Bakan Naci Ağbal: Müthiş bir ilgi var

Bakan Naci Ağbal: Müthiş bir ilgi var
Maliye Bakanı Naci Ağbal, "Kredi derecelendirme şirketlerinin raporları unutulur gider ama Türkiye'nin bu ileriye dönük başarı hikayesi artarak devam eder" dedi

Maliye Bakanı Ağbal, "Kredi derecelendirme şirketlerinin raporları unutulur  gider ama Türkiye'nin bu ileriye dönük başarı hikayesi artarak devam eder" dedi. Ağbal, "Bugün Türkiye'ye yabancı yatırımcının müthiş bir ilgisi var ifadelerini de kullandı.

Maliye Bakanı Naci Ağbal, kredi  derecelendirme kuruluşları Fitch ve Standard and Poors'un (S&P) Türkiye'ye  yönelik değerlendirmelerine ilişkin, "Kredi derecelendirme şirketlerinin  raporları unutulur gider ama Türkiye'nin bu ileriye dönük başarı hikayesi artarak  devam eder." ifadelerini kullandı.  Ağbal, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kredi derecelendirme  kuruluşlarının Türkiye'ye dair son dönemlerde yayımladığı raporlar ile  özelleştirme politikalarına yönelik değerlendirmelerde bulundu.  Fitch veya S&P'nin "yatırım yapılabilir" notu vermediği dönemlerin  Türkiye'ye en fazla yabancı sermayenin geldiği dönemler olduğunu dile getiren  Ağbal, kredi derecelendirme şirketlerinin Türkiye ile ilgili değerlendirmelerinin  her şeyi belirlemediğini ve yatırımcıların karar verirken baktığı tek  parametrenin bu olmadığını ifade etti.

 Ağbal, "Bugün Türkiye ile ilgili yabancı yatırımcının müthiş bir  ilgisi var. Türkiye, orta ve uzun vadede, sahip olduğu genç nüfusla ve bölgede  sahip olduğu ticaret ve yatırım fırsatlarıyla bir çekim merkezi." diye konuştu. Avrupalılar başta olmak üzere birçok yatırımcının Türkiye'de yatırım  yapmak istediğinin altını çizen Ağbal, Türkiye'ye yatırım yapma arzusunda  herhangi bir azalma yaşanmadığına işaret etti. Ağbal, yatırımcıların, ilgili ülkenin orta ve uzun vadede barındırdığı  fırsatlara baktığını belirterek, şöyle devam etti: "Bu kredi derecelendirme şirketlerinin notları önemsizdir anlamına  gelmiyor. Mutlaka kendi içinde bir değerlendirmedir. Ekonomide karar alıcıların  kararlarını etkileyen faktörlerden bir tanesidir fakat gerek Fitch'in gerekse  beklenmedik bir şekilde S&P'nin yapmış olduğu değerlendirmelerin haklı  değerlendirmeler olmadığını da söylemeliyiz. Gerek ekonomiye ilişkin gerekse daha  fazla anlamda siyasi değerlendirmeler içeren birtakım haksız ve yersiz  değerlendirmeler olduğunu görüyoruz."

  Normalde söz konusu şirketlerin değerlendirmelerinde, ekonominin orta  ve uzun vadeli görünümünü kısa vadeli beklentilerle değerlendirip fırsatları  gözardı etmemeleri gerektiğini kaydeden Ağbal, "Halbuki iki değerlendirmeye de  baktığımız zaman hiçbir değerlendirme raporunda görmek istemediğimiz şekilde,  belirli önyargıya dayalı siyasi değerlendirmeler görüyoruz. Aslında kredi  derecelendirme şirketleri de kendi güvenirliklerini bu raporlar üzerinden ortaya  koyuyorlar." dedi.

 Ağbal, raporların içeriğine bakıldığında ise raporlarda bulunması  normal olmayan değerlendirmelerin yazıldığının altını çizdi.  Söz konusu kuruluşların Türkiye'deki siyasi gelişmelerin bir  tarafıymış gibi değerlendirmeler yaptıklarına işaret eden Ağbal, bu  değerlendirmelerin raporlara olan inancı ve güveni azalttığını kaydetti.

'YABANCILARIN YAKLAŞIMI POZİTİF'

Her iki derecelendirme kuruluşunun açıklamalarının piyasalar üzerinde  fazla etkide bulunmadığını belirten Ağbal, şunları kaydetti: "Çünkü piyasalarda, kanaatimce, 2017'ye ilişkin olarak olumlu tarafta  beklentiler daha fazla. 2017, ekonomide de siyasette de belirsizliklerin  azaldığı, olumlu beklentilerin güçlendiği, yatırım, üretim ve ihracat  kararlarının daha olumluya gideceği bir yıl olacak. Bunu böyle görmek gerekiyor.  Türkiye, reformlardan, demokrasinin güçlendirilmesinden asla vazgeçmeyecek. Gerek  iç politikada gerek dış politikada uluslararası iş birliklerinin artırılması ve  Türkiye'nin güçlü konumunun pekiştirilmesi noktasında, hükümet olarak, kararlı  bir şekilde çalışmalarımıza devam edeceğiz. Kredi derecelendirme şirketlerinin  raporları unutulur gider ama Türkiye'nin bu ileriye dönük başarı hikayesi artarak  devam eder."

   Ağbal, farklı ülkelerden Türkiye'de yatırım kararı alan yatırımcıların  Türkiye ile ilgili yaklaşımlarının pozitif olduğunu belirterek, Türkiye'nin,  bölgede hem siyasi hem de ekonomik olarak istikrarın sağlandığı, hukuk sisteminin  yerleştirildiği, yatırım ortamı bakımından da yatırımcıya güvenin en fazla olduğu  ülke konumunda bulunduğunun altını çizdi.  Gelecek dönemde gerek Avrupa'dan gerek bölge içindeki ülkelerden daha  fazla yabancı kaynak olacağına dikkati çeken Ağbal,  Türkiye'nin başarı  hikayesinin de daha fazla olacağını söyledi.

 'ÖZELLEŞTİRME GELİRİ HEDEFİMİZİN BİR KISIMI GERÇEKLEŞECEK'

 Özelleştirmelere de değinen Ağbal, bu yıl için öngördükleri  özelleştirme gelirinin 13 milyar lira olduğunu hatırlattı. Bütçeye, ocak ayında, özelleştirme fonundan 4 milyar liralık kaynak  aktarıldığını belirten Ağbal, "Dolayısıyla özelleştirme gelirine ilişkin  hedefimizin bir kısmını gerçekleştirmiş bulunuyoruz." ifadesini kullandı.    Daha önce ihalesi gerçekleştirilerek sözleşmesi yapılan  özelleştirmeler de bulunduğunu anlatan Ağbal, bunlardan da gelecek taksit  ödemeleri olduğunu, bu kapsamda özelleştirme hedefini sağlayacak taksit  ödemelerinin yıl içinde sisteme gireceğini bildirdi.Ağbal, liman ve enerji şirketi özelleştirmeleri ile gayrimenkul  satışlarının da özelleştirme programında yer aldığına işaret ederek, özellikle  gayrimenkul tarafında Özelleştirme İdaresi Başkanlığının gayrimenkul geliştirme  fonksiyonunu bir miktar büyütüp, ekonomiye kazandırılabilecek taşınmazları İdare  üzerinden satmak istediklerini belirtti. Ağbal, 13 milyar liralık özelleştirme  geliri hedefinin gerçekçi olduğunun da altını çizdi.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.