Darbe günlükleri ve PKK

Darbe günlükleri ve PKK

Balbay’ın günlükleri, bazı çevrelerin sadece darbe yapmak için nasıl çaba harcadıklarını göstermekle kalmıyor, aynı zamanda, darbe heveslilerinin zihniyet dünyalarını da ele veriyor.

Türkiye 30 yıldır bölücü terörle boğuşuyor. Binlerce evladını kaybetti. Kaynaklarını terör mücadelesine harcayarak eritti. Enerjisini ülke kalkınmasına teksif edemedi.

Hem insan, hem kaynak israfı devam ediyor. Terör sürdükçe de bu çok yönlü kayıp devam edecek.

Teröristle mücadeleyi her ülkede olduğu gibi, güvenlik kuvvetleri yürütüyor. Polis Özel harekâtının devreden çıkarılması ile birlikte asker teröristle mücadelenin sıklet merkezi oldu. Kırsal kesimlerde asayişi sağlama görevi Jandarma’ya düştüğü için, teröristle mücadelede Jandarmanın özel bir yeri var.

ETÖ zanlısı Şener Eruygur 2002-2004 yılları arasında Jandarma genel komutanlığı yaptı. Yani etnik terörle mücadele eden kurumun başındaki kişiydi. Dolayısıyla teröre ağır faturalar ödemiş, bir ülkenin ilgili kurumunun başındaki kişinin bir numaralı gündem maddesinin PKK terörü olması gerekir. Mesaisini, gecesini, gündüzünü, hatta rüyalarını bile bu işe hasretmesi icap eder.

Günlüklere bakıyorsunuz, bir şey hariç, her şey konuşulmuş. Genel kurmay başkanının molla’lığı, medya’nın durumu, AKP hükümetinin atamaları, Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer’in tavrı, genel kurmay’ın Milli savunma bakanlığına bağlanması, darbenin nasıl yapılacağı, hangi komutanın darbeci ekiple beraber olduğu, hangisinin olmadığı, Cumhuriyet resepsiyonları, Milli güvenlik kurulunda yapılan veya yapılması kurgulanan konuşmalar, seçimler, CHP’nin durumu ve tabi en çok da türban… Konu başlıklarından da anlaşılacağı gibi askeri ilgilendirmeyen her şey konuşulmuş, ama askeri birinci derecede ilgilendirmesi gereken konulara hiç girilmemiş. Mesela, bir Jandarma komutanının en çok PKK terörünü kendine dert etmesi, bunun için kafa yorması, zihin jimnastiği yapması gerekmez mi? Ama yok, Şener Paşamız PKK’yı gündemine bile almamış.

Balbay’ın günlükleri, terör örgütünün, dünyanın en büyük ordularından biri olan TSK tarafından niçin bitirilemediğini, niçin zamanında başının ezilemediğini gözler önüne seriyor. Çünkü bu işi bitirmekle görevli olanların bazıları, bunu hiçbir zaman kendilerine dert edinmemişler. PKK terörü, günlük konuşmalarına girecek önemde bile görülmemiş. Bir sinema yönetmeninin günlük konuşmalarında hiç sinemadan bahsetmemesi mümkün mü? Bir siyasetçini siyasetten, bir doktorun tıp’tan, bir ressamın resimden bahsetmemesi, işini günlük hayatına sokmaması mümkün mü? Elbette mümkün değil. Ama Şener Eruygur ve avenesi için bu mümkün olmuş, Binlerce sayfa tutan günlüklerde sadra şifa olacak tek bir terör vurgusu yok. Sanki Türkiye hiç terör yaşamamış, hiç kurban vermemiş, hiç acı çekmemiş. Şimdi anlıyor musunuz, PKK’nın niçin 30 yıl bu ülkeye meydan okuduğunu, niçin bitirilemediğini.

Balbay’ın günlükleri, Türkiye’nin sadece bir darbe sorunu olduğunu göstermekle kalmıyor, aynı zamanda bir güvenlik sorunu olduğunu da ortaya koyuyor.

Önceki ve Sonraki Yazılar
Arşivi