Erdoğan, IMF ile görüşmelerden umutlu

Erdoğan, IMF ile görüşmelerden umutlu
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan,"Küresel kredi krizinin ekonomimize olan olumsuz etkilerini asgariye çekebilmek için ekonomik programda özellikle IMF ile görüşmelerimizi ülkemizin menfaatleri doğrultusunda ve yapıcı bir işbirliği çerçevesinde yürütüyoruz" d

Erdoğan, "Önümüzdeki dönemde bu alanda olumlu ilerlemeler sağlanacağını ifade etmek istiyorum. Nitekim dün de Sayın Başkanla Başkan Yardımcısıyla da burada görüşmelerimizi yaptık. Öyle zannediyorum ki dönüşten sonra takvim belirleyip tekrar heyetlerle olan görüşmelere devam edilecektir" diye konuştu. 

Erdoğan, Kraliyet Uluslararası İlişkiler Enstitüsü'nde (Chatham House) "Küresel Kriz ve Türkiye'nin Rolü" konulu bir konferans verdi. 

İşsizlik konusuna değinen Başbakan Erdoğan, şunları kaydetti: 

"İşsizlik, işsizlik, işsizlik bu sürekli söyleniyor. 6.5 yıl önce biz hükümeti devraldığımızda Türkiye'de işsizlik oranı 10.3 idi, şu anda 13.6 kriz döneminde. Fakat İspanya'ya bakıyoruz, İspanya'da işsizlik yüzde 15'e ulaştı, ABD'de 8.1, bunlar işsizlik sorununu pek yaşayan ülkeler değil. Avrupa Birliği ülkelerine bakıyorsunuz şu anda yüzde 5'in üzerinde, böyle bir durum var. İşsizliğin vurmadığı ülke henüz kalmış değil. Ama biz bütün bunlara rağmen, özellikle işini kaybedenlere yönelik olarak bir mücadelenin içindeyiz. İşverenlere şunu söylüyoruz, 'Bak sen işçini çıkarma, biz 6 ay süreyle günlük yevmiyesinin yüzde 50'sini ödeyeceğiz'. Bir mücadele yöntemi olarak bunu şu anda sürdürüyoruz. Belki tekrar değerlendirme yapacağız, atmamız gereken farklı adımlar varsa bu adımları atmak suretiyle özellikle toplumumuzu, halkımızı daha rahatlatacak adımları, şüphesiz ki atmaya devam edeceğiz." 

Erdoğan, şu ana kadar krizle mücadeleye yönelik olarak 53 başlık altında önlemler aldıklarını belirterek, şunları söyledi: 

"Öncelikle piyasalarda likidite sorununun ortaya çıkmasını engellemeye yönelik tedbirler Merkez Bankamız tarafından hayata geçirilmiştir. Merkez Bankası enflasyon hedefi ve tahminleriyle çelişmeyecek bir biçimde para politikası kanalıyla piyasaları destekleyen adımlar atıyor. Bu adımlar atılırken bir yandan ekonomide kredi kanalının tekrar işler hale getirilmesi hedefleniyor. Diğer yandan da döviz likiditesinin korunmasına özen gösteriliyor. Maliye politikası alanında ise bütçe imkanlarımız çerçevesinde ekonominin rekabet gücünü arttıracak, iç talebi canlandıracak ve istihdamı koruyacak alanlara destek vermeye çalışıyoruz. Bu noktada KOBİ'lerle, ihracatçı firmalara yönelik kredi imkanlarını geliştiriyoruz. Yine, seçilmiş belli alanlarda geçici vergi indirimlerini uygulamaya başladık. Otomotiv sektörü, konutlarda, beyaz eşyada, elektronikte, mobilyada bir çok indirimleri başlattık. Bu indirimlerin de başarılı sonuçlarını hızla görmeye başladık." 

Alt yapı yatırımlarına hız verdiklerini ve yoksullukla mücadele programlarını yaygınlaştırdıklarını vurgulayan Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti: 

"İş gücü piyasasında genç ve kadın istihdamına verilen teşviklerin süresini uzatmış bulunuyoruz. Bütün bu adımları atarken Türkiye'nin son yıllarda yakalamış olduğu ekonomik istikrarın en temel unsurunun mali disiplin olduğu gerçeğinin de farkındayız, bundan da taviz vermeye niyetimiz yok. Piyasalarda tesis edilen güvenin önümüzdeki dönemde de korunmasının, diğer yükselen piyasa ekonomileri için olduğu gibi, Türkiye için de büyük önem taşıdığını biliyoruz. Bu çerçevede kriz döneminde alınan tedbirlerin kamu maliyesi üzerinde oluşturduğu baskının ekonomideki toparlanma ile beraber telafi edilmesi yönündeki kararlılığımız tamdır. Küresel kredi krizinin ekonomimize olan olumsuz etkilerini asgariye çekebilmek için ekonomik programda, özellikle IMF ile görüşmelerimizi ülkemizin menfaatleri doğrultusunda ve yapıcı bir işbirliği çerçevesinde yürütüyoruz. Tabii bu konuda bir çok şeyler konuşuluyor, konuşulacak. Yani bu görüşmeleri farklı bir şekilde speküle etmek isteyenler de yok değil, var. Tabii biz bu tür spekülatörlerle ayrıca mücadele ediyoruz. Bunu da açıkça söyleyeyim. Yani ne yapacağımızı, hangi kararları alacağımızı... Bunun taymingi ne olacak? Bunun kararını, tabii ki bu sorumluluğun altına giren bir hükümet olarak bizler vereceğiz. Ve önümüzdeki dönemde bu alanda olumlu ilerlemeler sağlanacağını ifade etmek istiyorum. Nitekim dün de Sayın Başkanla, Başkan Yardımcısıyla da burada görüşmelerimizi yaptık. Öyle zannediyorum ki dönüşten sonra takvim belirleyip tekrar heyetlerle olan görüşmelere devam edilecektir." 

