Memur izin yasağı ile ilgili son dakika açıklaması!

Memur izin yasağı ile ilgili son dakika açıklaması!
Memur izinleriyle ilgili son dakika açıklaması Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'tan geldi. Son dakika haberi ile ilgili tüm gelişmeleri buradan takip edebilirsiniz. Memurların izin yasağı kaldırıldı mı? İşte gelişmeler...

Son dakika: Bugün itibariyle kamu çalışanlarının izin yasağı kaldırıldı. Açıklama Bakanlar Kurulu sonrası Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş'tan geldi. İşte memurların izin yasağıyla ilgili son dakika gelişmeleri...

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş,  "Demokrasi ve Şehitler Mitingi"nden sonra ABD yetkililerinin Fetullah Gülen'i  ülkelerinde saklamak, korumak, kollamak konusunda ciddi tereddütler geçirmeye  başladıklarını zannettiğini belirtti.

Kurtulmuş, "79 milyon büyük bir kararlılıkla, İstanbul'daki büyük  kalabalıkla ve eş zamanlı olarak 10 milyona yakın kişinin katıldığı büyük  mitingler ile bu terör örgütüne ve terör örgütünün elebaşı, Pensilvanya'daki  kişiye insanlar bu kadar açık bir şekilde tavırlarını, karşı oluşlarını ortaya  koyduktan sonra ABD yöneticilerinin de tutumlarını yeniden gözden geçireceğinden  hiç şüphemiz yoktur." dedi.

Çankaya Köşkü'nde, Başbakan Binali Yıldırım başkanlığındaki Bakanlar  Kurulu toplantısı devam ederken açıklamalarda bulunan Kurtulmuş, Türkiye'nin, 7  Ağustos'ta Türk siyasi tarihinin en önemli, belki de dünya siyasi tarihinin en  kalabalık mitinglerinden birini yaptığını söyledi.

Kurtulmuş, hain darbe teşebbüsünün hemen ertesinde sokaklara çıkan  milletin, darbe teşebbüsünde bulunan eşkıyalara gerekli dersi verdiğini,  vatandaşın tankları, helikopterleri, uçakları ve silahları göğsünü siper ederek  durdurduğunu, Türkiye'yi uçurumun kenarından çekip kurtardığını anımsattı.

Türkiye'nin bu büyük badireden kurtulmasında emeği olanlara ve 15  Temmuz'dan bu yana meydanları doldurarak demokrasi nöbetini sürdürenlere teşekkür  eden Kurtulmuş, bugüne kadar Emniyet kayıtlarına göre, demokrasi nöbetlerine il  ve ilçelerde toplam 25 milyon kişinin katıldığını belirtti.

Numan Kurtulmuş, Emniyet kayıtlarına göre, dün Yenikapı'da düzenlenen  mitingde 5 milyon kişinin bir araya geldiğine ve diğer 80 ildeki mitinglerde de  yaklaşık 10 milyona yakın insanın eş zamanlı olarak meydanları doldurduğuna  dikkati çekerek, bu mitingin sadece 7 Ağustos'ta gerçekleştirilen ve bitmiş olan  bir miting olmadığını aktardı.

Son dakika: "Milletin kararlılığı karşısında şimdi daha kolay anlayacaklar"

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Kurtulmuş, "Bu mitingin bundan  sonraki artçı etkileri de görülecektir. Dünyanın birçok yerinde şimdiye kadar bu  darbeci teröristleri, FETÖ çetesini anlamayan ya da anlamak istemeyen çevrelerin,  Türkiye'de 15 Temmuz'da ne olduğunu anlamak istemeyen çevrelerin bundan sonra  Türkiye'de halkın bütün kesimleriyle demokrasiye sahip çıkan bu kararlılığı  karşısında anlamakta zorlandıkları bazı şeyleri şimdi daha kolay anlayacaklarını  görüyoruz." diye konuştu.

"Bu FETÖ'cü eşkıyaların ortaya koyduğu darbe teşebbüsü, bütün dünyada  da çok daha açık ve yalın şekilde görülecek ve artık dünyadaki birçok çevre,  istese de istemese de milletin bu kararlılığı karşısında Türkiye demokrasisinden  yana tavır almak mecburiyetinde olacak" ifadesini kullanan Kurtulmuş, şöyle devam  etti:

"Bu mitingden sonra, ABD yetkililerinin Gülen'i orada saklamak,  korumak, kollamak konusunda ciddi tereddütler geçirmeye başladıklarını  zannediyorum. 79 milyon büyük bir kararlılıkla, İstanbul'daki büyük kalabalıkla  ve eş zamanlı olarak 10 milyona yakın kişinin katıldığı büyük mitingler ile bu  terör örgütüne ve terör örgütünün elebaşı, Pensilvanya'daki kişiye insanlar bu  kadar açık bir şekilde tavırlarını, karşı oluşlarını ortaya koyduktan sonra, ABD  yöneticilerinin de tutumlarını yeniden gözden geçireceğinden hiç şüphemiz  yoktur."

