Hamaset, toplumu baş aşağı götürür

Hamaset, toplumu baş aşağı götürür
ESAM Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu ilim ve fikir adamı Atasoy Müftüoğlu oldu. Müftüoğlu "Müslümanca duruşumuzu kaybettik", "dayatılan gerçekle içselleştik", "hamasi gündeme hapsedildik", "Hamaset, toplumu baş aşağı götürür" vurgusu yaptı.

ESAM, bu hafta tarihî bir  konferansa ev sahipliği yaptı… ESAM Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu ilim ve fikir adamı Atasoy Müftüoğlu oldu.

Müftüoğlu "Müslümanca duruşumuzu kaybettik", "dayatılan gerçekle içselleştik", "hamasi gündeme hapsedildik", "Hamaset, toplumu baş aşağı götürür" vurgusu yaptığı konuşmasında, “Hamaset siyaseti ile geleceğin kurulduğu görülmemiştir. Bugün hamaset siyaseti toplumsallaşıyor ve kurumsallaşıyor. Eğer toplumda hamaset söylemi konuşuluyorsa o kültür ‘baş aşağı gidiyor’ demektir” dedi.

Ekonomik ve Sosyal Araştırmalar Merkezi’nin (ESAM) geleneksel hale gelen Çarşamba Konferansları’nın bu haftaki konuğu ilim ve fikir adamı Atasoy Müftüoğlu oldu. ESAM Konferans Salonu’nda ‘Farkındalığın Dili’ konusu ile gerçekleşen programa milletvekilleri, bürokratlar ve çok sayıda vatandaş katıldı.

MÜSLÜMANCA DURUŞUMUZU KAYBETTİK

İslam toplumlarının son birkaç yüzyıldır sistematik bir şekilde uyuşturucu faaliyetlere maruz kaldığını dile getiren Müftüoğlu, “Müslümanca duruşumuzu kaybettik. İslam toplumları son birkaç yüzyılını sistematik bir şekilde dini popülizm, politik popülizm uyuşturucuları alarak geçirdiler. Hâlâ bu süreç devam ediyor. Bu nedenle gerçek sorunların ve sorumlulukları ayırt edemiyoruz. Bizler günümüzde asıl konuşulması gerekenleri konuşmuyor, hep ayrıntıları konuşuyoruz. Gerçekleri konuşabilmek için sahip olmamız gereken siyasal, entelektüel ve eleştirel farkındalığa sahip değiliz. Çünkü bunlara sahip olmak için Müslümanların yeryüzü bilincine sahip olması gerekiyor. Bütün bir yeryüzünü nabzını tutmak gerekir. Müslüman demek bütün bir dünyanın sorumluluk alma liyakatine sahip olması demek. Bütün bir insanlıkla konuşacak bir ufka sahip olmak demek. Bu müthiş bir şeydir. Yeryüzü bilincini kaybettiğimiz günden beri bırakın insanlıkla konuşmayı, birbirimiz ile konuşmayı beceremiyoruz” eleştirisinde bulundu.

DAYATILAN GERÇEKLE İÇSELLEŞTİK

Müftüoğlu, İslam dünyasının sağlam, tutarlı ve kapsayıcı betimlemeler yapması gerektiğine vurgu yaparak, “Müslümanlar bugün kendilerine dayatılan tepeden inme bir gerçekle uzlaşmışlardır. Bu şu anlama geliyor, dayatılan bir dünya görüşünün, hayat tarzının farkına varmadığımız için içselleştirdik. Bu dayatılan gerçekliği sorgulamak yerine bu gerçeklikle uzlaşmış bir topluluğuz. İslami bir dil ile baktığımızda bu uzlaşmanın anlaşılabilir bir uzlaşma olmadığını görebiliyoruz. İslam’ın kapitalist seküler, liberal bir dünya görüşü ile bağdaşabiliyor olmasının hiçbir izahı yoktur. Olması da mümkün değildir. Hal böyleyken bu uzlaşma bir hayat tarzına dönüşmüştür. Bu düşünce yeni bir kutuplaştırıcı bir hiyerarşi oluşturuyor” ifadelerini kullandı.

HAMASİ GÜNDEME HAPSEDİLDİK

“İslam toplumlarının kendi dili, tarzı, üslubu yoktur” diyen Müftüoğlu, Müslümanların nasıl düşünmesi isteniyorsa o şekilde düşündürüldüğünü belirtti. Müftüoğlu sözlerine şöyle devam etti: “Kendiniz düşünmüyorsunuz. Bir şekilde sizi vesayet altına alan bir güç var. Biz dayatılan hayatı yaşıyoruz. Biz İslami gerçekliği hiç tecrübe etmedik. Dünyayı, tarihi, ekonomiyi nasıl düzenleyeceğimize ilişkin bir programımız yok. Müslüman’ın her yerde eleştirel bir dikkate ihtiyacı vardı. Taklit eden bir kültür eleştiriye mesafelidir. Çünkü eleştiri hakikati görmenize yardımcı olur. Taklit ederseniz kıyamete kadar hakikati göremezsiniz. Bugün eleştirel bir gündemimiz yoktur. Toplum bütünüyle güncel hamasi gündeme hapsedilmiştir. Bir toplum için bundan daha vahimi olamaz. Bugün biz bu felaketle karşı karşıyayız.”

MODERNİTE VESAYETİ İLE KARŞI KARŞIYAYIZ

Bugün Müslümanların entelektüel haçlı seferleri ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulunan Müftüoğlu, “Bunlara karşı İslami cevaplar verilmemiştir. Burada İslami dünya modernite ve gelenek vesayeti ile karşı karşıyayız. Geçmişe bağlı olduğumuz için bugüne nasıl hitap edeceğimizi bilemiyoruz. Bugün ile nasıl ilişki kuracağımızı bilemiyoruz. Bugün ne yapmamız gerektiğini konuşmak için İslam’ın nasıl değersiz hale getirildiğini çözümlemek gerek. İslam’ın hukuki, siyasal, ekonomik meşruiyeti, otoritesi yok. Eğer bilgiyi özgürleştirmezsek bu yapılan çalışmaların bir anlamı yok” şeklinde konuştu. 

Müftüoğlu, bugün milliyet ve mezhep konusunda gösterilen ihtimamın ümmet konusunda gösterilmediğini ifade etti.

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.