Ekonomi politikalarının öncelikli hedeflerinden birinin de özel sektör yatırımlarının arttırılması ve yatırım ortamını iyileştirmesi olduğuna işaret eden Başbakan Erdoğan, "Türkiye bir defa bu konuda güvenli bir limandır, bundan kimsenin endişesi olmasın. Türkiye'ye yatırım yapan hiç bir girişimci mahcup olmaz. Bu noktada bizler bu işin teminatıyız, elimizden gelen desteği bugüne kadar hep verdik vermeye devam ediyoruz" diye konuştu. 

Başbakan Erdoğan, krizin başlangıcı olarak kabul edilen 10 Temmuz 2007 tarihinden bugüne kadar, ABD doları karşısında Meksika pezosunun yüzde 31, Rusya Federasyonu rublesinin yüzde 31, Güney Kore wonunun yüzde 45, Güney Afrika randının yüzde 34, İngiltere poundunun yüzde 40 değer kaybına uğradığını, aynı dönemde Türk lirasının değer kaybının ise yüzde 28 olduğunu dile getirdi. 

Borsalara bakıldığında da İMKB'nın değer kaybının birçok gelişmiş ve gelişmekte olan ülke borsaların altında kaldığını kaydeden Erdoğan, ihracat performanslarına bakıldığında da aynı tablonun görüldüğünü ifade etti. 

Sanayi üretim performansında da Türkiye'nin yüzde 21'lik düşüşle Japonya, İspanya ve İsveç'in önüne geçtiğini belirten Başbakan Erdoğan, son 6.5 yıl içinde bankacılık sektöründe gerçekleştirilen reformlarla bu sektörün Türkiye için bir sorun değil, bir emniyet sübabı görevi görmesini sağladıklarını vurguladı. 

Başbakan Erdoğan, "Reformlar ve sıkı denetim sayesinde Türkiye'de kriz sürecinde hiçbir banka iflas veya devir gibi sıkıntılara maruz kalmadı. Tabii burada bankalarla ilgili şunu özellikle söylemek durumundayım: İktidarımızdan önceki dönemde ne yazık ki önüne gelen -yani burada tabii bakkal mı diyorlar bilemiyorum ama- bakkal dükkanı açar gibi herkes banka açıyordu ama bizde şimdi artık o, geride kaldı. Herkes, önüne gelen banka açmak için müracaat ettiğinde banka açamıyor"diye konuştu. 

Küresel ekonomiye entegre olma noktasında Türkiye'nin son dönemde çok büyük açılımlar gerçekleştirdiğini anlatan Başbakan Erdoğan, bu açılımların sonucunda da küresel krizin Türkiye üzerinde etkileri olduğunu dile getirdi. 

Başbakan Erdoğan, şunları söyledi: 

"Ben tabii bunu 'bu kriz bizi teğet geçecek' diye ifade ettim. Bundan rahatsız olanlar oldu. Yine ben aynı ifademde ısrar ediyorum. Bu kriz en az bizi etkileyecek ama 'etkilemeyecek' demedim. 'Teğet geçti' demek, 'etkilemiyor' veya 'etkilemeyecek' anlamına gelmez. Bir sürtünme yapacak. Bir aşındırma olacak ama en az bizi etkileyecek. Bunu söyledim, bunu söylüyorum." 

Türkiye'nin, başta AB katılım sürecinin gerektirdiği reformlar olmak üzere birçok alanda tarihi nitelikte adımlar attığını belirten Erdoğan, reform sürecinin aynı kararlılıkla sürdüğünü ifade etti. Erdoğan, demokrasinin geliştirilmesi, ekonomik ve sosyal reformlar, yatırım ortamının iyileştirilmesi ile yolsuzluk ve yasaklarla mücadele konusunda çok cesur adımlar attıklarını ve atmaya da devam edeceklerini söyledi. 

Başbakan Erdoğan, şöyle konuştu: 

Ülke genelinde oluşturduğumuz sinerji, kalkınma ve büyümede etkin rol oynadı. Nitekim 29 Martta yapılan mahalli idareler seçimlerinde partimiz ikinci ve üçüncü olan muhalefet partilerinin aldığı oyların toplamına eşit bir oy almıştır. 

Bütün bu sıkıntılara rağmen, Avrupa'nın değişik ülkelerinde biliyorsunuz şu anda hükümetler gidiyor, hükümetler bozuluyor. Tüm bunların ciddi tesirleri var. Geçmişte, 1990'lı, 2000'li yıllardaki krizlerde 15-20 puan arasında seçimlerde kaybetmek suretiyle iktidardan düşen partiler olmuştur bizim ülkemizde. Bunları da yaşadık. Fakat bu seçimde yere sağlam basan bir anlayış olması hasebiyle biz kendimizle yarıştık, yani muhalefetle değil."

(AA)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.