Milli Görüş’ün asırlık çınarlarından Necati Molder vefat etti

Milli Nizam ve Milli Selamet Partisi dönemlerinde Eyüp İlçe Başkanlığı yapmış bir isim. Erbakan Hoca’yı ilk başlarda tanımadığı halde Milli Nizam Partisi’nin açılış merasimine katılmış ve “İşte Anadolu’ya hizmet edecek, İslam alemine birlik ve dirlik getirecek gerçek lider” diyerek yola koyulmuş… Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a yazdığı bir mektuptan sonraki süreçte kendisini MNP ve MSP Eyüp İlçe Başkanlığı görevinde bulmuş…

Necati Molder, Milli Görüş'e katılımı, Erbakan Hoca ile tanışmasını şöyle anlatıyordu: 

-Necati amca, siz Erbakan Hocamızın yol arkadaşlarındasınız. Milli Nizam Partisi’nin Eyüp İlçe Başkanlığını yapmışsınız. Tanışmanız nasıl oldu?

Öncelikle Türkiye Cumhuriyeti’nin gelmiş geçmiş en büyük liderlerinden olan Milli Görüş Lideri Prof. Dr. Necmettin Erbakan’ı hayırla, rahmetle ve minnetle anıyorum. Kendisine Allah’tan rahmet diliyorum, mekanının cennet olması için dua ediyorum. Hocamızla tanışma sürecimiz çok farklı bir şekilde gelişti. Biz duyduk Erbakan hocamızın parti kuracağını, açılış yapılacağını. Milli Nizam Partisi’nin Ankara’daki açılış merasimine gittik, iştirak ettik. Mustafa Sönmez, Ben ve Aynur bey… Açılışta Erbakan hocamızı dinledik… Çok memnun kaldık… “İşte bu parti bizim partimiz… Anadolu’ya hizmet, İslam alemine birlik ve dirlik getirecek lider” dedik…

“EMRİNİZDE ÇALIŞMAK İSTİYORUM” DEDİM

-Hocamız o zamana kadar söylenmemiş sözleri mi söylüyordu?

Elbette… Hocamızı ben tanımıyordum, ama tanıyanlar vardı. Onunla birlikte çalışan, Gümüş Motor tecrübesinden tanıyanlar çoktu. Ben bilmiyordum… Oraya gidince, anladım ki, “Bu lider, tam bizim ihtiyaç duyduğumuz, İslam ümmetinin kurtuluşunun vesilesi olacak bir liderdir” Döndükten sonra ben “Beraber çalışmak isteriz” diye kendisine bir mektup yazdım. Bizzat ben kaleme aldım. Makam, mevki de istemedim aslında… “Sizin emrinizde çalışmak isterim” diye. Kendisinden bana mektup geldi, “Şadoğlu ile irtibat” kur diye. Şadoğlu ile görüşecektik… Hüsamettin Kuşkon da vardı yanımda. Onlar il teşkilatını kurmaya çalışıyorlardı. Biz ilde çalışacak adam değiliz diye düşündük. Sonra ilçe teşkilatının kurulması için emir geldi. Yaparlar’ınağabeyisi bize Eyüp’te gördü, bize selahiyet verdi Milli Nizam Partisi Eyüp İlçe Teşkilatının kurulması için.

-Hiç beklemediniz bir anda kendinizi ilçe başkanı olarak buldunuz?

Milli Nizam Partisi çok yaşamadı. Hemen kapattılar. Ondan sonra bu işi takip ettik. Açılan yeni partilere hemen girdik. Nizam, Selamet, Refah, Fazilet, Saadet.

ERBAKAN FERASETDİR, DİRAYETTİR

-Necati amca, Erbakan hocamızın en temel özelliği neydi? Erbakan denilince aklınıza ne gelirdi?

Ben hocamızı hiç tanımazdım ama, hocamızı tanıdıktan sonra tüm dünyam değişti. Erbakan hocamız çok ileri görüşlü, çok ferasetli ve dirayetli bir insandı. Çok ileri görüşlü, çok derin bir insandı. Türkiye’yi kalkındırmak için ağır sanayi hamlesine girişti. Başbakanlığı döneminde kurduğu D8’ler İslam birliğinin temeline atılmış en önemli harçtır. Bugün dünyada yaşanan zulümlerin, kan ve gözyaşının dinmesi için atılan bu adımın bugün ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlıyoruz.

