"Almanya, ANUGA ile Türkiye'yi keşfetti"
Leoprechting, konuşmasının başında Almanya'nın ANUGA ile Türkiye'yi keşfettiğini dile getirdi. Leoprechting, Türkiye'nin konum olarak daha geniş coğrafyalara iş yapabilecek potansiyele sahip olduğunu ve hızla gelişmekte olan dinamik bir ülke olduğunu söyledi. TD-IHK Başkanı, konuşmasının devamında "ANUGA'nın Türkiye'yi partner ülke olarak görmesi Türk Alman ilişkileri acısından bir fırsat. Bu fırsatı her iki taraf da iyi değerlendirmelidir. TD-IHK olarak Türklere uygulanan vizedeki bürokrasiyi ticari açıdan engel olarak görüyoruz." dedi. Leoprecting, oda olarak gerek siyaset gerekse başkonsolosluklarla ilişki halinde olduklarını ve işadamları için vize sorununun çözümü için ellerinden geleni yapmaya devam edeceklerini ifade etti. Türkiye'nin AB'ye tam üyeliğinin kendileri açısından çok önemli olduğunun altını çizen TD-IHK Başkanı Dr.Rainhardt Freiherr v. Leoprechting, reform sürecini devam ettiren Türkiye'nin yerinin AB olduğunu vurguladı.
Kongrede İstanbul Ticaret Odası Başkanı Murat Yalçıntaş da bir konuşma yaptı. İTO Başkanı, Türkiye ile Almanya arasındaki tarihi dostluğun tarihsel dönüm noktasının ve bugünkü birlikteliğin temelini Türk ve Alman yetkililerinin yıllar önce attığını vurguladı. İTO Başkanı Yalçıntaş "Türkiye ile Almanya arasında 3. dönüm noktası olduğuna inanıyorum. 3. dönüm noktası Türk ve Alman Ticaret Sanayi Odasının kurulmasıdır. Çünkü Türk ve Alman şirketlerinin ortaklığı, birlikte hareket etme ve üçüncü ülkelere yatırım için gitmeleridir. Almanya'daki Türk asıllı gençler bu birliktelikte çok önemli rol olacaktır. Bu işadamları iki ülke arasında katalizör görevi görüyorlar." dedi.
Yalçıntaş, Türkiye'nin Almanya'ya ihracatının 13 milyar dolar, Almanya'nın Türkiye'ye ihracatının ise 18 milyar dolar olduğunu söyledi. Yalçıntaş "Türkiye'nin dış ticaretteki partner ülkeleri arasında Almanya, dış ticaret hacmi ile birinci sıradadır. Almanya'da Türkiye'de yatırım yapan yabancı sermayeler arasında birinci sıradadır. Türkiye genelinde yabancı firmaların toplam 20 bin beş yüzdür. Bu sayının 3 bini Alman firmalarına aittir. Bu yıl 3,5 milyon Almanı Türkiye'de turist olarak misafir ettik. Antalya ve civarında da 70 bin Alman yaşamakta. Türkiye ile Almanya arasında, tarihsel, kültürel ve ekonomik alanda işbirlikleri devam etmektedir." şeklinde konuştu.
"KRİZDEN ÇIKACAK BİR YOL HARİTASI YOK"
TOBB Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da Türk ve Alman ekonomilerine katkı sağlayan Alman ve Türk Ticaret Sanayi Odası Başkanlarına ve İTO başkanına teşekkür ederek başladığı bir konuşma yaptı. Hisarcıklıoğlu "Bugün bilmediğimiz bir kriz ile karşı karşıya kalmışız. Bu krizden nasıl çıkılacağının bir yol haritası maalesef yok. Halen çıkış noktasındaki yol haritası ortaya konulmadı. Kriz ilk olarak mali piyasalarda başladı. Finans noktalarının denetlenmesi gerçeği ortaya çıktı." dedi. IMF ve dünya bankası kongrelerine İstanbul olarak ev sahipliği yapıldığını belirten Hisarcıklıoğlu "Umudumuzun var olduğunu söyleyebiliriz. Ancak gelişmiş ülkelerde başlayıp da bütün ülkeleri kapsayan kriz için denetleme mekanizmalarını çalıştırmamız gerekiyor. Ülkeleri yöneten politikacılarına işin yerel ehemmiyetini ortaya koymalılar." diye konuştu.
