Yiyeceklerin genetiği ile oynanıyor
çevre Ve Tüketici Haklarını Koruma Derneği (çETKODER) Genel Başkanı Mustafa Göktaş, “Sofranıza gelen yediğiniz her yiyeceğin genetiği ile oynanıyor. Yediğiniz bir domateste yada patateste, salatalıkta, lahanada balık yada başka bir canlının geni olabilir. Yani yediğinizin bir şekilde eski tadını alamıyorsunuz. Nedeni bunlar. Tükettiğimiz yiyeceklerin sebze ve meyvelerin genetikleri ile oynuyorlar. Buna da kısaca GDO adı veriliyor. Genetiği ile oynanmış organizma deniyor. Ve bu tür ürünler çoktan mutfaklarımıza girmiş durumda. Hem de millete çaktırmadan girmiş durumda. Kimse bu konuda vatandaşı uyarmıyor da. Neyi nasıl tüketiyoruz bilmeden tüketiyoruz" dedi.
"GüNüMüZDE BUNA FRANKEŞTAYN GIDA DENİYOR"
Göktaş, işin ürkütücü ve korkutucu olduğunu savunarak "Günümüzde bu GDO’lu üretim hızlandı. Ve elin oğlu buna Frankeştayn gıda diyor. Dünyanın her yerinde bunun tartışmaları çok boyutlu devam ederken bizde sus pus olunması adeta şok edicidir. ABD başta olmak üzere AB ülkeleri, dünyadaki kıtlığı ve açlığı önlemenin yolu olarak görse de, GDO'lu ürünler yaşamımızda tehlikeli hal almaktadır. Doğal yaşam tehdit altındadır. Doğal yaşam giderek yok edilmektedir. Bu durum çok uluslu şirketlerin oyunudur ve tarım nüfusu sömürülmektedir" diye konuştu.
"üLKEMİZDE DE SATILIYOR VE UYUYORUZ"
Resmen ithal edilen bir çok ürünün içinde bilerek veya bilmeyerek GDO'ya rastlamanın mümkün olduğunun altını çizen Göktaş, sözlerini şöyle sürdürdü: “Bazı ithal tohumlarda da bu mümkün. Ve bunun bizdeki alım satımı ilgilendiren yasal süreci devam ederken Tarım Bakanlığı’nın çok sıkı denetim yapmasını istiyoruz. Ve buna asla izin verilmemeli diyoruz. Hayvanın kopyalandığı ve insanın kopyalanmak istendiği bir ortamda canlı organizmalara, kendi doğasında bulunmayan başka bir karakter kazandırma yoluyla, farklı bir organizma elde etmek, aslında pek de normal değil. Bunlara dünyada ‘transgenik ürünler’ deniyor ve bu artık günümüzde her yerde uygulanıyor. 1985’te başlayan ve 1996 yılında üretime geçen bu tür ürünler insan sağlığını ve doğayı tehdit ediyor."
HANGİ üLKELER YAPIYOR ?
Göktaş, genetik oyunları yapan ülkelerle ilgili de şu bilgileri verdi: “Tarımda yüzde 99’u ABD, Kanada, Arjantin ve çin’de gerçekleşiyor. örneğin mısır, patates, soya, buğday, pamuk, domates, pirinç ve bazı balık türlerinde buna rastlamak mümkün. Dünyada ekili alanların içinde 67 milyon hektardan fazlasında genetiği ile oynanmış tarım yapılmakta. Bir de bunu yapan aç gözlüler kendilerince bu işe bir savunma eklemişler. Bunu üretenler, genetik yapısıyla oynanarak oluşturulan yeni tohumların, her türlü böcek ve ot ilacına karşı dirençli hale getirildiğini, bu şekilde tarımda verimlilik artışı olduğunu iddia ediyorlar ve dünyadaki oluşan ve gelişen açlığı çözeceklermiş."
İNSAN SAĞLIĞINA ZARARLI
Göktaş, ne söylense söylensin bu tür ürünlerin insan sağlığına zararlı olduğu kadar doğaya da zararlı olduğunun altını çizerek, “örneğin bu gıdalar antibiyotiğe karşı önceden dirençli olarak geliştirilmiş olduğundan insan sağlığını olumsuz etkiliyor. Vücudunuz bilmeden aldığınız bu antibiyotik yüzünden direnç kazanıyor ve hastalık anında aldığınız antibiyotik fayda etmiyor. Ayrıca alerji hastalıklarını tetikliyor. Ayrıca kuraklığa ve böceğe dayansın diye böcek ilacı kullanıldığı için böyle bir yiyeceği tüketen insanda toksik etkiler ortaya çıkıyor. O yüzden kesinlikle bu tür meyve ve sebzeler tüketilmemelidir. Bu tür ürünler tüketilmemelidir. Tüketicilerimiz neyi niçin ve neden tüketiyorlar ve tükettikleri gıdanın ne olduğunu, neler içerdiğini, katkı maddelerine kadar incelemeli ve dikkat etmelidir" dedi.
(Engin Kaşdaş-habervaktim)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.