Numan Kurtulmuş, bundan sonraki süreçte ABD'li yetkililerin tercih  yapmak durumunda olduklarına dikkati çekerek, "İnsanları katleden, binlerce  insanı yaralayan bir darbenin terörist elebaşını tutacaklar, gözetecekler ya da  79 milyon Türk insanının isteklerine cevap verecekler. Bu tercihin yakın bir  zamanda siyasal bir sonuca dönüşmesini ümit ediyorum." ifadelerini kullandı.

Kurtulmuş, İstanbul'daki mitinge katılan yurttaşlar ile siyasal  birliktelik adına güzel bir tablo oluşturan iktidar partisine, Anamuhalefet  partisine ve MHP'ye teşekkür etti.

Toplumun bütün kesimlerinin dünkü mitingde yer aldığını, demokrasiye  sahip çıktığını, herkesin bu anlamda yeni Türkiye istikametindeki yürüyüşe destek  olduğunu vurgulayan Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Bu çerçevede diyebiliriz ki Yenikapı, Türkiye için yeni bir kapının  açılması olmuştur. Yenikapı, milli birlik ve toplumsal bütünlüğe açılan yeni bir  kapı olmuştur. Demokratik olgunluk açısından yeni bir kapı olmuştur. Yenikapı,  yeni bir siyaset dili, tarzı ve Türkiye'nin dönüşmesi için yeni bir kapı  olmuştur. Yeni ve güçlü Türkiye'ye geçiş için bir yeni kapı olmuştur. İnşallah bu  miladı, siyasetçiler olarak bizler de iyi değerlendireceğiz. Türkiye'nin bundan  sonra yeniden darbelerle karşılaşmaması için siyasetin zemininin çok kuvvetli  olması gerektiğini artık çok daha iyi anlamış olarak devam edeceğiz. Dünkü miting  bu anlamda bir milattır, yeniden doğuştur. Bu miting, üç haftadır devam eden,  milli irade nöbetlerinin gerçekten taçlandığı mahşeri vicdanın ortaya koyduğu  muhteşem bir mitingdir. Bu anlamda milletin devlet ile bütünleştiği büyük bir  mitingdir. Tüm milletin darbeler karşısında demokrasi yanında olduğunu gösterdiği  önemli bir milli duruştur.

Dünkü İstanbul ve 80 ildeki miting dosta kuvvet, milletimize kuvvet,  düşmanlara da korku salmış bir milli duruştur. Ümit ediyoruz ki bundan sonra  Türkiye bu mitingle, çok önemli bir ivme kazanarak reform istikametinde yoluna  devam edecek, demokratikleşmesini sürdürecek, milli birlik ve dayanışmasını çok  daha üst seviyeye çıkaracak, ekonomik ve siyasal reformlarını da tereddütsüz  sürdürerek yoluna devam edecektir."

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz'daki darbe teşebbüsünden  itibaren ciddi şekilde kamu diplomasisi alanında da önemli faaliyetler  yürüttüklerini ifade eden Kurtulmuş, "Bir taraftan Kamu Diplomasisi  Koordinatörlüğü, diğer taraftan Dışişleri Bakanlığımız, diğer taraftan Avrupa  Birliği Bakanlığımız ve ilgili kurum ve kuruluşlar hep beraber Türkiye'deki darbe  gerçeğini anlatmak ve darbenin arkasındaki bu FETÖ'cü çetenin nasıl bir dünya  görüşüne sahip olduğunu bütün dünyayla paylaşmak için kolları sıvadı, çalışıyor.  Bu anlamda Türkiye'nin tezlerini, milletin ortak duruşunu ve demokrasiyi  sahiplenişini bütün dünyaya anlatmaya gayret ediyor." diye konuştu.

- "FETÖ'cü çevrelerin algı operasyonlarını kıracağız"

Hangi çalışmayı yaparlarsa yapsınlar anlamak istemeyenlerin ortadaki  gerçek ne kadar yalın olursa olsun bunları anlamak istemediklerine işaret eden  Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Anlayamadıkları için değil, anlamak istemedikleri için anlamıyorlardı  ama dünkü mitingin bu çevrelerin, bu tür çevrelerin de gözünü açtığını  zannediyoruz. Bundan sonra ortadaki mesele açıktır ve biz bütün kollarımızla  birlikte dört koldan, bütün dünyada diplomasi, kamu diplomasisi faaliyetlerini  sürdüreceğiz. Özellikle ekonomi diplomasisi ve insan hakları ile ilgili alanda bu  FETÖ'cü çevreler ve onların networklerinin ortaya koyduğu algı operasyonlarını da  kıracağız. Bu algı operasyonlarına karşı da ülkemizin tezlerini bütün dünyayla  paylaşmaya devam edeceğiz."