ERBAKAN HOCAMI ANLADILAR AMA, ANLAMAK İSTEMEDİLER

-Hocamızın bir çok partisi kapatıldı, siz de bu partilerde ilçe başkanlığı yaptınız? Peki, Erbakan hocamızı bu memleket tam olarak anlayamadı diyebilir miyiz?

Erbakan Hocamızı anlamadılar değil, anladılar ama, anlamak istemediler, anlamamazlıktan geldiler. Erbakan hocamızın ideallerine, bu ülkenin büyümesi için ortaya koyduğu fikirlerine karşıydılar. Çünkü, Erbakan Hocamız önce Hakk’a sonra Halka hizmet için yola çıkmıştı. Bu sebeple, kendi menfatlerine dokunduğu için sürekli Erbakan hocamızın tüm çabalarına, partilerine ve Milli Görüş’ün bu ülke için düşündüğü her şeye çelme taktılar. Her partisine çelme taktılar, iktidardayken çelme taktılar… Erbakan hocamız, ömrü boyunca Siyonizmle ve menfaat birlikteliği üzerine kurulmuş Masonizm’le mücadele etmişti. 11 ay iktidarda kaldı, bu süre içinde sürekli baskı gördü. 28 Şubat sürecinde kendisine dayatılan hiçbir şeyi kabul etmedi.

ADİL DÜZENLİ BİR DÜNYANIN TESİSİ İÇİN ÇALIŞTI

Erbakan Hocamız, Müslümanları uyandırmak için çok çabaladı. Mağdur ve mazlum Müslümanlar O’nunla birlikte siyaseti öğrendi. Bu konuda ne diyeceksiniz?

Erbakan Hocamızın tek gayesi, bu ülkenin gerçek sahibi olan mazlum ve mağdur Müslümanların kendi kendini özgürce yönetebilmesiydi. Bir keresinde bizzat bana demişti ki, “Demir Müslümanların elinde, kömür Müslümanların elinde, petrol Müslümanların elinde. Ama Müslümanlar zelil ve sefil. Avrupalılar ise refah içinde yaşıyor. Bu düzenin tersine dönmesi, Adil Dünya düzeninin tesis edilmesi gerekir”

-Hocamızın sene-i devriyesinde kendisini bu millete doğru şekilde anlatabilmek için neler yapmak gerekir?

Erbakan hocamız, tüm dünya Müslümanlarının bir araya gelmesi için, Müslümanların teşkilatlar kurarak ayağa kalkması için çabaladı. Ama bunların içinde Siyonizm ve Masonizm’in kamuoyunu yanlış bilgilendirmek için yaptığı çaba vardır. Eğer Erbakan hocamızı bu millet doğru anlarsa, onların saltanatı ortadan kalkar.

ŞUUR SAHİBİ MÜSLÜMAN GÜNE MİLLİ GAZETE İLE BAŞLAR

-Hocamızın en büyük aşkı, sevdası Milli Gazete’dir. Gazetemizle ilgili neler söyleyeceksiniz?

Ben 95 yaşımdayım… Gözlerimde problem var. Ama hala Milli Gazete’yi bana okurlar, dinlerim. Şuur sahibi bir Müslümanın güne Milli Gazete ile başlaması gerekir. Maalesef, sadece gerçekleri ve Hakkı yazan Milli Gazete’yi Siyonistler ve Siyonist kafalılar hala tezgahların altında sattırmaktadırlar. Hakkı ve doğruyu söylediği için bayilerde bile tezgah altına konulan Milli Gazete’yi ayağa kalkmamız lazım. Ama bizim bir avuç da olsak Müslümanlar olarak hakkı tebliğ etmemiz lazım. Ben bu yaşıma rağmen hala Milli Gazete’yi okuyorum, okutturmaya çalışıyorum.

Kaynak Milli Gazete