Serdar Arseven

Serdar Arseven

Sayın Kurtulmuş’un teklifine ne dersiniz Sayın Baykal?..

Sayın Kurtulmuş’un teklifine ne dersiniz Sayın Baykal?..

Milyonlar “din karşıtı” olduğunuza inanıyor!..
Ve de...
Dinden “istifade” etmeye çalışan bir “istismarcı!..”

Öyle misiniz, değil misiniz?..
Ben bilemem; lâkin, sokağın kanaati açık!..
Vatandaş sizi “sevmiyor!..” Size “inanmıyor!..”
Her seçimde sille yemenizin başka ne gibi bir sebebi olabilir ki?..

Bir televizyon programında, “Recep Tayyip Erdoğan'ı sandıkta yenmenin zevkini tatmak istemez miydiniz?” diye sorulduğunda...
Hatırlayın; nasıl bir cevap vermiştiniz?..
Ya, işte aynen öyle: “Türkiye'nin bazı sosyal gerçekleri var!”
Aynen böyle demiştiniz!..
Ne demektir bu?..
(Üstadınız Aziz Nesin'den mülhem)
Şu demektir:
“Türk milleti aptaldır!..
Bizim yüksek siyasetimize ve söylemimize asla akıl erdiremez!..
Kalas gibidir;
Gider oyunu en olmayacak adamlara verir!..”
Evet, sözlerinizin “mânâsı” düpedüz budur!..
Bu böyle değilse... Ben yanlış anlamışsam... Ya da “saptırıyor”sam...
Ey Deniz Baykal; “Niçin bir türlü seçim kazanamıyorsunuz?” mânâsına gelen soruya “Türkiye'nin bazı sosyal gerçekleri var” karşılığını vermekle başka bir şey söylemek istediyseniz... “Aslında ne demek istediğinizi” açıklayıverin!..

Eveeet... Geliyorum “asıl” konumuza...
Sizi defalarca uyarmıştım;
“Öyle grup toplantılarına bedava yemek, bedava seyahat tezgâhıyla başörtülü taşımanın faydası yok!..
Bir el atarım oraya,
dökülür cümle foya” demiştim!..
Ne oldu?
O getirdiğiniz garibelerin, öyle parti pırtı işleriyle alâkalı olmadıkları, “Bedava Ankara seyahati, üstelik yemekler de bizden” vaadleriyle Meclis'e taşındıkları, tarafımızdan ortaya konulunca... Bu ucuz tezgâh dağılmış oldu!..
Bakıyorum; şimdilerde “anlamış” gibisiniz, bunun “yol” olmadığını...
Artık, grup toplantılarınıza “minibüs seferleri” düzenletmiyorsunuz!..
Vazgeçtiniz...
Ya da...
Vaz“geçirdim” sizi...
Aferin!..

Hayat boyu spor, hayat boyu eğitim!.. Öyleyse devam edelim:
Sayın Baykal... Malûmlarınız; şu komik “çarşaf” açılımında da çuvallayacağınızı söylemiştim!..
Maalesef; işin içine “para” girdi “pul” girdi...
Dimyat'a pirince giderken, evdeki bulgur da tehlikeye girdi!..
Hey gidi günler; “Başörtüsünü Anayasa Mahkemesi'ne başvuruyla mahkûm ettiren bir parti olarak, 3-5 çarşaflıya rozet takmanın ne kadar oy getireceğini düşünüyorsunuz?” diye sormuştum da...
Amma öfkelenmiştiniz!.. “Siyasi menfaat hesabı filan olmadığını” söylemiştiniz!..
Ben gülmüştüm... Siz... Gülmemiştiniz!..

Ohooo; ben ne yapıyorum, siz ne yapıyorsunuz?!
Ben; “Şu Deniz Baykal kendine gelsin de, şöyle adam gibi bir Ana Muhalefetimiz olsun” diye canımı dişime takmışım...
Bu amacı hâsıl etmek için, bir takmışım yetmemiş, bir daha, bir daha takmışım!..
Siz hâlâ, oralarda!..
Aha;
Bakın ne oldu?..
Şuyûu vukuundan beter..
“Açılımınıza” neler bulaştı?!..
“Çarşaf tezgâhı”nın başladığı Eyüp'ten yükselen “rüşvet” iddiaları, nasıl da ayyuka çıktı!..
Üzgünüm Sayın Baykal; “CHP'den belediye Başkanlığına aday olmam karşılığında rüşvet istendiğini ispatlayacağım. Elimde kamera kayıtları var!” diye haykıran Muhterem Emin Atmaca'dan çok haber çıkacağa benzer önümüzdeki süreçte!..
Bizim Aslan Değirmenci birini “bastı” ya bu haberlerin, diğerleri de...
Hadi benden bir kıyak daha...
Bunu ilk siz duymuş olun: Diğer haberler de... Aynen; “Basılmaya” hazır!

Siz, böylesine “dağılmışken” ve de farkında olmaksızın AK Parti'nin ekmeğini yağlamaya devam ediyorken... Şimdi de “her mahalleye Kur'an Kursu” açılımınız tartışılıyor!..
İyi iyi, açılınız!..
Açılınız, saçılınız da.. Maalesef, yine sıkışmış durumdasınız!..
Sizi sıkıştıran da, bütün “açılımların” gizli zorlayıcısı durumunda olan Sayın Numan Kurtulmuş...
Kendisiyle konuştum...
Değişik vesilelerle dile getirdiği çağrısını “üslubumuzca” netleştirdi...
Deniz Baykal'ı hedefleyerek... Diyor ki özetle;
“Ben ‘CHP din düşmanıdır’ demiyorum!..
‘Dini istismar ediyor’ demiyorum!..
Aksine, ‘her mahalleye Kur'an Kursu’ vaadinden dolayı teşekkür ediyorum!.. Ancak; bu tavrımı sürdürebilmem, Sayın Baykal'ın belli adımları atmasına bağlıdır!..”
O adımlar?..
“Kur'an eğitiminin önündeki 15 yaş engelini kaldırmayı hedefleyen bir yasa teklifi veriniz!”
“Kapalı bulunan 1452 Kur'an Kursu'nun açılmasını temin için, Diyanet İşleri Başkanlığı'na kadro verilmesi gerekmektedir. Bu kadroların verilmesi için girişimde bulununuz!..”
“Hükümet, akşam Kur'an Kursu genelgesi yayınladığında ayağa kalkmıştınız!.. Bugünkü CHP olarak, ‘Kur'an Kursu’ açılımında samimi iseniz, akşam Kur'an Kurslarına karşı olmadığınızı ilan ediniz!.. ”

Aldınız mı Sayın Baykal...
Teklifleri aldınız mı?
Sayın Kurtulmuş'un bu tekliflerinin “hükümete” bakan tarafları da var elbette... Lâkin, hükümet; “Ben yapmak istiyorum ama gördüğünüz gibi din karşıtları engel oluyor!..” argümanını 6 yıldır değerlendiriyor ve sizin duruşunuz hükümetin bu söyleminin “prim yapmasına” sebep oluyor!..
Şimdi siz... “Din karşıtı” ve “istismarcı” değilseniz... Hükümetin elinden, “Yapmak istiyorum ama yaptırmıyorlar” deme imkânını alabilirsiniz!..
“İstismarcı olduğunuzu değil de, olmadığınızı” belgeleyen adımları atmanız dileğiyle...
Öperim!..

Önceki ve Sonraki Yazılar
Serdar Arseven Arşivi