“Hz.Muhammed filmi” neden izlenmez?

“Hz.Muhammed filmi” neden izlenmez?
Yönetmenliğini İranlı Mecid Mecidi'nin üstlendiği film sinemalarda gösterime başladı. Peygamber Efendimiz'in doğumunu, 13 yaşına kadar olan gençlik yıllarını ve İslamiyet'in doğuşunu ele alan “Hz.Muhammed filmi” neden izlenmez? İşte cevabı..

Bütçesine hayran olanlar, görseline kananlar, prodüksiyonuna tav olanlar masum gibi görülen bir tehlikeyi de kucakladı. İmtihanın zor olanı da buydu!

Bir iş yapacağımız zaman zihnimiz o işle alakalı daha önce gördüğü bir görüntüyü çağırır. Zihnimiz bu çağrışımlarla bilinç oluşturur. Filmin daha afişini gördüğümüzde bizde uyanan his maalesef bizim kültürümüzden çok Hıristiyan görsellerini andırıyor. Çünkü bu temsilleri putperestleşen hıristiyanlarda çok gördük. Filmi izlemeden yorum yapmamaya çalışan mutedil bir grup fragmanı da izlememiş sanırım. Tek başına yeterli çünkü fragman eleştirmek için. Biz biliyoruz ki Peygamberimiz asla tasvir edilemez! Bunun sebepleri de açıktır. Hz. İsa’nın tasvirinin nelere yol açtığı aşikar. Üstelik bu mesele birkez tartışmaya açılırsa sonrasında daha rijit olayların yaşanması kaçınılmazdır. 

İKİYÜZLÜLÜK!

Samanyolu televizyonun da bir kamyonun arkasına ışık hüzmesi olarak peygamberimizin getirilmesine ne de büyük tepki verdik değil mi? Haklıydı tepkimiz. Şimdi bebekliğini, çocukluğunu gösteren bu filmde sırf yüzü gözükmüyor diye masumlaşan yer neresi? Mustafa Akad’la kıyaslamamamızı istiyor arkadaşlar. Önlerindeki filmin sıkıntısını biliyorlar çünkü. İtiraf edemiyorlar. Gerçekçi hikayesi ve abdestsiz çekilmeyen sahneleriyle bir tarafımıza Çağrıyı aldığımızda, (fragmandan anladığım kadarıyla) mucizelere yelken açmış Mecidi’nin hikayesi arasında elbette farklar olacaktır. 

TARTIŞMA DEĞİL!

Kesinlikle tartışmıyorum. Benim için tartışmaya açık değil çünkü. Dışa dönük yapımlar olan bu gibi yapımların bize faydası olacağını düşünmüyorum. Ve evet ben bu filmi kesinlikle izlemeyeceğim. Ömrüm olduğu müddetçe de çocuklarıma izletmeyeceğim. Eğer devamı çekilirse bu filmin (gişe başarısına bağlı) bizim hassasiyetlerimizi taşımayan, tasvirlerle sorunu olmayan, fıkhı başka olan yapımcıların neler yapacağını kestiremiyorum. Bu yüzden destek vermeyeceğim bu filme! Ne kadar masum gözükürse gözüksün, ne kadar para harcanmış olursa olsun, Hayreddin Karaman “sakınca yok” demiş bile olsa ben yapılan işi kabul etmiyorum. Müslüman bir sinemasever olarak tavrım net!

BİR YANLIŞ TÜM DOĞRULARI GÖTÜRÜR!

Önümüzde çok para harcanmış ve bizden bir hikaye anlatan film var. Yıllardır düşük bütçelere hapsedilmiş, bağımsız (biraz da oryantalist), minimalist filmler görmeye ve beğenmeye aşina olan bizler için ortada ki iş “hatasına günahına rağmen” gibi bir anlayışla savunulmaya çalışılıyor. Girdiğimiz sınav üniversite ya da memurluk sınavı değil. Dört yanlışın bir doğruyu götürdüğü sınavlardan değil. Bir yanlışın bütün doğruları götürdüğü bir sınav bu. Çetin bir sınav. Bu yüzden yüz tane doğru ve şaşaalı bir iş yapsanız bir tane yanlışınız o yüz doğruyu haklı çıkaramaz! Çünkü bizim tartışmaya açık olmayan kaidelerimiz var. Sinema ile ilgili birisi olarak söylüyorum tüm bunları. Sinemanın Müslümanların elinde çok ciddi bir silah olabileceğine gönülden inanan biri olarak söylüyorum. O silahın kendi kafamıza doğrultulması da mümkün.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum