Korkunç Türkiye senaryosu

Korkunç Türkiye senaryosu
İklim değişikliği Türkiye senaryosunda kuraklık alarmı...

Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) Türkiye senaryosunda, ülkede yıllık ortalama sıcaklığın ileriki yıllarda 2,5-4 derece artacağı, Ege ve Doğu Anadolu'da artışın 4 dereceyi bulacağı tahmin ediliyor. Senaryoda, ülkenin güneyinin ciddi kuraklık tehdidiyle karşı karşı kalacağı, Ege, Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu'yu kapsayan bölgelerde kış yağışlarının yüzde 20-50 arası azalacağı, kuzey bölgelerde ise sel riskinin artacağı ifade ediliyor. 

Afet İşleri Genel Müdürlüğünün hazırladığı "Afet Bilgileri Envanteri"nde iklim değişikliğinin etkilerine de yer verildi. Çalışmada, fosil yakıt kullanımı, sanayileşme, hızlı nüfus artışı, enerji üretimi, ormansızlaşma gibi etkiler sonucunda atmosfere salınan gazların sera etkisi yarattığı belirtilerek, bunun dünya yüzeyinde sıcaklığın artmasına ve küresel ısınmaya yol açtığı kaydedildi. 

Küresel ısınmanın kaçınılmaz etkisinin iklim değişikliği olduğu ifade edilen çalışmada, "iklimdeki önemli değişimler ve bunun etkileri şimdiden küresel ölçekte görülmeye başlanmış olup, bu etkilerin gelecekte daha da belirgin hale gelmesi beklenmektedir" denildi. 
   
-NÜFUS ARTIŞI, ÇARPIK KENTLEŞME TETİKLEYİCİ- 
   
Çalışmaya göre, Uluslararası İklim Değişikliği Paneli'nin (IPCC) 3. tahmin raporunda, iklim değişikliğinden etkilenmeyecek ülke ve bölge bulunmadığı belirtildi. Son yıllarda özellikle ani meteorolojik değişikliklere bağlı gelişen ve yerleşim birimlerini tehdit eden şiddetli yağış, hortum, çamur-moloz akması gibi afetlerde artış gözlendi. 

Türkiye'de de artan nüfus, çarpık şehirleşme ve yanlış arazi kullanımı, söz konusu afetlerdeki artışı tetikliyor. 

Türkiye'nin iklim değişikliğinin olumsuz veya tehlikeli etkileri açısından risk grubu ülkeler arasında yer aldığı belirtilen çalışmada, şu görüşlere yer verildi: 

"Dünya genelindeki doğal afetler ele alınınca, 31 çeşit doğal afetin çoğunu hidrometeorolojik afetlerin oluşturduğu görülmektedir. Doğal afetlerin çeşitleri ve önem sıraları ülkeden ülkeye de değişmektedir. Örneğin, Akdeniz Bölgesinde doğal afetler kuraklık, seller, orman yangınları, heyelan, dolu fırtınaları, çığlar, donlardır. 

Ülkemizde ise en sık görülen meteorolojik karakterli doğal afetler ise dolu, su baskını, don, orman yangınları, kuraklık, şiddetli yağış, şiddetli rüzgar, yıldırım, çığ, kar ve fırtınadır." 
   
-TÜRKİYE'DE ÖZELLİKLE HEYELANDA ARTIŞ VAR- 
   
"Afet Envanteri"nde yer alan bilgiye göre, dünyada son 20 yılda meydana gelen hidrometerolojik olaylarda ortalama yüzde 7.4'lük artış gözlendi. 

Buna göre, Türkiye için, "su baskını, çığ ve heyelan" esas alınarak bir araştırma yapıldığı belirtilen açıklamada, şu tespitlere yer verildi: 

- Su baskını: 1967-1987 yılları arasında su baskını olay sayısının tüm hidrometeorolojik afetler içindeki oranı yüzde 33 iken, 1998-2008 yılları arasında bu oran yüzde 14'e geriledi. "Son yıllarda yapılan baraj sayılarındaki artışlar, dere ıslah çalışmaları ve köylerden kentlere göçlerin bu orandaki azalışı etkilediği" düşünülüyor. 

- Çığ: Olay sayısının hidrometerolojik afetler içindeki oranı 1967-1987 dönemi için yüzde 3 olarak hesaplandı. Oran, 1998-2008 döneminde yüzde 8'e çıktı. 

- Heyelan: Olay sayısının hidrometeorolojik afetler içindeki oranı 1988-2008 yılları arasında artış eğilimi gösterdi. 1967-1987 yılları arasında oran yüzde 64 düzeyinde, 1988-2008 yılları arasında ise oran yüzde 78'e yükseldi. 

İklim değişikliğinin etkilerine yönelik önerilere de yer verilen envanterde, Afetler Yasasında iklim ilişkili afetleri yeniden tanımlamak, iklimsel afetlerle ilgili özel risk azaltım önlemlerini araştırmak - geliştirmek gerektiğinin önemine işaret edildi.
AA

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.