- "Halkımız ve ekonomi çevreleri şundan rahat olsunlar"

Bakanlar Kurulu'nda ele aldıkları önemli konulardan birinin de  ekonomideki güçlü adımlarla devam edecekleri reform hareketleri olduğunu bildiren  Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"65. Hükümetin en önemli alanlarından birisi, ekonomide üretim esaslı,  istihdam esaslı ve ihracat esaslı yeni bir moda geçmiş olması, yeni bir faza  geçmiş olmasıydı. Maalesef darbe teşebbüsüyle birlikte bu alanlarda da sanki  birtakım aksamalar olurmuş gibi imajlar ortaya sürülmeye başlandı. Halkımız ve  ekonomi çevreleri şundan rahat olsunlar ki asla ve asla bu darbe teşebbüsü ve  sonrasındaki gelişmeler, Türkiye ekonomisini etkilememiştir. Etkileri ilk bir  hafta marjinal etkilerdir, ondan sonra süratle ekonomi yönetimi olarak  kararlılığımıza sadık bir şekilde yolumuza devam ediyoruz."

Kurtulmuş, bu çerçevede Bakanlar Kurulu'nda gündeme gelen konulardan  birisinin de "mevcut yatırım teşvik programının etkinliğini arttıracak yeni  adımların atılması, proje bazlı yeni teşvik uygulamalarının gündeme gelmesi ve  özellikle ihracata dönük yeni desteklerin gündeme alınması" olduğunu aktardı.
 
Kurtulmuş, "Bu çerçevede ekonomi ile ilgili bakanlıklarımız  çalışmalarını sürdürüyor ve ekonomi dünyasının yeni teşvik alanları içerisinde  yoluna devam etmesinin öncülüğünü yapıyor." dedi.

- İş adamları taşınmazlarını teminat olarak gösterebilecek

Toplantıda gündeme gelen ve bugün itibarıyla TBMM'ye gönderecekleri  bir kanun tasarısının olduğunu ifade eden Kurtulmuş, şöyle devam etti:

"Ekonomik reform paketlerimizin içerisinde zikrettiğimiz bir husus  şuydu: İş adamlarının taşınır mallarının, alet, makine, teçhizat ve diğer  taşınırlarının bankalara teminat olarak verilebilmesinin kolaylaştırılması. Bunu  söz olarak vermiştik. Ekonomi çevrelerini, özellikle KOBİ'leri rahatlatan çok  önemli bir teklifti bu. Şimdi bunu yasalaştırıyoruz inşallah, bugün itibarıyla  Türkiye Büyük Millet Meclisine gidiyor ve bundan sonra iş adamlarımız sadece  taşınmazlarını değil, aynı zamanda taşınır mallarını, mülklerini de bankalarımıza  rehin olarak verebilecek, teminat olarak gösterebilecektir. Makinesini, üretim  tezgahını, kullandıkları kamyonlarını, diğer araçlarını, teçhizatlarını bu  anlamda bir teminat olarak gösterecektir.

Bu, özellikle Türkiye'nin ana omurgasını oluşturan, iş dünyasının ana  omurgasını oluşturan KOBİ'lerimiz için bir hayat damarı olacaktır. Öyle olacağını  ümit ediyoruz, çünkü finansman konusunda oldukça zorluklar çeken ve finansman  maliyetlerinin yüksekliği dolayısıyla gerçekten kendilerini finansa etmekte  zorlanan bu kesime karşı önemli bir teminat olarak bunlar bankalarda olacak ve  inşallah onlara da faydalı olacaktır diye ümit ediyorum. İş dünyasını  rahatlatacaktır."

- "Bugün itibarıyla kamu görevlilerimizin izin yasağı kaldırılmıştır"

Açıklamalarının ardından basın mensuplarının sorularını yanıtlayan  Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "kamu çalışanlarının izin yasağının ne zaman  kaldırılacağı ve Kurban Bayramı tatilinin ne kadar olacağına" ilişkin soru  üzerine şunları söyledi:

"Bugün itibarıyla kamu personelimizin, kamu görevlilerimizin izin  yasağı kaldırılmıştır, senelik izinlerini kullanabileceklerdir, senelik  izinlerini, tekrar kendi planlarını, uygulamaya koyabileceklerdir. Bu yasak  herhangi bir şekilde vatandaşlarımızı zor durumda bırakmak için değil,  memurlarımızı zor durumda bırakmak için değil, özellikle FETÖ'ye karşı yapılan  operasyonlar dolayısıyla tedbiren alınmış bir karardı, bugün itibarıyla da bu  kararı kaldırıyoruz.

Kurtulmuş, bayram tatiliyle ilgili olarak da "Büyük ihtimalle Kurban  Bayramı tatilimiz de 9 günlük olacak, yani cuma günü olacak ama onun kararı henüz  Bakanlar Kurulu'na gelmedi." diye konuştu.

