değilim. Ancak vefat eden eşimden olan üç çocuğumun başına bir şey gelirse üzülürüm. Bu kararı ben verdim, başka kimse beni yönlendirmedi ve baskı yapmadı" ifadelerini kullandı.
Tutuksuz sanık İdris Ş. de üzerine atılı suçlamayı kabul etmediğini ve bebeği kendisinin öldürmediğini bildirerek, cinayeti Gülnaz Ş.'nin işlediğini savunarak, beraatini istedi. Mahkeme heyeti, "Normal şartlarda çocuğa ya da beden veya ruh bakımından kendisini savunamayacak bir durumda bulunan alt soydan birine karşı kasten öldürme" suçundan Gülnaz Ş.'yi 16 yıl 8 ay hapis cezasına çarptırdı. Kayınbiraderi İdris Ş. ise "Üzerine atılı eylemi işlediğine dair mahkumiyetine yeterli her türlü şüpheden uzak, kesin ve inandırıcı delil elde edilemediği" gerekçesiyle beraat etti.
Hürriyet
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.