Ahmet Varol

Ahmet Varol

Mısır Tarafsız Arabulucu Değil

Mısır Tarafsız Arabulucu Değil

İşbirlikçi rejimlerin Filistin davasına ihanetleri ne yazık ki muhtelif şekillerde ama kesintisiz olarak devam etmiştir. Birinci intifada sebebiyle, Filistin halkının kitlesel direnişi karşısında köşeye sıkışan işgalci Siyonist devleti düzlüğe çıkarmak için devreye girmeleri ve masa başı oyunlar oynamaları da Filistin davasına yönelik ihanetlerinin en önemlilerinden biridir. Fakat biz bugünkü yazımızda söz konusu ihanetlerinden ziyade bugün oynamaya çalıştıkları oyunlardan söz etmek istiyoruz.
Mısır rejimi bu sıralarda Kahire’de yürüttüğü oyunlarla Filistin direnişini Siyonist işgalcilerin istediği çizgiye çekmek için elindeki baskı araçlarını kullanmaya çalışıyor. Böylece işgalci Siyonist devletin bütün askerî gücünü devreye sokmasına, şiddeti son raddesine kadar kullanmasına, vahşette sınır tanımayan saldırılar gerçekleştirmesine rağmen cephede elde edemediğini Mısır rejimi masa başı oyunlarla ve baskı araçlarıyla alıp işgalci Siyonist devlete vermek istiyor.
Mısır’daki Firavun rejiminin Rafah sınır kapısını yeniden kapatma kararı alması, tünellerle ilgili arama çalışmalarını yoğunlaştırması ve tespit edebildiği çıkış noktalarını bombalaması cephede savaşı kaybeden Siyonist işgal yönetimini kurtarmaktan, düzlüğe çıkarmaktan başka bir amaç taşımıyor.
Bundan dolayı Mısır rejimi her ne kadar kendini “arabulucu” olarak lanse etse de gerçekte böyle bir fonksiyon icra etmeye lâyık değildir. Çünkü “arabuluculuk” yapmak isteyenin öncelikle, haksızlığa uğratılan tarafın hakkını arama çabası göstermesi gerekir. Bunu yapamıyorsa en azından “tarafsız” olması şarttır. Mısır rejimi ise tarafsız olmadığı gibi zulmeden, gadreden tarafın yanında yer alıyor. Zulmeden, gadreden taraf zaten aşırı güç kullanıyor. Onun yanında yer almak haksızlığa uğrayan taraf üzerindeki baskı ve şiddetin artırılması sonucu doğurur. Bu durumda Mısır yönetiminin “arabulucu” sıfatıyla devreye girmesi haksızlık eden tarafın bileğinin güçlendirilmesi demektir. Oysa yapılması gereken haksızlığa, zulme uğratılan tarafın bileğinin güçlendirilmesidir.
Filistin direnişi adına yapılan açıklamalarda da Mısır’ın tarafsız bir arabulucu olmadığı, dolayısıyla Filistin tarafının onun yerine Türkiye’nin arabuluculuğunu tercih ettiği dile getirildi. Fakat Siyonist işgal devleti Türkiye’nin değil Mısır’ın “arabuluculuk” yapmasında ısrarlı davranıyor. Sebebini tahmin etmek zor değil. Mısır yönetimi aynı zamanda Gazze üzerindeki ablukanın devamını sağlama imkânlarını, Rafah sınır kapısını kontrol etmesini, Arap Birliği teşkilatı üzerindeki etkisini ve buna benzer unsurları kendini zorla “arabulucu” kabul ettirmede baskı araçları olarak kullanıyor.
Bu durum karşısında Mısır rejiminin baskı gücünü zayıflatmak gerekir. Dün Siyonist işgal yönetimine karşı gerçekleştirilen eylemler ve tepkiler sonuç verdi. Bugün Siyonist rejim, Mısır’ın elindeki sopaları kullanıyor. Dolayısıyla o sopaları kırmak için bir şeyler yapmak gerekir. Bunun için önce Mısır rejiminin çirkin yüzünü, ihanetini, Filistin davasına yaptığı haksızlıkları, Filistinlilere yönelik zulümlerini ifşa etmeliyiz. Bugün Mısır rejiminin bir “arabulucu” değil işgalci Siyonist rejimin yanında saf tutan baskı gücü olduğunu her fırsatta gündeme getirmeli, insanlarımızı bu konuda bilgilendirmeliyiz. Sonra da Mısır rejiminin baskı uygulamalarına yönelik tepkileri artırmalı, bu tür tepkilere her fırsatta destek vermeliyiz.
Filistin Gönüllüleri tarafından Mısır rejiminin ihanetlerine, hilelerine ve oyunlarına karşı tepkiler ortaya konması için çalışılıyor. Bugün Türkiye’de Filistin’le dayanışma için birçok platform, komisyon vs. oluşturuldu. Bunların tümü Mısır’ın Türkiye’deki temsilciliklerine tepkilerini iletmeli, bu tepkilerini kamuoyu nezdinde de ortaya koymalılar.
Filistin direnişi Allah’ın izniyle büyük fedakârlıklar göstererek cephe savaşını kazandı. Ama çağdaş Firavun rejiminin sopalarının gösterilmesi suretiyle yürütülen savaşa karşı verilecek mücadele daha çetin bir mücadele olacaktır. Eğer bu mücadele başarıyla sonuçlanamazsa cephede kazanılmış zafer de geri alınmış olacaktır.
Mısır rejiminin, Rafah sınır kapısını kapatarak Kerem Ebu Salim kapısının kullanılması için dayatma yapması masa başı savaşını İsrail hesabına kazanmak için başvurduğu çok tehlikeli ve sinsi bir oyundur.
Bu arada çağdaş Firavun’un adamlarının, insanlarımızı kandırmak için çirkin yalanlardan yararlanmaya ve bu yolla kafaları bulandırmaya devam ettiklerini görüyoruz. Müteakip yazımızda da inşallah o yalanlar üzerinde duracağız.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Ahmet Varol Arşivi