Hem iftarda hem sahurda yenen pilava neden ‘temcit’ adı verildi?
173
Hem iftarda hem sahurda yenen pilava neden ‘temcit’ adı verildi?
273
Has ekmek, hangi fırınlarda pişerdi?
373
19’uncu yüzyılda oruç nelerle açılırdı?
473
İşte Osmanlı’da sofra adabına dair ilginç bilgiler...
573
Osmanlılar zeytin ağaçlarıyla dolu topraklar üzerinde yaşamalarına rağmen, yüzyıllar boyu dana kuyrukyağı, iç yağı, böbrek yağı ve tereyağıyla beslendiler.
673
Zeytinyağı, 18. yüzyılda bazı balık yemeklerinde ve salatalarda karşımıza çıkar.
773
Zeytinyağı daha çok aydınlatmada ve ilaç yapımında kullanılırdı.
873
Zengin Osmanlı sofralarında su içilmezdi.
973
Yemekte hoşaf suyu veya şerbet tercih edilirdi.
1073
Çiçeklerden, meyvelerden şeker ve balla yapılan şerbetler makbuldü.
1173
‘18. Yüzyıl Türkiyesi’nde Örf ve Âdetler’ kitabının yazarı M. De M. D’Ohsson şerbetler hakkında şunları yazar:
1273
“Şerbetlerin hazırlanmasına gösterilen özen, Fransızların şaraplarını hazırlarken gösterdikleri özen kadar karışıktır.
1373
Şerbetler, çeşitli meyve sularına pek çok içeceğin, örneğin gül, fulya, hercaimenekşe, ıhlamur, ve papatyaların karıştırılmasıyla hazırlanıyordu.
1473
Ayrıca kimilerine misk, amber ve sarısabır esansları ilave ediliyordu."
1573
Sofrada kullanılan tek araç kaşıktı.
1673
Şimşir, abanoz, sedef, bağa gibi çok çeşitli malzemelerle kaşık yapılırdı.
1773
Yeniçerilerin başlıklarının ortasında, sefere giderken kaşıklarını soktukları ‘kaşıklık’ denen özel bir bölüm vardı.
1873
Sofraya gelen yemeklerden ancak bir iki lokma alıp, diğer yemeğe geçilirdi.
1973
Sofra kurallarına göre fazla yemek, durmadan atıştırmak, başkasının sırasını kapmak, oburluk sayılır, hoş karşılanmazdı.
2073
Osmanlı’da tüm yırtıcı memelilerin ve sürüngenlerin eti haramdı.
2173
Yılan, akrep, karga, saksağan eti yenmemeliydi.
2273
Ayrıca yenmelerine izin verilen hayvanların kanını içmek ve yumurtalıklarını yemek de haramdı.
2373
Osmalı saray mutfağında deniz ürünleri sıklıkla yer alırdı.
2473
Karidesli kalamar dolması, buna iyi bir örnek.
2573
Sarayın ekmeği diğer ekmeklerin tümünden üstündü.
2673
‘Has ekmek’ denen bu ekmek, sarayda yapılır ve has fırınlarda pişirilirdi.
2773
Eskiden iftarda pişirilen ve sahurda tekrar ısıtılıp sofraya getirilen pilava ‘temcit pilavı’ denirdi.
2873
Evliya Çelebi’ye göre sokak satıcılarının başlıcaları şunlardı:
2973
“Safranlı, şekerli pirinç lapası satan Zerdeciyanlar,
3073
Sakatat satan Başçıyanlar,
3173
Çeşitli et yemekleri satan Kebapçıyanlar,
3273
Püryancılar
3373
Yahnicıyanlar,
3473
Paludecıyanlar,
3573
Südli Aşçıyanlar,
3673
Sucukçıyanlar,
3773
Hoşabcıyanlar,
3873
Şerbetciyanlar,
3973
Salebciyanlar,
4073
Helvacıyanlar,
4173
Börekciyanlar,
4273
Çörekciyanlar,
4373
Simitciyanlar,
4473
Lokmacıyanlar,
4573
Ekmekciyanlar,
4673
Yemişciyanlar,
4773
Yoğurtcıyanlar
4873
Peynirciyanlar.
4973
18. yüzyılda adı ‘s’ harfiyle başlayan yedi yiyecek türünün insan sağlığı için yararlı hatta tedavi edici olduğuna inanılırdı.
5073
Bu yiyecekler şöyle sıralanmıştı:
5173
Susam
5273
Süt
5373
Simit
5473
Su
5573
Sahlep
5673
Safran
5773
Sarımsak
5873
Osmanlı’da zengin tabakadan damat ve gelinin yemesi için gerdek odasına bir tepsi içinde kızarmış kuşlar ve tatlı konurdu.
5973
Damat kuştan bir parça koparıp geline ikram ederdi.
6073
Eğer gelin, kuşu yemezse bu damattan hoşlanmadığını işaret ederdi. “Her kuşun eti yenmez” sözünün bu âdetten kaynaklandığı öne sürülür.
6173
Yazar Ahmed Rasim’e göre, 19. yüzyılda, orta halli bir ailenin iftar sofrasında şunlar bulunurdu:
6273
İftar açmak için sirkeli yeşil zeytin, yağlı siyah zeytin, susamlı simit, pastırma, sucuk, hünnap, ceviz, reçeller, şerbet, hurma, özel kabında zemzem suyu.
6373
Akşam namazı sonrasında kurulan asıl sofrada bulunan yemekler ise şunlardı:
6473
Çeşitli çorbalar
6573
Pastırmalı-sucuklu yumurta
6673
Hindi ya da tavuk
6773
Sebze yemekleri
6873
Pilav çeşitleri
6973
Börekler
7073
Sütlü tatlıla
7173
Yemen kahvesi
7273
Su ve şerbetler
7373
Tütün çubuğu