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Numan Kurtulmuş,  Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ), "Biz vazgeçtik, tamam yapamadık" diye kenara  çekileceğini düşünmenin saflık olacağını belirterek, "Ancak şunu söyleyeyim,  milletimiz bu anlamda rahat olsun, bir daha Türkiye'de askeri darbe yaparak el  koyma şeklinde bir operasyonda bulunmaları mümkün değildir." dedi.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, "Adalet ve Dışişleri bakanlarının  ABD'ye gideceğini biliyoruz. Tarih netleşti mi? Dosyaların hazırlanması  bekleniyordu. Bir de ABD'den bir heyetin Türkiye'ye geleceği ifade edilmişti o  konuda da bir tarih var mı?" şeklindeki soruya, şöyle yanıt verdi:

"Bu dosyaların ABD'deki yetkililerle paylaşılması bir takvim  içerisinde olacak. Henüz şu gün netleşmiş bir tarih yok ama şunu söyleyeyim, '7  Ağustos bir milattır' dedim. Bakın önümüzdeki günlerde, büyük ihtimalle  göreceğiz, dışarıdan çok sayıda heyet Türkiye'yi ziyarete gelecek. Şimdiye kadar  darbeye karşı nasıl davranacağını pek bilemeyen çevrelerin, Türkiye'ye gelerek,  Türkiye'deki halkın vermiş olduğu bu destekten sonra Türk demokrasisine çok ciddi  destek verecek ziyaretlerde bulunacağını tahmin ediyoruz, öyle olacağını  öngörüyoruz. Dolayısıyla bu anlamda Amerika Birleşik Devletleri ile ilişkilerde  de onların heyetinin gelmesi, bizim heyetlerimizin gitmesi anlamında yoğunlaşılan  bir döneme girilecek. Sonunda da ümit ederiz ki Gülen'in iadesini sağlayacak bir  sonuç elde edeceğiz."

-"Darbe tehdidinin kalmadığını rahatlıkla söyleyebilirim"

Kurtulmuş, 14 Ağustos'ta, Türkiye genelinde elektrik kesintisi  yaşanacağı ve siber saldırılarının da olabileceği yönünde bazı iddiaların olduğu  belirtilerek, böyle bir istihbaratın olup olmadığının sorulması üzerine, şöyle  konuştu:

"14 Ağustos ile ilgili bu darbeyi yapanlar, 216 tane firari asker var.  Bunlar görünen kısmı, FETÖ darbe teşebbüsünün aysbergin üstünde kalan kısmı.  Bunun altında görünmeyen büyük bir kısım olduğunu zannediyoruz. Bunların, 'Biz  vazgeçtik, tamam yapamadık' diye, kenara çekileceklerini düşünmek herhalde saflık  olur. Ancak şunu söyleyeyim, milletimiz bu anlamda rahat olsun. Bir daha  Türkiye'de askeri darbe yaparak el koyma şeklinde bir operasyonda bulunmaları  mümkün değildir. Bu anlamda hele hele biz bu yapısal dönüşümleri yapalım, Türk  Silahlı Kuvvetleri'nin darbe zemini olarak kullanılmasını ortadan kaldıracak  adımları atalım, Allah'ın izniyle Türkiye'de bir daha hiç kimse aklının ucundan  dahi darbe yapmayı geçiremeyecek. Bu anlamda ben Türkiye'de bir darbe tehdidinin  kalmadığını rahatlıkla söyleyebilirim."

-"Korkulu rüya görmektense uyanık olacağız"

Terör örgütü FETÖ'nün ülkeye zarar vermek için geride kalan unsurları  ve iş birlikçileriyle hareket etmeye devam edebileceğini dile getiren Kurtulmuş,  "Ne yapabilirler, nasıl yapabilirler, ne şekilde hareket ederler, çok yoğun bir  şekilde takip ediliyor. En ufak bir istihbarat değerlendirilmeye çalışılıyor.  Onun için hep söylediğimiz şeyi söylüyoruz, uyanık olacağız. Korkulu rüya  görmektense uyanık olacağız. Türkiye demokrasisine sahip çıkmaya devam edeceğiz.  Bu çerçevede siber saldırı mı yaparlar, başka bir saldırı mı yaparlar bunların  hepsini önleyecek çalışmalarımız devam ediyor. İlgili birimler çalışıyorlar.  İnşallah bunlara fırsat verilmeyecek. Allah fırsat vermesin, Cenab-ı Allah fırsat  vermedi, millet de fırsat vermedi. İnşallah bunlar bu fırsatı bulamayacak."  değerlendirmesini yaptı.

Kurtulmuş, "Kamuda istifa ve emeklilik işlemlerine tedbir konulmuştu.  Üzerinde soruşturma olmayan kişiler de dahil genel bir tedbirdi. Bu da kalkacak  mı, ne zaman kalkar?" şeklindeki bir soruya da "Bu konuşulmadı. Bunların hepsi  tedbirdir. Kimseye zarar vermek, kimsenin bireysel planlamasını engellemek için  yapılmış işler değildir. Bu konu gündeme gelmedi ama şu anda izinlerin serbest  bırakılması sağlandı. O da gereği kalmadığı anda onu da serbest bırakırız."  cevabını verdi.

- "Cumhurbaşkanımızın söylediği sözler son derece açıktır"

"Dün Yenikapı Mitingi'nde, Cumhurbaşkanı Erdoğan, 'Eğer idam cezası  Meclisten geçer de önüme gelirse onaylarım' dedi. Bir çalışma var mı, hükümetten  böyle bir adım bekleyelim mi?" sorusunu da yanıtlayan Kurtulmuş,  "Cumhurbaşkanımız, idam cezasıyla ilgili hukuki prosedürü söyledi. Kendi tavrını  ortaya koydu ve yol gösterdi. Demek ki bunun yolu Meclis. 'Meclis karar alırsa  ben bunu onaylarım' dedi. Dolayısıyla Cumhurbaşkanımızın söylediği sözler son  derece açıktır. Üstünde yorum yapılmasını uygun bulmuyorum." diye konuştu.

