TÜSİAD IMF kredisinde ısrarlı
Ekonomi politikalırını eleştiren Koç, "Görülüyor ki daha iki üç yıl istenen büyüme rakamlarını yakalayamayacağız. Mevcut orta vadeli programda güvenli bir mali dengeyi göremiyoruz. Türkiye'nin arzu edilen seviyeye gelmesi açısından dış kaynak önemli bir yere sahip. dış kaynaklı ucuz kredinin sağlayacağı katkıyı göz önünde bulundurmak gerekiyordu. Kendi yağımızda kavrulma politikamızın ne kadar doğru olduğu da tartışmalıdır. "
"Siyasi istikrarı sağlama konsundaki yetersizlik hep dikkat çekmiştir" diyen Koç, sözlerini şöyle sürdürdü: "Yurt içinde standartları bir zeminde toplumsal huzuru bozmayan bir sistem, yurt dışında da etkin olabilir çatışmaları bertaraf etmiş bir ülke olmaktan söz ediyoruz. 10 yıllar sonra ilk defa dış politika konularında somut bazı adımların atılmasını olumlu bulduğumuzu belirtmek istiyorum. Uluslararası sorunların çözümüne katkı sağlayan bir ülke olmak önemli başarılardır. Dileğimiz Kıbrıs meselesinde de bu başarının gösterilmesi."
"AB'nin bu konuda bizden çok daha fazla sorumlu olduğu bir gerçektir. Çözüm olmadan bir parçayı üye kabul eden bir AB var. AB'nin bizi soktuğui yol ciddi bir bunalıma ve siyasi reformların yavaşlamasına yol açtı. AB Türkiye'yi kaybetmek üzeredir ve bundan da zarar görecektir yorumları yapılıyor ama Türkiye'de zarar görecektir. Hükümet bu tıkanmayı aşmanın yolunu bölgede Türkiye'nin gücünü pekiştirmekte bulmuş olabilir. Böyle bir durum elimizi daha da güçlendirecektir. O pazarlık masasında arkada güçlü bir kamuoyu desteğinin olması da önemli bir etkendir. Bunu topyekün bir destekv erilmesi gerekiyor."
"Ülkede kutuplaşma ve diyalogsuzluk artmıştır. Bunda önceki siyasi yönetimlerin de kusurları olmuştur. Bu konuda siyaset mekanizmasının bir an önce çözüm bulması hayati önemdir. TÜSİAD uzun süredir sağlıklı bir demokrasinin işlerlik kazanabilmesi için siyasi iradeden9 tam bağımsız çalışabilen bir gelir idaresinin önemili her zaman savunmaktadır. Hükümetin demokratik açılımı yerinde ve olumlu buluyoruz. Konunun esas olarak demokratik açılım içinde ele alınması gerektiği konusunu destekliyoruz. Parlamentomuz yüzde 10'luk barajın devam etmesini demokratik açılımdan söz ediyor? Önce baraj inmeli, hiç bir ülke parlamentosunda bulunmayan mevcut uygulama derhal düzeltilmelidir."
GELİR DAĞILIMI EŞİT OLMAK ZORUNDA
Türkiye Sanayici ve İşadamları Derneği (TÜSİAD) Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ da, "Piyasa ekonomisi ile toplumlar demokrasi istemekle kalmadı. Brlin Duvarı'nın yıkılmasıyla özgürlükler arttı. Ama son dönemde yürütme erki gücünü baskı unsuru olarak kullanmaya başladı. Dünyada yaşanan kriz yeni bir yapılanmaya yöneltti. Artık gelir dağılımı eşit olmak zorunda. Dünyadaki ortak düzenin önemli bir oyuncusu da Türkiye! Almanya'da seçimlerin sonucunda kurulacak hükümetin Türkiye ile ilişkileri zora sokmasını beklemiyoruz. Kıbrıs'ta Rum kesiminin tavrı Türkiye'yi AB'den soğutabilir. Bu süreç de demokrasi sürecini Türkiye'de uzatır" sözleri ile dikkat çekti.
HABERVAKTİM.COM
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.