Engelli rehberleri artık daha donanımlı olacak

Engelli rehberleri artık daha donanımlı olacak
Uludağ Üniversitesi'nin, AB üyesi Estonya, Almanya, Hollanda ve Avusturya ile birlikte 18 ay önce başlattığı işitme engellileri topluma ve iş dünyasına kazandırma projesinde sona gelindi.

Leonardo B tipi olarak bilinen "VOGS+" pilot projesi boyunca, özel ihtiyacı olan işitme engelli kişiler için mesleki rehberlik standardı oluşturuldu ve uygulamaya geçildi. Uygulamaya geçilen standartın en önemli maddesi ise "engelli" tanımının doğru yapılması ve engellinin ihtiyaç duyduğu desteğin doğru belirlenmesi oldu. Bursa'daki rehberlik hizmeti veren kuruluşlarda görev yapan kişiler de bu standartlar hakkında bilgilendirildi ve eğitildi. 


Projenin ilk aşamasında işitme engelliler için uygulanması düşünülen yenilikler partner ülkelere tanıtıldı. İkinci aşamada da, ulusal mesleki rehberlik uygulamaları karşılaştırılıp uyarlama prosedürü kapsamında danışmanlar eğitime tabi tutuldu. Eğitilen danışmanlar kendi ülkelerinde engellilere rehberlik yapan uzmanlara VOGS+ projesi kriterleri doğrultusunda eğitim verdi. Böylece işitme engellilere rehberlik yapan kişiler, "mevcut ya da arzu edilen niteliklerini öğrenmelerinde, kişisel özellikleri ile uyumlu meslek seçmelerinde, yeni beceriler edinmelerinde ve bilgilerini yenilemelerinde yardımcı olacak" bir nitelik kazandılar. 

Proje ortakları Estonya, Almanya, Hollanda ve Avusturya'nın ilgili kurum temsilcileri son olarak Uludağ Üniversitesi'nde bir araya gelerek proje sonuçlarını ve Avrupa Birliği projelerinin yeni fırsatlarını değerlendirdi. Proje ile Bursa'da rehberlik, danışmanlık ve rehabilitasyon hizmeti veren kuruluşların uzmanlarına özel eğitim seminerleri verdiklerini anlatan VOGS+ proje koordinatörü Uludağ Üniversitesi Öğr. Gör. Dr. Sıdıka Parlak, eğitimlerin ilgi görmesinden büyük mutluluk duyduklarını dile getirdi. 

Proje ortakları da ülkelerindeki rehberlik eğitimlerine ilişkin bilgi vererek, soruları cevapladı. Bir işitme engellinin "koklear implant-yapay kulak" ile işitme sorununu çözmek varken neden işaret dili üzerinde bu kadar duruluyor? Yoksa işaret dili ile ilgili Avrupa'da bir sektör mü var?" şeklindeki sorusu üzerine yabancı proje ortaklarından biri, "İşaret dili bir kültür, evrensel bir iletişim aracı, elbette bunun yaşatılması gerekir. Bütün ülkelerin, işaret dilini resmi dil olarak da tanıması gerekir" cevabını verdi.

Bu arada, VOGS+ projesi kapsamında yapılan çalışmaların yer aldığı raporda, Türkiye'de yaklaşık iki milyon işitme engelli birey olduğu, bunların yüzde 34'ünün okuma ve yazmasının bulunmadığı belirtildi. İşitme engellilerin yüzde 40'ının çalışma yaşında olduğu kaydedilen raporda, 2006 yılında Türkiye'de ulusal bir işaret dili geliştirilmesine ilişkin karar alınmasına rağmen, işitme engellilerin sadece yüzde 50'sinin yerel bir işaret dili geliştirerek iletişimini sağladığı kaydedildi. Ayrıca 156 işitme engelli öğrencisi bulunan bir lisede görev yapan 11 danışmandan yüzde 98'inin işaret dili bilmediği ve işitme engelliler için özel eğitim almadığı bildirildi. (CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.