Kurtulmuş, 30 Ağustos Zafer Bayramı ile ilgili programın netleşip  netleşmediğinin sorulması üzerine de "Henüz planlanmadı. Bunlar da konuşulur,  gereği neyse onlar yapılır." dedi.

FETÖ'cü bazı askerlerin Kandil'e kaçtığı iddialarıyla ilgili bir soru  üzerine Kurtulmuş, "Şu ana kadar 186 Türk Silahlı Kuvvetleri ve 30 Jandarma Genel  Komutanlığı mensubu personel yani toplam 216 kişi firaridir. Onlar kaçmıştır.  Bunların içerisinde 9 tanesi de general rütbesinde olan kaçaklardır. Ancak bu  kaçakların Kuzey Irak'ta, başka bir terör örgütünün elinde olduğu bilgisi bizim  resmi kaynaklarımız tarafından asla doğrulanmamıştır. Bunlar şu anda bizim  açımızdan spekülasyon mahiyetinde birtakım sözlerdir. Ama ortada bir vaka var,  216 askerin, Türk Silahlı Kuvvetleri ve Jandarma Genel Komutanlığı toplamı olmak  üzere 216 firarinin bulunduğu ortadadır. Bunların 9 tanesi de generaldir."  ifadelerini kullandı.

- "Millet nöbette olmaktan çok memnun"

Kurtulmuş, "Demokrasi nöbetlerinin çarşamba gününe kadar uzatılmasının  özel bir nedeni var mı?" sorusuna, şu yanıtı verdi:

"Önce şunu söyleyeyim, ben de diğer arkadaşlarımızla çok sayıda  alanları, çok farklı şehirlerde alanları dolaştık. Vatandaşlarımızın içerisinde  uzun saatler boyunca kaldık. Gördüğümüz şu, bu millete deseniz ki 'demokrasi  nöbetine devam.'... Millet bu nöbette olmaktan çok memnun. Vatanın dirliğine,  birliğine, milli birliğine sahip çıktığının bilincinde, 7'den 70'e büyük bir  şuurla, büyük bir ferasetle, büyük bir kararlılıkla ve bunu da bir yerde  demokrasi şenliğine döndürmüş bir şekilde meydanları sabahlara kadar bekliyorlar.  Aslında bekledikleri sadece meydan değil, Türkiye'nin birliği, dirliği ve  Türkiye'nin demokrasisidir. Dolayısıyla millet memnun, meydanlarda olanlar  memnun."

"Cumhurbaşkanımız dese ki 'Devam ediyoruz.' Bu meydanlardaki demokrasi  nöbeti uzun süre devam edecek." diyen Kurtulmuş, "Ama İstanbul'daki büyük miting  ve dün itibarıyla 80 ilde yaklaşık 10 milyon kişinin katıldığı bu mitingler  zinciri, bu işin taçlandırılmasıdır. Çarşamba gününe kadar da tedbiren demokrasi  nöbetlerinin devam etmesi bakımından, yapılacak bazı işlerin sonlandırılması  bakımından çarşambaya kadar bunların sürdürülmesini Sayın Cumhurbaşkanımız talep  etmiştir. Milletimiz aynı şekilde, aynı kararlılıkta Cumhurbaşkanımızın bu  talebine karşılık verecektir. Bugün, yarın ve çarşamba günü meydanlarımızı 81  ilde dolduracaktır diye düşünüyorum." diye konuştu.

- "En ince teferruatına kadar çalışıyoruz"

Yeni bir kanun hükmünde kararname hazırlandığı belirtilerek,  "Özellikle istihbarat teşkilatında bir yapılanma beklentisi var. Bu konuda  detaylar nelerdir?" sorusu üzerine Kurtulmuş, "Bütün KHK'lar üzerinde en ince  teferruatına kadar çalışıyoruz. Daha evvel de söylemiştim, örneğin 669 sayılı  Kanun Hükmünde Kararname ile gündeme getirilen Türk Silahlı Kuvvetlerinin yeniden  yapılandırılmasıyla ilgili çalışmalar, tesadüfen, alelacele hazırlanmış  çalışmalar değildir. Her biri uzun uzun üzerinde konuşulmuş, tartışılmış,  müzakere edilmiş, artıları eksileri tartışılmış olan hususlardır. Çünkü bu  vesileyle birlikte her şerden bir hayır doğar." karşılığını verdi.

