Türk Sağlık-Sen GDO'yu yargıya taşıdı

Türk Sağlık-Sen GDO'yu yargıya taşıdı
Türk Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Mustafa Köse, Tarım Bakanlığı tarafından çıkarılan Genetiği Değiştirilmiş Organizmalar (GDO) yönetmeliğinin iptali için yargı yoluna başvurduklarını belirtti.

Türk Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Mustafa Köse, Türk Sağlık-Sen Bursa il binasında düzenlediği basın toplantısında, dünyada Frankeştayn olarak adlandırılan GDO'lu gıdaların, domatesin soğuğa dayanıklı olması için balık geni yerleştirilmesi gibi tuhaflıkları içinde barındıran ürünler olduğunu belirtti. Ürünün sağlamlığının ve büyüklüğünün, insan sağlığına tercih edildiği bu gıdaların, insanlarda antibiyotiklere karşı dayanıklılık oluşmasına neden olduğunu belirten Köse, bunun alerji gibi rahatsızlıklara yol açtığını vurguladı. 

Ayrıca, birçok bilim adamının, bu ürünlerin böbrek yetersizliğine ve kısırlığa neden olduğunu da ifade ettiğini söyleyen Köse, "Bu GDO'lu ürünlerin tek faydası, küresel sermayeye sahip büyük şirketlere çok para kazandırmasıdır. Bu nedenle GDO yönetmeliğinin iptali için yargı yoluna başvurduk." dedi.

Türkiye Kamu-Sen Bursa İl Temsilcisi Selçuk Türkoğlu ve Türk Tarım Orman 7 Nolu Şube Başkanı Muzaffer Gerç ile birlikte masaya koyduğu tava, domates, soya ve mısırlar önünde basın açıklaması yapan Mustafa Köse, vatandaşların sofrasında korkusuzca yemek dahi yiyemez hale geldiğini belirtti.

Türkiye'nin ihtiyacı olmamasına rağmen Tarım Bakanlığı'nın hazırladığı bu yönetmelikle milletin sağlığını tehlikeye attığını ifade eden Mustafa Köse, "Yönetmelikte GDO'lu gıdayı üreten ve dağıtımını yapan şirketlerin bu ürünlerde sağlığı etkileyecek bir durum olursa gerekli tedbirleri almak zorunda olduğu ve olası uygunsuzluklara rastlanması durumunda ürünü piyasadan çekeceği ifade edilmiştir. Yani her şey ürünü satan, bundan ticari kazanç elde eden şirketin insafına kalmıştır." şeklinde konuştu.

'Kimse yoğurdum ekşi demez' sözünden yola çıkarak, GDO'lu ürünleri satacak olan bu firmaların 'benim ürünüm kötü, sağlıksız' demeyeceğinin altını çizen Köse, şöyle devam etti:

"Gıda denetimi yetkisinin Sağlık Bakanlığı'ndan alınıp Tarım Bakanlığına verildiği günlerde farkı ortaya koymak adına; Sağlık Bakanlığı'nda insan sağlığı, Tarım Bakanlığı'nda ise gıda raf ömrü önceliklidir. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı tarafından yasaklanan bazı katkı maddeleri Tarım Bakanlığı tarafından serbest bırakılmıştır. Tarım Bakanlığı maalesef insan sağlığını hiçe sayan bir anlayışla sağlığımızı şirketlerin insafına bırakmıştır. Bu yönetmelik ile GDO'lu gıdalarda da buna imkan vermiştir. Bu yönetmelikte; GDO'lu ürünlerin, bebek mamalarında ve küçük çocukların ek besininde kullanımı yasaktır denilmektedir. Bu, bebeklerin dışındakiler kullansın anlamına gelir. GDO, bebeğin mamasında olmayacak ama ona süt veren annesinin gıdasında olacaktır. Bu nasıl bir anlayıştır? Bebekken yeme sonra ye diyerek milletimiz nasıl korunabilir? Anlamak mümkün değildir."

Yönetmelikte; 'GDO'suz ürünlerin etiketinde ürünün GDO'suz olduğuna dair ifadeler bulunamaz.' denilerek, insanların en doğal haklarından biri olan 'ne yediğini bilmek hakkı'nın da elinden alındığına dikkat çeken Mustafa Köse, "Domuz eti ve mamulleri için uyarı zorunluluğu varken GDO'lu ürünlerde uyarının yasaklanmasının ne anlama geldiğini kamuoyunun takdirine sunuyoruz. Yine insanların güvenle yiyebilmeleri için 'Helal Gıda' gibi uygulamalar geliştirilip üretimler şeffaflaştırılırken, Tarım Bakanlığı'nın GDO için adeta bir karartma uygulaması yaptığına ibretle şahit oluyoruz. Ürünlere GDO'lu değildir açıklaması konmasının ne tür bir zararı vardır ki bakanlık bunu yasaklama yoluna gidiyor. Tarım Bakanlığımız, küresel firmaların GDO'lu ürünlerini halkımıza kolay pazarlamaları için zemin mi hazırlamaktadır? Bu yönetmelik, küresel sermayenin zararının önüne geçmeyi mi amaçlamaktadır? GDO'lu gıda ihraç eden çok uluslu şirketlerin talepleri mi yoksa milletimizin gıda güvenliği mi daha önemlidir?" şeklinde konuştu.


"BAKANLIK KÜRESEL SERMAYENİN YANINDA DEĞİL, SAĞLIK AÇISINDAN DENETİMİ NOKTASINDA YER ALMALI"


Tarım Bakanlığı'nın, bu işin ticari satışında ve küresel sermayenin kar etmesinde değil, sağlık açısından denetimi noktasında yer alması gerektiğinin altını çizen Türk Sağlık-Sen Bursa Şube Başkanı Mustafa Köse; pirinç, kolza (kanola), pamuk, mısır ve soya ihtiyacının yerli üretimle karşılanıyorsa, doğal üretim yapan ülkelerden alınması gerektiğini ifade etti. Mustafa Köse, şöyle devam etti:

"Bir ülkenin en büyük sorumluluklarından biri de insanlarının güvenli gıda tüketmelerini sağlamaktır. Türk Sağlık-Sen olarak Tarım Bakanlığı'ndan, sağlığımızı tehdit eden bu yönetmeliğin derhal iptal edilmesini talep ediyoruz. Bu konudaki hukuki girişimimizi de yaparak Danıştay'da bu yönetmeliğin iptali için dava açtık. Bu konu önemlidir ve acele edilmesi gerekmektedir. Milletimizin sağlığı ile oynanmasına asla izin vermeyeceğiz. Hukuki sürecin sonunda Danıştay'ın bu uygulamaya dur diyeceğine inanıyoruz. Buradan tüm vatandaşlarımızı, kendi ülkemizde yetişen ürünleri tüketmeye ve menşei yazılmayan ürünlere itibar etmemeye davet ediyoruz."

(CİHAN)

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.