CHP'lilerin çiçek sevgisi-MİZAH
Dünyada çiçekleri sevmeyen çok az insan vardır. En çok sevenlerse ihtimal yurdumuzdadır. Siyasilerden en romantik olanlar ve çiçeğe en fazla değer verenler kimler derseniz hiç düşünmeden "CHP'liler" derim. Aksini ispatlayan olursa özür dilerim. Adanalı Dilber Hala gibi ben sözümü ortaya korum. Ondan sonra gelsin yorum üstüne yorum, açılsın internette forum üstüne forum.
İşte tezimi ispatlayan örnekler;
Hareketin yıllardır devrilemeyen lideri Deniz Baykal, "Gül" haricinde tüm çiçekleri çok sever. Özelikle her sabah Genel Sekreter Önder Sav tarafından kendisine sunulan taze "sadakat" çiçeklerini koklamadan işe başlamaz. Hayattayken kaynanasına da her hafta kaktüsgillerden değişik değişik çiçekler götürdüğü rivayet olunur.
"Çiçek sevgisi" denince akla ismi ilk gelen CHP çizgisindeki Tunceli Milletvekili Kamer Genç'tir. Onun bir gece yarısı kendisini başka bir evde bir hanımla basan gazetecilere söylediği "oğlum evde yok. Onun çiçeklerini sulamaya gelmiştim" şeklinde tarihe geçen ifadesi bunların iflah olmaz çiçek sevgilerinin en güzel örneğidir. Bu sevgi onları gece yarısı bile yataklarında rahat bırakmaz, başkalarının güzel çiçeklerine de ağızlarının suyu akarak yaklaşmalarına yol açar. Bu yüzden zaman zaman başları belaya girer.
CHP'lilerin çiçek sevgisinin en somut örneği ise önceki gün İzmir'de yaşandı. "Sarmaşık" operasyonuyla gözaltına alınan CHP'li Güzelbahçe ve Değirmendere belediye başkanlarıyla çalışanlarının rüşvet parolası olarak "çiçekler toplandı mı?" cümlesini kullandıkları ortaya çıktı. Böylece CHP'lilerin ne kadar romantik oldukları ve en çetrefilli işlerde bile çiçeği unutmadıkları bir kez daha ispatlandı.
CHP'lilerin, emniyet yetkililerin telefon dinlemeleri esnasında kayıtlara geçen çiçek sevgilerini yansıtan "romantik" diyaloglarını sizlere sunuyoruz;
- Çiçekler toplandı mı?
- Topladık müdürüm ama henüz dağınık. Deste pardon demet yapmadan size sunmak istemedik.
- Bu defa Amerikan çiçekleri toplayın.
- Abi bu hafta da yerli çiçeklerle idare edeceksin. İthalleri ancak önümüzdeki hafta toplayabilirim.
- Hangi çiçekleri topladınız? Aralarında Japon gülü ve Hollanda lalesi de var mı?
- Yok abi, hepsi de Atatürk çiçeği. Ulusalcı, halkçı adama hiç gavur çiçeği yakışır mı Allahaşkına?
- Ne kadar çiçek topladınız?
- Bir deste yani bir demet
- Aferin size, o çiçeklerden bir tanesini de siz alıp doya doya koklayın, gerisini bana getirin.
- Çiçekler gecikti. Ne zaman toplayıp getireceksiniz?
- Arsamız ne zaman çiçeklenirse o zaman?
- Anlaşıldı anlaşıldı. Bu hafta İmar Komisyonundan geçip Meclis'e gelecek.
- Vazoda çiçeğim kalmadı. Acilen taze çiçek toplar mısın?
- Ne demek sayın amirim! Hemen toplayıp getiriyorum. Siz hemen kasanızı yani vazonuzu hazırlayın.
…ve son diyalog
- Çiçekler inşallah toplanmıştır.
- Başkanım maalesef çiçekler toplanamadı. Zira elemanlarımız çiçek değil başka toplayıcılarmış. Bizi ispiyonlayarak etrafımızda polisleri toplamışlar. Şimdi de onlar bizi tek tek topluyorlar. İnşallah hep beraber hapiste toplanır ve orada yeniden toparlanırız.
- Hay biiip, onların biip, sülalesini biiip…….
Rıfat Yörük/Habervaktim.com/Mizah
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.