"Türkiye'de bizim sistemimizdeki eksiklikler, gedikler nelerse bizim  bunları ortadan kaldırmamız lazım." ifadesini kullanan Kurtulmuş, "Diğer bütün  kurumlarımızla da ilgili, hangi kurumlarımızda hangi yapısal zaafiyetler var,  hangi kurumlarımızda darbenin hazırlanmasına zemin hazırlayacak birtakım  yanlışlıklar var, onların ortadan giderilmesi için çok titiz bir şekilde  çalışıyoruz. Bunlar olgunlaştığında da zaten önümüzdeki takvim çerçevesinde  Meclis'e gelecek ve Meclis'ten de yasalaşarak çıkacaktır diye ümit ediyoruz."  dedi.

Son dakika haberi: "19 Ağustos itibarıyla TBMM tatile girebilir"

Kurtulmuş, "Meclis'in tatile gireceği konuşulmaya başlandı. Önümüzdeki  hafta Meclis tatile girecek mi? KHK'larla ilgili Meclis takvimi nasıl işleyecek?"  sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Henüz Meclis tatili için, partilerimizin oturup, uzlaşıp belirli bir  takvim belirlenmesi lazım. Hakikaten Meclis çok çalıştı. Meclis'in de belirli bir  tatil hakkı olduğunu ifade etmek isterim. Muhtemelen, çok kesin olmamakla  birlikte ayın 19'u itibarıyla TBMM tatile girebilir. Bir aylık bir süre olacak bu  tatil çok büyük ihtimalle. Partiler uzlaşmadığı için, henüz konuşulmadığı için  'ihtimal' diyorum. Bir aylık, 19 Eylül'e kadar süren bir süre olabilir. Ondan  sonra tekrar bu sene biraz erken başlayacağız Meclis çalışmalarına. Meclis,  bayram tatilinden sonra çalışmalarına tekrar başlayacak."

- "AB kendi yapısal sorunlarını aşamamış bir kimlik içinde"
 
"Almanya Başbakan Yardımcısı Sigmar Gabriel'in, 'Türkiye'nin  önümüzdeki 20 yılda Avrupa Birliği'ne üye olamayacağı, fakat müzakerelere devam  edilmesi gerektiğine ilişkin sözlerini nasıl değerlendiriyorsunuz?" sorusu  üzerine Kurtulmuş, Avrupa Birliği kendi içinde çok ciddi çelişkiler yaşadığı için  zaman zaman Avrupa Birliği siyasetçilerinden bu tür görüşlerin dile getirilerek,  kamuoyuyla paylaşıldığını belirtti.

Eski İngiltere Başbakanı David Cameron'ın, "Türkiye 3000 yılında bile  Avrupa Birliği'ne giremez." yönündeki sözlerini hatırlatan Kurtulmuş, "Biz de,  henüz Brexit ortaya çıkmamıştı, İngiltere'nin Avrupa Birliği'nden çıkıp  çıkmayacağı belli değildi, şu cevabı vermiştik. Dedik ki, 'Siz 3000 yılı bırakın  da 30 sene sonra Avrupa Birliği ne olacak. Siz önce onun üzerinde bir çalışın.'  30 seneye de kalmadı, İngiltere, Avrupa Birliğinden apar topar ayrıldı.  Dolayısıyla Avrupa Birliği kendi yapısal sorunlarını aşamamış bir kurum, bir  kimlik içerisinde. Çok farklı siyasi görüşleri barındırıyor." dedi.

Bugün itibarıyla Avrupa Birliği içinde iki ana akımın mücadele  ettiğine işaret eden Kurtulmuş, bu akımlardan ilkinin, "Avrupa Birliğini mümkün  olduğu kadar daraltalım ve böylece Avrupa meselesini daha bir Avrupalı kimlik  üzerinden yürütelim." görüşü olduğunu vurguladı. Kurtulmuş, bir diğer ana akımın  ise "Avrupa Birliği standartları, Avrupa kültürünün yayılmasını sağlamak ve  Avrupa Birliği'nin özellikle Avrupa kıtası ve yakın coğrafyasında genişlemesini  temin etmek." olduğuna dikkati çekti.

Söz konusu tartışmanın Avrupa içinde uzun süre devam edeceğini  belirten Kurtulmuş, "Bizim üzüldüğümüz taraf şu, eski İngiliz Başbakanına  söylediğimin aynısını Alman Başbakan Yardımcısına söylerim. Sen bırak 20 sene  sonra Türkiye'nin Avrupa'ya girip girmeyeceğini de 20 sene sonra Avrupa Birliği  ne olacak onu düşün." dedi.

- "Elimizden geleni yapıyoruz"

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Buradaki temel mesele, bu tür daralmacı, Avrupa Birliği'ni dışarıya  kapatan görüşler, Avrupa için şu noktada büyük bir tehlike arz ediyor. Zaten bir  tarafta Avrupa'nın içinde çok ciddi bir yabancı düşmanlığı var. Çok ciddi bir  şekilde İslamofobi gelişiyor. Bunlara paralel olarak çok açık bir ırkçılık  gelişiyor. Bunları söyleyeceğine, 'Avrupa Birliği'nde 20 sene sonra bile  Türkiye'ye yer yok.' diyeceğine, Avrupa'da Alman Başbakan Yardımcısına ifade  ediyorum, Almanya'daki bu aşırı sağın bu kadar ürkütücü bir şekilde gelişmesini  nasıl önleyeceksin. Bununla ilgili bir şeyler söyleyin.

