Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz son bölüm sezon finalinde neler oldu?

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz son bölüm sezon finalinde neler oldu?
Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz 40. son bölüm ile sezon finali yaptı. heyecanın eksik olmadığı Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz'da neler yaşandı merak konusu. İşte sevilen dizi ile ilgili detaylar...

Masada vurulan amcasının yerine oturma hırsıyla gözü kararan Hakan yanlışlıkla Emine'yi vurmuştur. Fikret'le Tipi'yi bir araya getiren bu felaket aralarındaki gerginliği arttırır. Özkan'ın arkasında olduğu eylemler şahsi hesaplaşmalara yol açacaktır. Hızır Çakırbeyli ise yaşananları uzaktan izlemekle yetinmez. Bu sırada Alparslan devletle olan görüşmelerinde bir kademe daha atlamak üzeredir. Davut'la yapacağı görüşmede belki de ona tüm masaları yönetme fırsatını tanınacaktır. Asıl merak konusu olan ise amcalarının bu görüşmeye nasıl yaklaşacağıdır. Yunus Selim'in halen evde oluşu Meryem'in son zamanlardaki en büyük sıkıntısı haline gelmiştir. Bir tarafta gözü yaşlı Nazlı, diğer tarafta vicdanlı bir anne Meryem var ancak bebeği annesine kavuşturmak da yine Meryem'e düşecektir.


Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz son bölüm için tıkla 

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz son bölüm için tıkla 

EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ HİKAYE
Çocuk denecek yaşta girdiği yeraltı dünyasının tepesine doğru tırmanmakta olan Hızır Çakırbeyli ve ailesinin hikayesi anlatılmaktadır. Yeraltı dünyasına giren her adam haksızlıklara başkaldırmaya yemin eder. Güçlenip zenginleştikçe kendisi bu haksızlıkların kaynağı olur…

Hızır Çakırbeyli sevda adamıdır… Sevmekten hiç kaçmaz… Sevilmeyi de pek sever… Hayatındaki tüm kadınların odağında olmak ister; annesi, karısı, kızı ve sevgilisinin…Kardeşini, oğlunu, yeğeninin ve ailesinin diğer fertlerini de canından aziz tutar, onlar için fedakar bir "baba"dır… Vefakar bir dosttur… Vazgeçilmez bir ağabeydir. Adil ve cömert bir reistir…

Bu özellikleri onun sonu olacak yerde Hızır'ı yeraltı dünyasında da yüceltir… Sözüne güvenilir, daima iş yapılır bir adam haline gelmişken devletin radarına takılır… Devlet kontrol etmek istediği gayri meşru faaliyetleri yürütmek için ondan iyi bir aday olmadığını düşünür… Bu Çakır'a en büyük olma teklifidir…
Teklif öyle iki tarafı keskin bir kılıçtır ki, kabulü halinde "mafya" ailesine ihanet, reddi hali ise ebediyen mahkumiyettir… Devletin Hızır Çakırbeyli'ye koltuğunu vaadettiğini farkeden büyük patron, etrafını ihanetle örülü bir ağla çevirir… Hızır Reis'in özel hayatı da dalgalıdır… Birkaç yıl önce sevdalandığı mimar Nazlı diğer tarafta eşi Meryem...

EŞKIYA DÜNYAYA HÜKÜMDAR OLMAZ NEDEN BU KADAR TUTTU?


"Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz hem kadın hem erkek izleyiciyi ekrana kitleyen bir senteze sahip." Yüksel Aytuğ yazdı...
atv'nin kısa sürede fenomen haline gelen dizisi Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz, salı akşamlarının tek hükümdarı oldu. Dizi, son derece iddialı yapımları geride bırakarak her hafta reyting listesinin zirvesine oturuyor.

Peki izleyici neden Eşkıya'yı sevdi? Bir kereeşkıya tanımına eskisi kadar tepki duymuyoruz; hatta sempati besliyoruz. Çünkü bugün adına terörist denilen soysuzların yanında, dağlarda at üzerinde gezen Hamidolar neredeyse zemzemle yıkanmış gibi. Bugün kendilerine mafya denilen yürek yoksunlarını görünce, eskinin kabadayılarını özlüyoruz.

Eşkıya'yı reytinglerde zirveye çıkaran ise bıyıklı bir dizi gibi görünmesine rağmen hem kadın, hem de erkek izleyiciyi aynı ekranın karşısında buluşturacak bir senteze ulaşmış olması.
Kurtlar Vadisi'nin senarist ve yapımcıları Raci Şaşmaz ile Bahadır Özener, bu kez öykünün yarısını kadın hikayelerine ayırmış.


Suça meyilli, organize ailenin kadınları da; eşlerden büyükannelere, eltilerden görümcelere kadar işin içinde. Ama tamamen kadın ruhu ve kadın dokunuşlarıyla...
Eşkıya'nın Vadi'den bir başka farkı ise; yapıştırma duran mafya raconları ve iliştirme görünen afili aforizmalar yerine çok daha gerçekçi bir anlatıma bürünmesi.
İlk bakışta hikaye ürkütücü görünüyor. Mafya patronluğuna soyunan ve tüm ailesini bu işin içine katan Karadenizli aile reisi Hızır, üstüne üstlük başka bir kadından çocuk peydahlıyor. Ayrıca bu ilişkisini gizlemeyip tüm aileye adeta zorla kabul ettiriyor. İşte Eşkıya'nın merak uyandıran tarafı da bu. Başroldeki adam, kahramanlıkla pespayelik arasında gezinip duruyor. Yani gerçek bir gri karakter, bir anti- kahraman. Peki adam bu işin içinden çıkabilecek mi? Karısı, çocukları ne yapacak? Büyükannenin tepkisi ne olacak?

Yuva yıkanın yuvası olacak mı, yoksa hak ettiğini mi görecek?
Aslında hepsi, dizinin isminde gizli. Dizi, kılıçla yaşayanın kılıçla öleceğini anlatıyor.
Suç üzerine inşa edilen bir aile yaşamının, o aileyi güçlüymüş gibi gösterip aslında nasıl içten içe kemirerek, içi boş bir çınara çevirdiğini belgeliyor.
Son bölümde Hızır'ın, oğlu Ömer'i kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kaldığı anlardaki çaresizliği, ailenin diğer fertlerine karşı derin bir suçluluk psikolojisine kapılması; eşkıyanın aslında nasıl da hükümdarlıktan uzak olduğunu gösteriyor.
Dizinin en güçlü taraflarından biri de; özenle seçilen oyuncu kadrosunun ortaya koyduğu muhteşem performans. Belli ki Raci Şaşmaz ile Bahadır Özener daha diziyi yazarken, hangi rolde kimi oynatacaklarını belirlemişler. Ben en küçük (!) oyuncunun, en büyüğüyle kafa kafaya yarıştığı böyle bir dizi daha izlemedim.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.