TOBB Başkanı Hisarcıklıoğlu, ticaretin dilinin ortak olduğunu belirterek "Türkiye'nin Almanya'ya ihracatında yüzde 35'lik bir düşüş olduğunu görüyoruz. Evlilikler tek taraflı yürümez. Evlilikte mutluluğun iki tarafta da olması gerekir. Almanya'nın Türkiye ile partner olmasından büyük mutluluk duyarız. Ancak Türkiye sadece Almanya ekonomisine bakmıyor. Bugün Almanya Ekonomisi yukarı doğru bir trend çizerse bütün ülkeler memnuniyet duyacaktır." ifadelerini kullandı.
Türk-Alman Ekonomi Kongresi'nde Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker de bir konuşma yaptı. Gıdanın kaynağının tarım olduğunu belirten Bakan Eker, tarımdaki değişim sürecinin devam ettiğini ve kendi kendine yeterlilik anlayışını dünya için üretim anlayışına geçildiğini açıkladı. Bakan Mehdi Eker "Kimse kendisi için üretim yapmamalı, herkes daha büyük bir pazar için üretim yapmayı düşünmelidir. Asıl olan ticaretti sınırların kaldırılmasıdır. Üretim ve tüketim dengeleri hızlı bir şekilde değişmektedir. 2007 yılında dünyada yaşanan açlık, tarımsal ürünlerin amaç dışı kullanıma başlanması ve büyük tüketim bölgelerinde tüketim alışkanlıklarının değişmesi tarım sektörünün önemini yeniden düşünmemize yol açmıştır." dedi.
Avrupa Birliği Rekabet ve Sanayiden sorumlu komisyon üyesi Günther Verheugen de konuşmasında Türkiye'nin son günlerdeki değişimlerini ve Kürt açılımı için yaptıklarının çok kayda değer olduğunu söyledi. Verheugen konuşmasında "Türkiye AB dahil değildir, AB üyeliği olamaz" diyenler önümüzdeki yıllarda Türkiye yönünü başka yöne çevirdiğinde ve Türkiye'nin AB'ne ihtiyaç duymadığı bir zamanda Avrupa'dakilerin pişman olacağını söyledi. "Türkiye gelecekte büyük bir güç kazandığı dönemde Avrupa'dakiler o zaman 'Neden Türkiye'ye AB üyeliği şansı veremediniz' diyeceklerdir. Avrupa'daki bazı siyasetçilerin 'İnsanları ikna edemiyoruz' gibi laflarını kesinlikle kabul edemiyorum. Evet, Türkiye AB üyesi olmalıdır." ifadesini kullandı.
Günther Verheugen "AB olarak 'Neden Türkiye'ye ihtiyacımız var' sorusunu da 5 konu başlığı ile açıkladı: "Türkiye olmadan Ortadoğuda daimi bir barış olmayacaktır. Bu doğrudan bizim güvenliğimizi de etkileyecektir, Türkiye Batı demokratik ülkeler ile İslam dünyası ülkeleri arasında barışçıl ilişkiler kurmak için Türkiye'ye ihtiyacımız var, ekonomik gelişmeler ve dünya pazarlarına açılmamız için bu şart, AB ortamında ekonomik koşullarında ve dünya genelindeki dev tüketici ülkelerle ilişkiye girmek istiyorsa Türkiye'ye ihtiyacı vardır, enerji tedariki açısından Türkiye'ye ihtiyacımız vardır. Haritaya bakan herkes bunu görecek ve onaylayacaktır. Türkiye hakkında ileri süren fikirlerin hiçbiri inandırıcı değil."
Türk-Alman Ekonomi Kongresinin bitiminde TD-IHK yetkilileri Bakan Mehdi Eker, TOBB Başkanı Hisarciklıoğlu, İTO Başkanı Yalçıntaş ve Günther Verheugen'e birer plaket verdi. (CİHAN)
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.