Dolayısıyla kendi iç çelişkilerinden kaynaklanan bir zihin  karışıklığının ortaya koyduğu sözlerdir. Bu sözlerin hiçbir şekilde bizim  tarafımızdan kıymeti harbiyesi yoktur. Ciddiye almayız. Ama '20 sene sonra bile  giremez.' dediğiniz Türkiye konusunda, müzakereler konusuna gelince o da başka  bir fasıldır da biz zaten müzakerelere devam ediyoruz. Avrupa Birliği istese de  istemese de, şöyle de dese böyle de dese biz Türkiye'nin demokrasi standartlarını  artırmak için elimizden geleni yapıyoruz."

- "Devlet memuru olan herkes, üniversite hocaları da dahil..."

Kurtulmuş, "Akademisyenlerin izinleri önündeki yasaklar da kalktı mı?  Onlar da izinlerini kullanabilecek mi?" sorusu üzerine, şunları kaydetti:

"Şunu karıştırmayın, bir genel tedbir kısmı var. Tedbir olarak  yürütülen soruşturmaların selameti, kişisel bazda tespitlerin daha iyi  yapılabilmesi bakımından yıllık izinler durdurulmuş, izinlere çıkış  durdurulmuştu. Şimdi bunu kaldırıyoruz. Bu başka bir şey. Bütün memurlarımız  için.

Ayrıca devam eden soruşturmalar, açığa alınmalar var. Hakkında  soruşturma açılanlar var. Açığa alınanların bir kısmı mahkemelere, savcılıklara  gönderilmiş. Buralarda savcılıkların vereceği kararlar ise başka kararlardır.  Yani herhangi ilgili savcılık, açığa alınıp savcılığa sevk edilenlerle ilgili  yurt dışı yasağı koyarsa, bu savcılığın mahkemede aldığı bir karardır. Bizim  konuştuğumuz, insanların yıllık izinlerine çıkma yasağı ise idari bir  tasarruftur. Biz idari tasarruf olarak, tedbiren koyduğumuz bu tasarrufu geri  alıyoruz. Devlet memuru olan herkes, üniversite hocaları da dahil olmak üzere  insanlar yıllık izinlerine çıkabilirler. Mahkeme faslı ayrıdır. Onunla ilgili bir  şey söylemiyoruz."

FETÖ'nün emriyle iddianameler hazırladığını, soruşturmalar açtığını  itiraf eden savcı Ferhat Sarıkaya hakkında idari işlem yapılmadığının  belirtilmesi ve hükümetin görüşünün sorulması üzerine Kurtulmuş, televizyonlarda  herkesin konuştuğunu belirtti. Bu açıklamaların hepsinin savcılar için bir veri  oluşturduğuna işaret eden Kurtulmuş, "Savcılar bu açıklamalardan dolayı bu şahıs  ya da başka televizyonlarda konuşanlar hakkında ya bilgisine başvurmak bakımından  çağırabilir ya hakkında onlarla ilgili de herhangi bir şekilde dosya açabilir. Bu  kısım savcıların bilgisi tahtında olan bir husustur. " diye konuştu.

Kurtulmuş, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanı Faruk Çelik'in, "Kobani'de  kim hazırlık yaptı?" şeklindeki açıklamaları anımsatılarak, bu konuya açıklık  getirilmesinin istenmesi üzerine, 15 Temmuz'un sadece bir darbe ve hükümeti  indirme teşebbüsü olmadığını, tam tersine Türkiye'yi önce iç savaşa, arkasından  da dış işgale hazırlama projesi olduğunu vurguladı. Kobani veya başka birçok  yerde, Türkiye'ye ilişkin bazı düşmanca faaliyetlerin hazırlanmasının mümkün  olduğunu ifade eden Kurtulmuş, "Ancak resmi olarak bunları söylememiz için bizim  elimizde resmi delillerin, bilgilerin olması lazım. Biz bunları resmi olarak  söyleyemiyoruz. Çünkü elimizde bu anlamda net bilgiler yoktur ama zannediyorum  Sayın Çelik'in söylediği kendi duyumları, o bölgenin de bir milletvekili olarak,  o bölgeyi de çok iyi bilen bir bakan arkadaşımız olarak duyumlardan kaynaklanan  bazı ifadelerdir." değerlendirmesinde bulundu.

Başbakan Yardımcısı Kurtulmuş, 15 Temmuz gecesi tutuklanan veya  gözaltına alınanlar arasında yabancılar bulunup bulunmadığı yönündeki soruya,  soruşturmaların geniş kapsamlı sürdüğü yanıtını verdi.

FETÖ'ye ilişkin her ilde ayrı ayrı süren soruşturmalar bulunduğuna  dikkati çeken Kurtulmuş, sözlerine şöyle devam etti:

"Bizim elimizdeki bilgiler, bu artabilir de. Şu ana kadar, 10 yabancı  uyruklu hakkında işlem yapılmıştır. Bunlardan 9 tanesi FETÖ ile bağlantılı olduğu  tespit edilenlerdir.  Bunun 4 tanesi tutuklanmıştır, bir tanesi firaridir.  Diğerleri hakkında da gözaltına alınmış bir tanesi serbest bırakılmıştır. Ayrıca  yine yabancı uyruklu birisi, 6 Ağustos akşamı sabah 05.30'a doğru Hatay  sınırından içeri girmiş. Şu anda gözaltındadır. Onun da FETÖ örgütüyle irtibatı,  iltisakı olduğu bilgisi vardır, mevcuttur. Demek ki toplam 10 yabancı uyruklu  hakkında, bu örgütle irtibatlı olmak dolayısıyla işlem yapılmıştır. Diğer  soruşturma kapsamında da bu rakamın artabileceğini söyleyeyim."

Numan Kurtulmuş, devam eden ciddi sorgulamalar olduğunu, bu kişilerle  ilgili bilgilerin de ayrıntılarıyla ortaya çıkacağını ifade etti.

- "ABD bu noktada bir tercih yapmak durumunda"

"ABD neden 79 milyondan korkmalı?" sorusuna karşılık Kurtulmuş,  Türkiye'nin tek yumruk olarak darbeye karşı çıktığını, herkesin demokrasiden yana  tavır ortaya koyduğunu ve herkesin bu çeteden ve liderinden nefret ettiğini, "Bu  adamı bize verin." dediğini aktardı. Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü  Kurtulmuş, Amerika ile Türkiye arasında on yıllarca devam eden bir ilişki  bulunduğunu, iki ülkenin NATO çerçevesinde işbirliği yaptığını, DAEŞ ve benzeri  örgütlere karşı stratejik müttefiklik içerisinde mücadele ettiğini anımsatarak,  bu kadar yakın işbirliği olan iki ülkenin birisinde, öteki ülkeyi yıkmaya,  dağıtmaya ve işgale hazırlamaya çalışan bir terör örgütünün elebaşının  oturmasının siyaseten anlamlı olmadığına dikkati çekti.

ABD'nin bu noktada bir tercih yapmak durumunda olduğuna işaret eden  Kurtulmuş, şunları kaydetti:

"Şöyle olsaydı bu kadar net, açık ve yüksek perdeden belki  konuşamazdık. Türkiye'de halkın bir kısmı darbeden yana, bir kısmı darbeye karşı  olsaydı, o zaman başka bir siyasi tablo karşımızda olurdu. Belki istisnası vardır  ama saymaya bile değmez. 79 milyonun tamamı darbeye karşı, tamamı FETÖ'ye karşı,  tamamı bunun başındaki eşkıya başının Türkiye'ye getirilmesini istiyor. Bu siyasi  tablo... Ben Amerika Birleşik Devletleri'nin yöneticisi olsam böyle düşünürüm  diye söylüyorum. Ya 3-5 tane eşkıyayla işbirliği yapmaya devam edeceğiz ya da en  azından onları korumaya devam edeceğim ya da 79 milyonluk müttefik bir ülkenin  halkının gönlünü kazanacağım. Bu anlamda söylüyorum. Amerikalıların da akıllı  siyasetçiler olduğunu tahmin ediyorum. Amerika'nın menfaatleri de bunu gerektirir  diye düşünüyorum ve onun için de hele hele 7 Ağustos'tan itibaren yeni bir dönem  başlamıştır artık. Pensilvanya'daki bu terör başının orada ikamet etmesinin  Amerika Birleşik Devletleri'ne zarar verecek bir noktaya geldiğini düşünüyorum.  Bunları onların değerlendirmesi en doğaldır, tabii olandır. Demokratik siyaset  teamülleri içerisinde hareket edenler ve düşünenler böyle davranırlar diye ümit  ediyorum. Bunun da bir iyi niyetli yaklaşım değil, normal, doğru bir demokratik  yaklaşım bu olduğu kanaatindeyim."

Kurtulmuş, kendisinin hükümette basından sorumlu olduğunu  hatırlatarak, RTÜK'ün televizyonlardan aldığı reklam gelirlerindeki payının  düşürülmesi konusunda sektörden talep geldiğini aktardı.

15 Temmuz akşamında medyanın demokrasi sınavından yıldızlı pekiyi ile  mezun olduğunu, ilk andan itibaren darbenin karşısında, demokrasi ve meşru  iktidarın da yanında yer aldığını belirten Kurtulmuş, "Türk medyasının bu tavrı  olmasaydı belki bu kadar net bir şekilde darbenin karşısında, milletimizin de  sokaklara çıkması bu kadar mümkün olmayabilirdi. Bu net duruş dolayısıyla  teşekkürümüzün, şükranımızın bir göstergesi olarak hükümet olarak karar aldık ve  yüzde 3 olan reklam gelirleri payını, yüzde 1,5'e indirmeyi medyaya karşı şükran  göstergemizin bir örneği olarak ortaya koymaya niyet ettik. Parlamentoya giden  torba yasanın içerisinde bu teklif de vardır, bu madde de vardır ve bundan sonra  inşallah yüzde 1,5'e indirilmiş olacak." ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.